~23~

20.8K 1.3K 182
                                    

Mert Ayaz'ın olduğundan da dengesiz olduğunu düşünmeye başladı. Adam bir romantik erkeği oynuyordu,  bir dengesiz erkeği oynuyordu. Neydi şimdi bu ? Gelip kucaklayınca  ilgili koca mı oluyordu şimdi de?

Ah birde alaya alan sözleri yok mu? Deli oluyordu Elif onun tutarsız davranışlarına. ..

Boşanmak istemiş olmamış, mesafe koymuş, becerememiş ne olacaktı bu işin sonu? ' Boş ver salla gitsin ' deme gibi bir lüksü de yoktu üstelik. Acaba alttan alsa ilgili, kocasına itaatkar bir eş rolü oynasa, onlardan mükemmel bir çift ortaya çıkar mıydı?

Bunu düşünmesi gerekiyordu. Belki o zaman Mert Ayaz'da onunla uğraşıp durmaktan vaz geçerdi. O oyunu hakkında planlar yaparken, kaderin en güzel oyunlar oynadığından bir haberdi.

"Yemek hazır annem bekliyor. "

" Tamam çek kolunu öyleyse "

Birlikte kalktılar yataktan. Sofraya geçerken kocasından tarafa bakmaya utandı Elif. Zoraki bir öpücüktü lâkin Elif'te karşı koymsmıştı. Bu durumda pek de zoraki sayılmazdı.

Yemekten sonra aceleyle işlerini toparladı. Bu gece büyük bir oyunu vardı zira...

Akşam çayından kalan bulaşıkları da toparlayıp,  girdi odasına. Mert Ayaz daha salondan gelmemişti. Olabildiğince çabuk bir şekilde kıyafetlerini çıkartıp,  dolaptan bir pijama aldı eline. Hızla giyinip yattı yatağa.
Fazla geçmemişti ki kapı açıldı. Nefesini tuttu. Uyuduğunu zannetmesini istiyordu.

Mert Ayaz'ın  yatağa yatması ile kalbi atmayı unuttu sanki!
Aklındakini uygulamak için , ani bir şekilde sağ elini kocasının üzerine attı. Heyecandan nefesi kesiliyordu sanki!
Mert Ayaz bileğinden tutup ;elini üzerinden çekti. Bu sefer de hafif mırıltılar eşliğinde bacağını üzerine attı.

" La havle vela guvvete! " deyip bacağını tutup, üzerinden çekti.  "Gündüz ayrı bela,  gece ayrı bela! "

Bu sözleri Elif'i daha da kararlı hale getirdi.  " Görürsün sen belayı! " deyip hızla kocasının üzerine çıktı. Güya uyku halindeydi, rolüne nasılda kendini kaptırmıştı öyle!

Dudakları, gözleri kapalı vaziyette, Mert Ayaz'ın yüzünde dolaştı. Adamın taş kesildiğine yemin dahi edebilirdi!

Bir anda kendini yatakta sırt üstü buldu. Şaşkınlıkla gözlerini açtığı vakit , kocasının onun yüzüne dikkatli bir şekilde baktığını gördü. Tüm planını mahvetmişti , hemde kendi elleri ile...

Kararlı bakışları altında aklı durdu adeta! Kocasının öpücükleri, ona karşılık varirken kendini bulması ,kesinlikle bunlar planın bir parçası değildi! 

Hayır kesinlikle planlarında kendi isteği ile kocasıyla birlikte olmak da yoktu! 
Hele Mert Ayaz "İstiyor musun, " dediği vakit,  kararlı bir şekilde,  "İstiyorum " demesi hiç yoktu!

.......

Hergün bir öncekinin aynısı olarak geçip gidiyordu . Kocasıyla sanki biraz daha iyi gibiydi.
Ara ara misafirleri geliyor; onları ağırlıyor,  akşam da kocasının gelirlerini bekliyordu.
Yine bir akşam üzeri kendini yorgun hisseti müsade isteyip geçti odasına Elif. Yorgun bir şekilde yatağına yattı. Öyle yorgundu ki, hemencecik uyuyuverdi...

Akşam yemeğini Rüveyda Hanım hazırlamış , Elif'i yemeğe çağırmak için odanın önüne gelmişti ki oğlu;

" Dur sen anne ben onu çağırırım." demiş ve odaya sinsice girmişti . Yatağın ayak ucuna geldi. Kadın dünyadan bir haber uyuyor, kimseyi umursamıyordu.Yeni gelin olduğunu birinin ona hatırlatması gerektiğini düşündü Mert Ayaz.

Hovarda  ✔   RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin