Bölüm 16

4.4K 457 72
                                    

Kurtlar, Altair'in bağırması ardından tekrardan öküze doğru saldırmak için koşmaya başladılar. Az önce süt dökmüş kedi gibi olan kurtlar sahiplerinin emriyle şimdi her şeyi keskin ve iri dişleriyle parçalamaya hazır canavarlara dönüşmüşlerdi. Öküz kendine doğru gelen kana susamış kurtları görünce iç güdüsel olarak kaçmaya yeltendi fakat kurtlar ona göre atikler ve iki kişilerdi. Kurtlar öküzü yaptıkları baskı sayesinde ağaçların sık olduğu bir yere doğru götürüyorlardı. Ağaçlar onun kaçmasına set olduğunda ise ilk fırsatta avlayacaklardı. İki kişi olmanın avantajını çok iyi kullanıyorlar. İri olan Altın önde duruyor havlayarak öküzün hata yapması için onu kışkırtıyordu. Hızlı olan gümüş ise gözlerini öküzün boğazına dikmiş, hata yapmasını bekliyordu.

Çocuk ne yapacağını bilmiyordu. Kurtların ikizbaş (bir sayfada iki hayvan varsa onlara ikizbaş tabiri kullanacağım.) olduğunu tahmin edememişti. Şimdi ise bu kadar iyi eğitimli olmalarına şaşıyordu. Eğitmenlerinden tek bir komut almadan kendi aralarında taktik geliştirip uyguluyorlardı. Kimdi bu çocuk? Niye daha önce görmemişti bunu?

Acı ve tiz bir ses yükseldi. "Pes ediyorum."

Altair de hayran hayran kurtları izlerken ses tarafından irkildi ve çocuğa baktı. Çocuk büyük bir utanç içinde elini kaldırmıştı.

"Duyamadım? Bir şey mi dedin?"(Yalan)

"..."

"Kurtlar çok havlıyor ses az geliyor."

"Pes... Pes ediyorum."

"Ney?"

"PES EDİYORUM!"

"Bağır biraz ses şurada bir yerde yok oluyor."

"Ühühühü... Pes ediyorum. Seni adi."

"Ses yok oluyor. Yavaşça söyle dudak okuyayım."

"P,E,S E,D,İ,Y,O,R,U,M"

"Bir daha kaçta bazı kelimeler."

"Aşağılık durdur kurtlarını öküzümü öldürecekler..."

Altair çok git gel yaşıyordu. "Neden iyilik yapacağım ki? Öküz iri bir şey en az iki öğün yerler bunu. Bu da masraftan kurtarır beni. Gerçi itlere masraf yapmıyorum. Kendileri avlanıyorlar ama olsun. Fazla et göz çıkarmaz gibi. Fakat çocuğa da yazık gibi ağlıyor da yazık... Ne yapsam acaba? Gerçi Öküzü ölürse paramı vermez... O zaman onuda öldürürüm. Ya parası yanında değilse... Aman Allahım çok para o... Kaybedemem." diye düşündükten sonra "Durun!" dedi.

Fakat kurtlar duymamazlığa vurarak öküzü köşeye sıkıştırmaya devam ettiler. "Bak bak duymamazlığa vuruyorlar! Kime çektiniz siz acaba?"

"..."[Çocuk]

Altair elindeki sopayı taşa bir kaç kez vurduktan sonra "Duranı bugünkü tavşan olayından dolayı dövmem. Durmayanı ise iki kat döverim." dedi.

Kurtlar saniyeler içinde gözü dönmüş canavardan, evcil bir fifi gibi kuyruk sallayarak Altair'ın yanına gittiler.

"Kimden öğreniyorsunuz bunları?"

"..."

Altair mutlu bir suratla çocuğa gülerek "Evet paralarımı alayım?" dedi.

Çocuk bir kese çıkarıp Altair'a verdi. Altair da keseyi açıp parayı saymaya başladı.

"Ben sözümün eriyim. Bana güvenmiyor musun?"

"Sana niye güveneyim lan. Üstelik bu güvenle alakalı değil. Yerde bulsan sayacaksın."

"Yerde bulsan sayacaksın? O ne demek?"

Altair küçümser bir suratla çocuğa bakarak "Anlamazsın, yaşın küçük."

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin