~30~

19.9K 1.2K 87
                                    

Karısının baş ucuna çözmelip alnından öptü. Bu ayrılık her ne kadar canını yaksa da herşey güzel gelecekleri için katlanıyordu .
Yüreği can çekişiyordu , ne kadar da zordu yarinden ayrı kalmak.

Elif'in yüzüne eğildi, göz altınları çökmüş , yüzünün rengi solmuştu. Onun içinde çok zor olduğunu biliyordu.
İlk adımı Elif atmalıydı ki bu evliliğin sağlamlaştığına canı gönülden aklı da kalbide inansın, aklında yüreğini delip geçen sorular kalmasın istiyordu.

"Çok zor be! Ne menenmiş bu ayrılık. Yüreğim burda iken ben nasıl başımı yastığa rahatça koyup yatabilirim. Ah Elif, biraz cesaret be gülüm. Yetmedi mi bu ayrılık! "

Tekrar eğilip , hasretle karısını hafifçe öpüp, çöktüğü yerden ayağa kalktı .
Yüreği kanıyordu ," Erkek adam ağlamaz! " diyenlere inat iki damla yaş süzüldü yanaklarından aşağı. Kırmızı gülü komidinin üstüne koyup ,sessiz adımlarla geldiği yöne doğru yürüyüp, pencereden , kiraz ağacına atladı. Sessizce indi aşağı. Büyük adımlarla bahçe kapısına ulaşıp, tırmandı demir kapıya, atladı aşağıya. Onun için zor olmuyordu ordan oraya inip çıkmak, ucunda sevdiği kadını görmek olduktan sonra , göğe merdiven dayar , oraya da çıkardı.

Arabasının yanına yaklaşıp, anahtarla açtı kapının kilidini, binip arabasına, eve doğru yola çıktı. ..

.....

Bir hafta sonuydu sırların ayan beyan ortaya çıktığı vakit. ...
Mert Ayaz programı olduğu için katılamayacağını söylemişti. Vedat , Yasemin ile buluşacağını söylemiş, Utku'yu kibar bir şekilde geri çevirmişti. Geriye bir Engin kalıyordu ki, onu aradığı vakit ilk önce kem küm edip,  " Kardeşim kusura bakma işim var " diyerek o da programı olduğunu söyleyerek reddetmişti.

" Ulan bugün de herkesin işi var, programı var. Koskoca gün ben ne edeceğim bir başıma. Annem komşu da, babam Faysal Ağabey'in kahvede,  Asuman  arkadaşı ile buluşmaya çıktı. Eee neydiyim şimdi? "

" Söyledim ya oğlum  bir arkadaşla bulunacağım,  akşama sabret bir araya geliriz elbet. "

" Diğerleri de aynen böyle dedi "

"Ne iyi işte,  plan belli. Akşama Faysal Ağabey'in kahvede toplanırız "

" Engin ?"

"Söyle ne var yine Utku?"

"Bende geleyim seninle,  söz yenge beni farketmez bile..."

Engin'i öyle bir öksürük tuttu ki, zavallı gencecik yaşında gidiyor du az daha darıbekaya doğru!  " Manyak mısın oğlum sen?  Sevgilimle buluşacağımı da nereden çıkardın? "

"Benim tanımadığım bir arkadaşın mı var? Yengenle bulunacağım demiyorsun da karı gibi kıvırtıyorsun kardeşim  ! Söylesene açık açık yengenle buluşacağım diye! "

"Yok  öyle birşey,  kapa kardeşim kapa adam beni bekliyor yarım saattir senin yüzünden! "

Telefon konuşmasının ardından hop oturdu,  hop kalktı Utku. Engin'in yüzüne telefonu kapamasına işkellendi. Bu adam durup dururken niye panik oldu?  Arkadaşı ile buluşan hiç kem küm eder mi?

" Kesin yenge ile buluşacak,  bana demiyor hergele! "

Aklına düşen hinlik ile kaptı deri ceketini,  çıktı evden. Arabasına binip
Engin'lerin evi gören bir binanın yakınında durdu.  Çok sürmedi ki Engin de çıktı,  sallana sallana kaldırımdan yürüyerek Limon Çiçeği Kırtasiye'nin oradan köşeyi döndü. Utku da peşinden,  arada büyük bir fark vardı ikisinin. Zira Utku, Engin'e yakalanmadan gizemli yenge olayını çözmek istiyordu. Neredeyse bir aya yakın bir zamandır Engin'in esrarengiz hallerine katlanıyordu.
Bazen kırıldığı anlar dahi oluyordu. Engin gergin olduğu vakitler hep Utku'ya patlıyor,  " Birader üzerine vazife mi her daim beni kontröl etmek?  Sende bul birini hayatını rayına otuttur !"

Hovarda  ✔   RaflardaWhere stories live. Discover now