~29~

19.8K 1.2K 63
                                    


Garsonun masayı donatması ile oturuşlarını düzelttiler. Ortaya konan balık ve çeşitli mezelerin eşliğinde yemeklerini yemeye başladılar.

"Utku bir sen kaldın be kardeşim,  hani bir türkü vardı ' yiğit yarsız olur mu?' neydi türkünün ismi? "

" Misket Vedat ...türkünün ismi 'Misket' " dedi Utku sıkkın bir şekilde.

Bakışları masada ki arkadaşlarına kaydı. Haklıydı Vedat , bir o yarsız , sevdiğinden mahrumdu!
Mert Ayaz evliydi. Vedat sözlü,  Engin ise gizemli bir sevdiği vardı. Kendini sapsız üzüm gibi hissetti bir an. Gönlü adeta sevdiceğine kavuşmak için yandı kavruldu. İmkanı vardı da o mu sevdiğine kavuşmuyordu?
Kalktı ayağa sahile doğru yürüdü Utku.

" Nereye Utku? " Engin'in ardından seslenmesine aldırmadı. Ne çok istiyordu,  birazcık cesaret ile gönlünü açık etmeyi. Lâkin Engin'i kaydetmeyi göze alamazdı. Aklı karmakarışık bir şekilde yürüdü sahil boyunca.

Çıksa Naciye'nin karşısına ah yüreğinden sevda çiçeklerini serpiştirse, baksa güzel gözlerine Naciye'nin  duygulu ince....
Naciye utanarak bakışlarını kaçırtsa gözlerini.

" Naciye Hanım. .."  ne hanımı şaşkın, hem seviyorsun hem ' hanım' diyerek mesafe koyuyorsun!

"Seviyorum seni Naciye evlenir misin benimle? "

"Rica ederim Utku Ağabey . Siz ağabeyimin kan kardeşisin. Bizim evlenmemize imkân yok "

Hayalleri bile saçma bir yola girmişti!  Güldü düşündüklerine. " İyice yeşilçama bağladın oğlum! Hayallerin bile çok saçma " deyip yerden bir taş alıp hırçın dalgalara savurdu elinde ki taşı.

" Saçmalamak iyidir! "

Döndürdü başını , Mert Ayaz biraz gerisinde elleri cebinde denizin telaşsız çırpınışlarını izliyordu. 

"Bazen iyi değil!  Sen evlisin , severek evlenmiş olmasan da akşam yolunu gözleyen bir karın var. Vedat sevdiği ile sözlü,  Engin'in kim olduğunu bilmediğim bir sevdiği var. Ya ben,  ulan sevdiğim kız kan kardeşimin bacısı! Benden haberi dahi yok kızın. Yüzsüzce aynı masaya oturup,  Engin'in yüzüne bakabiliyorum !"

" Zannettiğinin aksine anamdan başka bekliyenim yok Utku. "

"Ne farkeder evlisin ,  bugün beklemezse yarın bekler yenge "

Umutsuzca omuz silkti." Belki de ortada bir yengen de yoktur "

Anlamaz bir şekilde baktı Utku, kan kardeşinin yüzüne baktı. Dışarıdan sarsılmaz bir dağ gibi görünüp,  aslında içinde enkazı taşıyordu Mert Ayaz. " Bir sorun mu var aranız da? "

Bıkkın bir nefes saldı. " Bıraktı gitti Elif, benim yüzünden! "

Bazen hiç birşey görüldüğü gibi olmadığını bizzat Mert Ayaz'ın sözleri ile bir kez daha anladı Utku.
Boğazı düğüm düğüm oldu. Kardeşinin acısını yüreğinde hissetti. Bir adım da yaklaştı Mert Ayaz'a. Elini uzatıp arkadaşının omuzuna elini koydu. " Üzülme düzeltir inşallah herşey "

" Alışmışım oğlum!  Hayatımdan çıkıp giderken yüreğimi de söküp götürdü "
Ne diyeceğini bilemedi Utku.Mert Ayaz ağır ağır lokantaya doğru yürüyünce,  ayak uydurdu Utku'da.
Geri döndüler lokantaya, diğerlerinin meraklı bakışları eşliğinde oturdular masaya.

Arkadaşları ile vakit geçirmek iyi gelmişti Mert Ayaz'a. İlkindi kızıllığı şehre çökerken eve gelebildi. Anahtarı ile açtı kapıyı, girdi içeri.  Annesi oturduğu koltukta, elinde her zaman ki gibi elinde ipleri ve şişleri ile örgü örüyordu . Geçti annesinin yanına oturup, öptü annesini. " Nasılsın annem? "

Hovarda  ✔   RaflardaΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα