Bölüm 23

3.9K 455 49
                                    

Siheyuan: Türkçesi avlulu ev gibi bir şey olsa da tam karşılamıyor. Çince bir kelime. Bu tarz evler uzak doğu kültüründe (japon, kore ve çin) var. Bahsettiğim tüccar evleri de bunlar. (Avlulu ev mi diyeyim yoksa böyle mi bilemedim o yüzden size sorayım dedim.)

Bahsettiğim evler bu resimdekine benziyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bahsettiğim evler bu resimdekine benziyor. Lakin biraz daha büyükler.

---------------------------------------------------

Altair, korkmuş kıza su uzatarak "Öncelikle korkma. Sana zarar vermeyeceğim. Al biraz su iç sakinleş." dedi.

Kız, elleri titrek bir şekilde matarayı aldı ve bir kaç damla içti. Hâlâ korktuğu her halinden belliydi. Çünkü etrafında dört tane devasa canavar vardı. Üstelik hepsininde ağzı kanlıydı.

Altair kızın canavarlardan korkutuğunu anlayınca "Hepiniz kitaba!" dedi. Her biri ışık huzmesine dönüştü ve kayboldu. "Evet şimdi daha iyi misin?"

Kız ürkekçe kafasını onaylar gibi salladı.

"Neyse sen kendine gelene kadar şunlarla ilgileneyim. Evet siz kimsiniz? Necisiniz?"

Kızlar birbirlerine baktılar sonra tekrardan kafalarını eğip suskunluklarına devam ettiler.

"Hadi ama kızlar konuşun. Bakın neredeyse sabah oldu. Şehirde işlerim var. "

Kızlar, Altair'in sıcak bir ses tonuyla konuşmasından kısmende olsa biraz daha sakinlemişlerdi. İçlerinden yeşil gözlü, sarışın olan "Şey... Benim adım Aldina." dedi.

"Aldina mı? Güzel isimmiş. Peki sizlerin adınız ney?"

Daha sonra mavi saçlı kız ve son olarak aralarında en güzeli olan kız da adlarını söyledi. "Ben Maysa" "Ben de Elfin"

Altair tutsak olan kızı işaret ederek "Peki ya senin adın ney?" dedi.

Kızda diğer kızların konuşmasından cesaret alarak "Adım Matis." dedi.

"Güzel isimlerinizi öğrendim. Şimdi kimsiniz? Söyleyin bakalım."

Tüm kızlar tekrardan çekinseler de ilk konuşan yine Aldina oldu. "Ben ve Elfin yetimiz. Kimsemiz yok. Bu yüzden kendimize bir yer arıyoruz."

"Nasıl yok? Annenize, babanıza ne oldu peki?"

"Bilmiyoruz. Hiç tanımadık."

"Hmm... Anladım. Peki siz diğerleri?"

Maysa ise gururlu bir yüzle "Benim babam asker." dedi.

"Asker mi? Bildiğin asker yani?"

"Evet. Hatta bir onbaşı."

"Vay canına!" dedikten sonra Altair, Matis'e dönerek "Peki senin baban kim?" dedi.

"Ben... Benim annem yok. Babam ve ben yaşıyoruz. Çarşıda ufak bir dükkanımız var."

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin