Bölüm 61

2.7K 376 159
                                    

Öncelikle umarım öss sınavlarınız iyi geçmiştir ve/veya geçer. Herkesin hakkında hayırlı olan olur inşallah.

------------------------

Altair, kılıcının kabzasını sıkarak "Sizi dinliyorum prenses. Söyleyin, canım pahasına size yardım edeyim." dedi.

Prenses İsnelya mutlu olmuştu. Çünkü Altair onun tek umuduydu. "Babam ve başbakan, Gognog olayını öğrenmiş. Başbakanla aram pek iyi değil zaten. O küçük erkek kardeşim Gosrer'i seviyor ve destekliyor. Bunu fırsat bilerek bazı general ve siyasetçileri bana karşı kışkırtmış. Beni başkente çağırıyorlar. Büyük ihtimalle taht hakkımdan vazgeçmemi isteyecekler. Lütfen bana yardım et. Ühühühü."

Altair şaşırmıştı. Prenses zaten bir kızdı. Yani tahta hakkı olmaması lazımdı. Taht dünyadaki gibi erkekten erkeğe geçmiyor olabilir miydi? Orta çağı zor görmüş bu medeniyette, kadınların böyle bir hakkı var mıydı ki?! Eğer öyleyse... Altair bunları düşündüğü an gözleri parladı.

"Benden ne istiyorsunuz prensesim?" dedi Altair.

"Benimle başkente gelir misin?" dedi prenses biraz çekinerek.

Altair'in yüzünde anlık bir acıma duygusu olsa da fark etmeden yine o ifadesiz suratı takındı ve derin düşüncelere daldı. "Bu kız harbi salak! Seninle başkente gelsem ne olacak? Benim başkente bir gücüm veya nüfusum mu var? Ne yapacak beni bu salak... Neyse şimdi şu taht bilgisini doğrulamam lazım. Eğer prensesin taht hakkı varsa, prensesi bu durumdan kurtarmam lazım. Başkente gitmek göz göre göre tuzaklarına düşmek demektir. Bir şey bulmam lazım... Bir şey... İtibar ve güç kazandıracak bir şey... Devlet faydasına yarayan birşey... Tabi ya isyan!"

Altair eğilerek gülümsedi ve "Prensesim öncelikle başkente gitmeniz taraftarı değilim." dedi.

Prenses ve vali şaşırmıştı. "Neden? Eğer babam gelmemi istiyorsa gitmem gerek."

"Haklısınız prenses. Lakin gitmeniz sadece başbakana ve yandaşlarına yarar."

"Olmaz babam çağırdı. Gitmem gerek." dedi prenses endişeli bir ifadeyle.

"Prenses ben gitmeyin demiyorum. Sadece erteleyin. Benim buraya asıl gelme sebebim, isyancıların yerlerini öğrenmiş olmam. Eğer isyancıları bastırırsak, bu size güç ve itibar sağlar. İsyanı bastırmış bir prensese baskı yapamazlar." dedi Altair.

Vali ilk başta kendini başbakandan yana tutacaktı. Çünkü prensesin, Gognog olayıyla birlikte bittiğini düşünüyordu. Başbakanın yanında durup, prenses aleyhine davranırsa pastadan pay alacağını düşündü. Fakat Altair'in şimdi söylediği şey doğruysa, yani isyancıların yerlerini öğrendiyse işler değişirdi. Çünkü isyanı bastırırsa prenses, başkente bir beceriksiz olarak değil de, bir kahraman olarak giderdi. Vali bir karar vermesi gerekiyordu. Prensesin mi yoksa başbakanın mı yanında yer almalıydı?

Prenses, babasının emirlerine tam uymayacağından biraz rahatsızdı. Fakat Altair haklıydı. Ona güvenmek istiyordu. İlk defa bir erkeğe içtenlikle inanmak istiyordu. Yanakları yeniden pembeleşerek "Peki Altair. Sana inanıyorum." dedi.

Altair gülümseyerek "Teşekkürler Prensesim." dedi ve ekledi. "Gece vakti buradan ayrılmalıyız. Sessiz ve yeterli bir askeri güçle."

----------------------

Liss'in civcivlerinin en üst katında büyük bir gürültü kopuyordu. "Emin misiniz?! Gerçekten Prenses İsnelya, Altair'a sarıldı mı?!"

Her yeri kas olan, iri, siyahi adam el pençe titreyerek "Kaynaklarımız öyle diyor efendim." dedi.

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Where stories live. Discover now