~25~

19.8K 1.3K 90
                                    


Bir aya yakın bir zamandır evli olmalarına rağmen kocasını ilk defa bu kadar içten görüyordu. 'Kim bilir , belkide insafa geldi ' diye düşündü.  Arkasından bir süre seyretti,  Mert Ayaz'ı. Arabaya binişini, binmek üzereyken el sallayışı, buruk  bir sevinç yaşattı.
Kapı pervazına yaslandı. Vücudunda bir halsizlik vardı. Ani bir şekilde üşüdüğünü hissetti.

Hırkasının uçlarını çekiştirerek bedenine sardı. Üşüyordu, sanki kış ortasında dışarıda kalmış gibi...
Sabah kalktığında da kendini kötü hissediyordu  lâkin kocası ile ters düşmekten çekindiği için kalkıp,  kahvaltıyı hazırlamıştı.

İçeri geçti.  Yürümekte zorluk çekiyordu adeta!  Mutfağa geçti.  Kayınvalidesi mutfağı toplıyordu. " Rüveyda Teyze kendimi iyi hissetmiyordum,  müsade edersen odama geçmek istiyorum "

Panikle elindeki tabakları tezgahın üzerine bıraktı. Yaklaştı Elif'e ,elini uzattı alnına, ateşi vardı.
Dudaklarından bir , ' hihhh ' nidası döküldü.  " Yanıyorsun yavrum benim. Sen geç oldana geç kızım, üzerini aman fazla örtme olur mu ?"

"Tamam Rüveyda Teyze "

Odasına doğru yürüdü. Arada bir gözleri kapanacak gibi oluyordu.
Hassas bir bünyesi olduğunu biliyordu. Hasta olduğu vakit yataklara düşer, kolay kolay atlatamazdı hastalığını.
En son balkonda oturmuştu.
Oradan şifayı kaptığına neredeyse emindi.  Peki oradan yatağına uyur gezer bir şekilde gelmediğine göre Mert Ayaz  mı getirmişti onu? Öyle olması muhtemeldi.
Mert Ayaz'ın, insafa gelip, onu yatağa kadar taşıdığı düşüncesi kalbinin kıpırdamasına neden oldu.  Yoksa kocası değişmeye mi başlıyordu? 
Zira sabah çıkarken,  akşam dışarı çıkaracağını söylemişti! 
Ah birde hastalığı yeni başlıyordu,  imkân var mıydı ki, o gelene kadar iyi olmasına?  Umutsuz bir şekilde yatağın içine girdi. 
Rüveyda Hanım ' Üzerini fazla örtme ' demişti.  Lâkin öyle çok üşüyordu ki, üzerini sıkı sıkıya örtüp ısınmaya çalıştı.

......

Rüveyda Hanım, Elif'in sesi soluğu uzun bir zaman çıkmayınca meraklanıp odanın önüne geldi. İçerden ses çıkmıyordu. Yavaşça kapının kurpunu indirdi, gördükleri ile şaşkına uğraması bir oldu. Gelini üzerinde kat kat battaniyelerle yatağın içinde yatıyordu. Yavaş adımlarla yatağın kenarına yaklaştı. Elif'in üzerine örttüğü yorganları battaniyeleri tek tek üzerinden kaldırdı.

Kızcağız ter su içinde titreyerek yatağın içinde büzüşmüş ,

" Üşüyorum !" diyerek sayıklıyordu. Elini alnına koydu. Cayır cayır yanıyordu. Üzerindeki elbiseler terden sırıl sıkkam olmuştu.

"Ah birde örtme üzerini dedim sana be yavrum! "

Dolaptan temiz kıyafet çıkartıp tekrar Elif'in baş ucuna geldi. Kızı yattığı yerden kaldırmak, Rüveyda Hanım için zor olsada, yavaş yavaş üzerini tamamen soyup, getirdiği temiz kıyafetleri giydirdi.

Yatağın üzerindeki bütün yorganı ve battaniyeri alıp katlayıp dürdü ve dolabın içine yerleştirdi. O da biliyordu ki, Elif üşüdüğü için tekrar onlara sarılacak ve ateşi daha da çok yükseltecekti.

Belki ateşli olduğu için çokça üşüyeceti lâkin ateşi daha da çok çıkmasını bu durumda engellemiş oldu, battaniyeleri kaldırarak Rüveyda Hanım.

Odaya son bir kez göz attı. Elif aynı vaziyette büzüşmüş sayıklayarak yatıyordu. Sessizce odadan çıktı. Salona yöneldi. Sehbanın üzerinde duran telefonunu eline alıp Mert Ayaz'ı aradı. Çalmasına rağmen açmıyordu .

Bazen siz ne kadar aceleci olursanız olun işleriniz hiçte umduğunuz gibi gitmez. Hep bir terslik olur. Pes etmedi tekrar aradı sonuç değişmemişti.

Hovarda  ✔   RaflardaDove le storie prendono vita. Scoprilo ora