Bölüm 1

25.8K 880 617
                                    

Kitabın düzenlenmiş halini başka platformdan okuyabiliriz.

----------------------

Bu mektubu hayatta iz bırakamamış biri olarak ibret alın diye yazıyorum...

Hayat gerçekten de çok yorucu olmaya başladı. Gençken yani yirmili yaşlarımdayken bu kadar değildi. Tabii ki hayatı en yorucu yapan şey maddi ve manevi sıkıntılar. Üç defa evlendim. Maşallah dediklerinizi duyar gibiyim.  Sakın ola üç defa evlenmeyin hatta bence hiç evlenmeyin. Evlilik bir para tuzağı... Esaret... İşkencelerle dolu zamanlar... Niye böyle şeyler yazdığımı düşünüyorsunuz değil mi? Ben, son eşim olan Cavidan'dan çok çektim, siz çekmeyin. Neyse bu dünyada paraya hiç önem vermedim. Para el kiri gelip geçer olarak gördüm. Şimdi beni iyi dinleyin PARA ÇOK ÖNEMLİ! O, Cavidan denilen kadın beni bitirdi kuruttu. Şimdi bu mektubu eskimiş ve atılmış bir köpek kulübesinde yazmamı sağladı. Evet, beş kuruş param kalmadı. Önce Fitnat sonra Şaziment ve en son Cavidan hepsi paramı, ömrümü çalıp kaçtılar. 

Size hayatımı kısaca anlatayım. Doğma, büyüme İstanbul'uyum. Hatta büyük büyük dedelerim biri rütbeli bir kazaskermiş. Neyse varlıklı bir ailede doğdum. Varlıktan dolayı mı yoksa kendi fıtratım mı bilmiyorum, fazla şımarıktı biriydim. Her istediğim alınan, yediğim önümde yemediğim arkamdaydı. Parayla aram hep iyi olmuştu. Babam sağ olsun, bana iyi bir ticaret ustası olmayı öğretmişti. Tabii o bana ticaretin dürüst yanları öğretti. Ah! Rahmetli babam ah, ölmeden son kez seni görmek yerine Las Vegas'a gitmesem iyiydi. Neyse ticaret diyorduk. Ben bir de kötü ama daha çok kazançlı yanlarını da öğrendim. Sonra Fitnat ile tanıştım. İki günde evlendik. Nasıl oldu anlamadım. Beni ilk görüşte aşk diye ayakta uyuttu, bastı nikahı. Evliliğimiz, benim iflas etmeme kadar sürdü. Sonra Kamil'e kaçtı... Gerçi kaçmaya çalıştı. Bindikleri araba evden çıktıktan on dakika sonra kamyonun altında kaldı. Bu arada Kamil en iyi arkadaşımdı. Onu sayısız kez rüşvetlerle hapisten kurtarmıştım. Tabii Fitnat'dan kurtulunca tekrardan para kazanmaya başladım. Otuzlu yaşlarımda tekrardan zengin oldum. Bu kez de Şaziment çıktı karşıma. Şaziment tam bir baş ağrısıydı. Ne çok konuşurdu. Düşündükçe başım hala ağrıyor. Şaziment istihbarat gibiydi. Şehirde ki tüm dedikodular onun dilinden geçerdi. Bana zamanında çok borsadan para kazandırdı. Sonra bir gün eve geldiğimde Şaziment yoktu. Sadece kesik bir dil parçası yemek masasının üstündeydi. Şaziment gidince dünyanın ne kadar sessiz bir yer olduğunu anladım. Kırklı yaşlarımda ise en büyük nevale, Nefertiti gibi kadın olan Cavidan ile tanıştım. İlk başlarda kimseye benzemeyen iyi huylu biriydi. Evlendikten iki sene sonra üç yaşında çocuğumuz ortaya çıktı. Beni nasıl etkisi altına almışsa bende inandım. Sonra... Sonrasını anlatmaya yüreğim kaldırmıyor.

İşin sonunda burada eskimiş atılmış bir köpek kulübesinde son nefesimi veriyorum. Muhtemelen kimsesizler mezarlığına gömüleceğim. Özellikle ismimi yazmıyorum. Bu utançlarla dolu hayatımdan adaşlarım da zararlı çıkmasın diye. Eğer bir daha dünyaya gelseydim. Pişmanlık duymadan ve sadece kendim için çalışan biri olurdum.

Bensiz dünyada huzurla yaşayın...

----------------------------------------------------------------------

Her yer karanlıktı. "Demek ölüm dedikleri bu olsa gerek. Sonsuz bir karanlık... İnsan ürperiyor. Acaba zaman kavramı var mı? Bağırsam birileri duyar mı? Kendi kendimle konuşmaktan ne zaman şizofren olacağım acaba?" diye düşünmeye başlamıştım.

Aniden bir ses duydum. Ağlama sesi gibiydi. Ne çabuk delirdim. Üstelik bu ses bir kız sesiydi. Bilinçaltım, niye kız sesi çıkarıyordu ki. Bari erkek sesli bir bilinçaltım olsaydı. Benim bilinçaltım olsa da bir kızla ne konuşabilirdim ki.

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt