-9-

23.1K 1.4K 202
                                    

- Karar -

Gecenin karanlığıda gönüllerin kasvetiyle eş değerdi . Muhsin Hoca Allah' a hamdetti . İki evladı vardı büyük olan kızı evli birde kızından torun sahibi olmuş mutluluğu katmerlenmişti.

Küçük olan ise oğlu arslan parçası Hamza'sı askeri okullarda okumuş üsteğmen olmuştu . Hiç bir zaman ne annesine nede kendisine saygısızlıkları olmamıştı. Hatta kızı Rukiye babası uygun bulduğu için evlenmişti. Kocasını hiç tanımadan nikah masasına oturmuştu.

"Allah herkese hayırlı evlat nasip etsin." diyerek oturduğu evin sokağına saptı.
Ağır ağır merdivenleri çıktı.
Kapının önüne gelince hanımını rahatsız etmemek için cebinden anahtarını çıkarttı 'Bismillahirrahmanirrahim 'diyerek sağ ayağıyla içeri adımladı . Muhsin Hoca girmiştiki içeri, karısı Şengül onu antirede karşıladı. Ceketini çıkartılmasına yardım etti karısı Şengül . Beraber salona geçtiler. Şengül Hanım Muhsin Hoca'nın moralinin olmadığını görebiliyordu lâkin lafa nerden başlayacağını bilemiyordu. Oturduğu koltukta meraktan ölecekti az daha Şengül.

"Bey ne yaptınız kız isteme işini verdiler mi? diye sordu. Hay sormaz olaydı. Muhsin Hoca gece ki olan olayları bir bir karısına anlattı .

"Ya işte böyle hanım Allah'a Hamdü Senâlar olsun. Bizim de evlatlarımız var birşey diyemiyorum. Kızımızı evlendirdik çok şükür. Sıra oğlumuzda İnşaAllah onuda hayırlı helal süt emmiş bir kızla evlendiriz."

"İnsaAllah bey İnsaAllah "deyip konuşmayı sonlandırdılar.

.......

Muhsin Hoca kız isteme olayını karısı Şengül 'e anlayınca, aslında laf peşinde koşan bir adam hiç olmadı. Karısı Şengül Hanım sorunca olanı biteni anlatmıştı adam nerden bilsin böyle olacağını kız isteme olayını duymayan kalmamıştı.

Herşey bir yana kızın terbiyesizliği göz önünde tutulmuyor Mert Ayaz hakkında ileri geri konuşuyorlardı. 'Sinek pis değil lâkin miğde bulandırır! ' demişler. Yılların delikanlısı Namus abidesi Mert Ayaz asılsız bir çift laf yüzünden biranda oluvermişti HOVARDA. ..

Kapı önlerinde pencere kenarlarında fısır fısır Mert Ayaz'ın HOVARDALIĞI Zamparalığı konuşuluyordu.

Yahu bu mahallenin evladından bahsediyorlardı .
Mahallede doğmuş büyümüş delikanlıdan bahsediyorlardı. Bu yaşına kadar hiç mi tanışmışlardı onu.
Kızlarını alsın diye etrafında pervane olan kız anaları,  Mert Ayaz'a  çamur atmakta adeta birbirleri ile yarışır olmuşlardı!

Hani nerde kaldı Mert Ayaz'ın dürüstlüğü, nerde kaldı kimseye yan gözle bakmaması?
Bir anda adamın kişiliğini unutur oldular. Sokak ortasında, kıyda köşede Mert Ayaz'ın hovardalığı söylenip duruyordu.
Adam kendinden büyük kadınlara kızlara abla, kendinden küçük kızlara yeni yetişen çocuk kabul edilecek genç kızlara ise bacım derdi. Konuşurken ise başını kaldırıp herhangi bir kadının kızın gözüne bakmazdı.
Böyle bir genci karalamak mahallenin esas görevi oluştu adeta!

......

Mert Ayaz  her zaman ki park yerine arabasını park edip . İndi arabadan.
Tam eve geçiyordu ki önünden geçtiği binanın, üst katlardan birinden tam ayağının dibine bir saksı fırlatıldı.

Ne oluyor demeye kalmadan , her kafadan bir ses işitti . Rüveyda Hanım ise oğlunu korumak için eve sokmuya çalışıyordu.

"Puuu " dedi saksıyı atan yaşlı kadın. "Bunca zaman koynumuzda yılan beslemişiz."

Ruveyda Hanım olayın şaşkınlığıyla ne yapacağını bilemedi. Mahalleli Mert Ayaz'ı linç etmek ister gibi kapılarının önüne toplanmış hakaretler küfürler havada uçuşuyor du.

Hovarda  ✔   RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin