~37~

16.2K 997 109
                                    

Zaman çok çabuk geçiyordu kimine göre Mert Ayaz'ların evlat hasreti dinmiş, hatta sevinçleri ikiye katlanmıştı. Bebeğin rutin kontrolü için Utku ve Naciye kadını hastaneye götürmüş ve kontröl sonrası ikside telefonlara sarılmışlardı. Kontrölde kadının ikiz çocuklara hamile olduğu ortaya çıkmıştı.

Utku, Mert Ayaz'ı arayıp sordu kardeşine ne yapması gerektiğini, zira adam öteki bebek içi de para istiyordu. Mert Ayaz hiç düşünmeye gerek görmedi, önemli olan sağlıktı. Para bir şekilde kazanılıyordu da sağlık olmayınca bir işe yaramıyordu para.

" Ver ne istiyorsa adam, kardeşim"

" Ulan ben pazarlık yaparak yüz milyarı elli milyara düşürmüştüm, adamın nasibiymiş o para bak gördün mü kardeşim? "

.....

Haber salınmış , müsade istenmişti Naciye'ye dünür gidilmek için. Kız tarafı içinde uygundu zaten Fehim Bey Utku'yu ayrı bir severdi. Aldılar çiçeklerini çikolatalarını gittiler Naciye'yi istemeye.

Kapıda tüm aile onları karşılayıp içeri buyur ettiler. Naciye boydan uzun beyaz bir elbise giymiş başına da lacivert bir şal takmıştı, çok güzel olmuştu Utku'nun gözünde.
Utku ise lacivert bir takım elbise giymişti, birbirlerini öyle güzel tamamlamışlardı ki , bu kimsenin gözünden kaçmadı, tavafuktu işte.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Naciye Allahın emri ile Utku'ya verildi.
Fehim Bey gençleri bekletme taraftarı değildi, iki gün sonra söz, o günü imam nikahı kıyılmasını istemiş, erkek tarafı da kabul etmişti .
Önce Engin ve Asuman'ın düğünü olacak bir ay sonra da Utku ile Naciye'nin düğünü olacaktı.

El öpme merasiminde, bir zamanlar Utku'nun yaptığı gibi sıra Engin'e gelince, uzattı elini Utku'nun gözlerinin önüne.

" Öp bakayım elimi Utku kardeşim "

Şaşkın şaşkın bir Engin'in eline baktı, bir gözlerine Utku. " Saçmalama istersen Engin!"

"Niye kardeşim? Sen yapınca çok normaldi de ben yapınca mı saçma oldu? Uzun etme de öp elimi! "

Utku baktı ki başka şansı yok,  mecburen Engin'in elini öptü. Sarıldı iki kardeş birbirlerine. Tam ayrılacaklarken Engin, " Herşey karşılıklı kardeşim, sen ne edersen gün gelince ben de sana aynısını yaparım. Ona göre ayağını denk al olur mu benim biricik kayıncom?" diye fısıldadı.

Anladı Utku, ne denek istediğini Engin'in. Bir hafta sonraki düğünde adetten deyip, Engin'e 'güya çıkma gününde' yapacağı sulu şakalar için uyarılıyordu. Eğer bir şey yapacak olursa da onun da sırasının geleceğini söyleyerek şimdiden Utku'nun sulu şakalarından kurtulmak için tedbir alıyordu  aklınca Engin.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, yüzlerinde solmayan tebessümleri  ile müsade istenip ayrıldılar kız evinden. İki taraf da çok mutluydu. Aile bağları bir kez daha güçlenmişti. Hacer Hanım ve eşi  Zeki  bey  evlatlarını güvendikleri, sevdikleri gençler ile izdivaça doğru yola çıkardıkları için mutluydular. Engin çok terbiyeli herkesçe sevilen bir gençti. Naciye ise ağabeyi kadar mükemmel dinine bağlı bu zamanın ender genç kızlarındandı. Hem Utku,  Naciye sayesinde yola gelmiş dinine sıkı sıkıya bağlı bir genç olmuştu.
Huzur ve mutluluk bu aileye öyle bir gelmişti ki, terketmemesi için hepsinin duaları ortaktı.

.....

İki gün sonra denilen zaman da Utku ve Naciye'nin sözü kesildi. Naciye çalgılı bir söz istemediğinden,  bilinenin aksine eskiden yapılan lâkin günümüzde pek uygulanmayan bir söz merasimi yaptırdı.
Bir odada dualar okundu. Dualar ve aminler eşliğinde sözü yapıldı.

Hovarda  ✔   RaflardaTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon