Bölüm 55

3.2K 412 74
                                    

Gün doğmadan Altair uyandı. Avlulu evde nöbetçiler hariç kimse uyanık değildi. Evin kuzey tarafında bulunan ağacın, dibine gömdüğü Gognog general ailesinin yüzüğünü aldı. Yüzüğe baktıktan sonra gülümseyerek "Vay Gümüş, sen ne şeker bit itsin öyle." diye mırıldandı. Daha sonra da atına atlayarak madenleri teftiş etmek için, yola koyuldu. geçen 6 saatin ardından madene varmıştı. Madendekiler Altair'i görünce şaşırdılar. Altair madem sorumlusunu Nowde'yi yanına çağırdı.

"Efendim iyileşmişsiniz. Çok mutlu oldum."

"Geçelim bu faslı Nowde. Durumlar nasıl? Sanki köleler az terlemiş gibi az mı çalışıyorlar yoksa. Günde 14 saat çalışacaklar demedim mi!"

"14 saat çalışıyorlar efendim. Lakin bu aralar köle sayımızda azalmalar oldu. Kahya Chengiz'e söyledik fakat sizin sağlığınızla ilgilendiği için pek ilgilenmedi."

"Ne oldu bu köleler lan! Ne kadar eksik?"

"Efendim bildiğiniz üzere her hafta birini azat ederek Papatya hanım götürüyor. Bir de iş kazaları oluyor malum. Özellikle de demir eritme bölümünde. Yaşlılar 30 kg demir külçeleri yukarından kazana atarken bazen dengelerini kaybedip kendileri de erimiş demir kazanına düşüyor. On yaşındaki kölelerde madende bazen zehirli gazlar çıkması sonucu ciğerleri iflas ediyor ve ölüyorlar."

"Ya bana böyle ufak ayrıntılarla gelme. Anladık insan gücü zayıf kalıyor. Zaten insan köleler için başka şeyler düşünüyorum. Günde ne kadar üretim var?"

"Efendim günde 1 tane zırh, 3 tane mızrak, 5 tane de kılıç üretebiliyoruz. Lakin köle yetersizliğinden kılıç üretimi şu an 3."

"Ney?! Üç mü?! 5-3=2, 2×30=60. Yani ben ayda 60 kılıç zarara mı giriyorum. Seni lanet olası! Bu durumu düzelt hemen! Gerekirse 15-16 saat çalıştır ama bu durumu düzelt!"

"Emredersiniz efendim."

"Bu arada Liss'in civcivlerine bir güvercin yolla. Ona burada olduğumu ve gelmesini söyle."

"Emredersiniz efendim."

"Ha! Bir de ot nerede?"

"Ot? Anlayamadım efendim."

"Lan hepsi de aynı tepkiyi veriyor. Papatya nerede?"

"Efendim o, dün azat edilen köleyi götürdü."

Altair, anlamıştı. Papatya, köleyi götürüyorsa, Orkente götürüyordu. Orklara ziyafet için... Zaten orayı denetlemek için oraya da gidecekti.

"Tamam ben gidiyorum. Üretimi artır!"

Altair, Nowde'ye bir kez daha ikaz ederek, atını dört nala sürmeye başladı. Orkent, madene yarın günlük mesafedeydi. Atı hızlı kullanırsa 8 saate düşürebilirdi.

----------------------

9 saat sonra Altair, Orkente vardı. Gördüğüne inanamıştı. Şehir bir ay öncenin neredeyse iki katıydı. Kapıda, Altair'in yapılmasını istediği zırhlarla döşenmiş dört tane ork vardı.

Altair orkları görünce gülümsedi. Gerçekten güçlü duruyorlardı. Eyi eyi... Bunlardan 50 tane olsa 250 kişilik insan birliğini, dozer gibi biçer.

Orklar Altair'i görünce domuz gibi sesler çıkararak "Altair efendi hoşgeldi." diyerek kapıya güçlü yumruk attı. Ardından kapı açılarak, Altair içeri girdi. Bu orklara hala kelime sonuna ek ekleyebilecek zeka gelmemiş. Osman nasıl çıktı bunların arasından acaba.

Şehre girdiğinde ise Altair bir kez daha şaşırdı. "Resmen şehrin nüfusu iki katına çıkmış. Nasıl besliyor la bu manyak bunları... Kesin benden insan ödülünü artırmamı isteyecek..."

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin