-8-

22.6K 1.4K 61
                                    


'zor anlar '

Yağmur kimine göre huzur kokar. ..kimine göre ise günahlarını yıkar. ..
Elif oldu olası yağmuru sevmezdi. Belki saçlarını ıslatmasından belki de o gün beğendiği kıyafeti giyememesinden, zira ne zaman mini  efil efil savrulan bir etek seçse giymek için o gün,  ya yağmur yağar ve yada yağmur yağacağını zanneder,  beğendiği kıyafeti giymezdi . Seçtiği kıyafetin yerine pantolon giyerdi. Bu sefer de umduğu gibi yağmur yağmaz,  beğendiği kıyafeti giyemediği için yağmura küserdi....
Sevmezdi işte  yağmuru,  şansına bugünde yağmur yağıyordu.

Babasının durumu kritikti, öyle söylemişti doktor . Beklemekten başka yapabilecekleri birşey yoktu. Annesi oturduğu sandalyede bir ileri bir geri sallanarak dualar ediyordu. Yüreğinin üzerinde bir kor yaktı, kavurdu Elif'i . Bu duruma gelmelerinde  payı çok büyüktü, öyle düşünüyordu.
Duramadı merdivenlere doğru yöneldi.

"Elif nereye?"

Başını geriye çevirdi ,  "Hava alacağım anne "

Şermin Hanım derin bir 'ah ' çekti.  Beklemek, sevdiğini hayat arkadaşını beklemek ne denli zormuş !
Sabredip dua etmekten başka çaresi yoktu.  Sandalyede bir ileri bir geri sallanarak kaldığı yerden dualarına devam etti.

Elif merdivenleri ikişer üçer inerken,  az daha yuvarlanacaktı.
Umursamadı .....
Koşar adım indi merdivenleri.  Yanından gecen kalabalık insan topluluğu gözlerine görünmedi bile! Sanki koskoca hastanede bir başınaydı. Kimsesiz ,çaresiz,  yapayalnız !

Çaresizliğin ne demek olduğunu yeni yeni anlıyordu. O hiç çaresiz olmamıştı. Ol demesi yeterliydi ne isterse babası önüne tüm imkanlarını sunardı . Şimdiyise dağ gibi babası içerde yaşam savaşı veriyordu.. ..

İlk defa vicdanı sızladı . İlk defa yapmış olduğu davranışları vicdan terazisine koydu. Yine de vicdanı ağır bastı. ...Yaptıklarından utandı ....
İnsanlığını sorguladı.

"Ah keşke "dedi. "Keşke zamanı geri alabilsem, keşke bunları hiç yaşanmamış kılabilsem." dedi. O sevmediği yağmur saçlarını ıslatırken de aldırmadı, oturduğu bankın ıslak olduğunu dahi umursamadı.
Bankın soğuğu tenine işliyordu.

Ağlamaya başladı yağmur damlaları yüzüne vurdukça göz yaşlarını yıkayıp götürüyordu. O ki, hayatı hiç umursamamıştı. Her günü dolu doluydu. Şimdi ise bir gecede hayatı tepe taklak olmuştu !

Sanki yağmur durmuştu. 
Başını kaldırdı. Biri şemsiye tutuyordu. Hiç ummadığı kişiyi görmesi ile şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi .
Hafif hareketlerle ayağa kalktı. Sümüklü Naciye'ydi, dün kız için neler demişti öyle?  Yine bir utanç dalgası tüm benliğini sardı . Kız kendi yağmurda ıskanırken şemsiyesini ona uzatmıştı. Hemde hiç samimiyetleri olmamasına rağmen!

"Ağlama" dedi .Ne kadar basit bir cümleyidi ağlama ! Daha çok ağlamaya başladı omuzları sarsılıyordu.
Naciye bankın etrafını dolanıp, ıslak banka oturdu. Bir çırpıda boynuna sarıldı Naciye .  Sanki kırk yıllık dostu gibi!

"Sakin ol her ne ise geçecek Rabbim dermansız dert vermez"

İnsanı derdi sıkıntısı konuştururmuş! Elif'i de sıkıntısı konuşturdu.

" Geçecek gibi değil "

"Söyle bana Elif , neden bu haldesin?"

Bir şey söyleyemedi, kendi şımarık hareketleri yüzünden yaşadıkları felâketi dillendiremek diline ağır geldi .
Naciye o susunca,  baktı olmayacak,  girdi Elif'in koluna.

" Hadi içeri geçelim,  üşütüp hasta olacaksın "

Kabullenmiş bir şekilde ayağa kalktı Elif. Hastanenin merdivenlerini yavaş usul çıktılar birlikte .
Naciye, Elif'i hastahanenin kantinine yönlendirdi.  Kantin  fazla kalabalık değildi. Boş bir masaya oturttu Naciye,  Elif'i. Gidip bir bardak çay aldı Elif'in önüne koydu.
Elif çaya uzanırken başını kaldırdı karşısında oturan Naciye 'ye baktı.
Kız tüm iyi niyeti ve sımsıcak bakışları ile kendisini izliyordu.

Hovarda  ✔   RaflardaWhere stories live. Discover now