(4) Tesis.

331K 15K 14.3K
                                    

Güzel bir rüya görüyordum, evet. Rüyamda gördüğüm kadının beni kollarına sarışı gerçek olamayacak kadar güzeldi. Belki de bu kadın annemdi, emin olamıyordum. Altı aylıkken ondan ayrıldığım için yüzünü hiç hatırlamasam da onunla ilgili rüyalar görmem fazla acımasızdı. O, bana asla sarılmayacak kadar benden nefret etmişti. Neden diye sormayı bırakalı çok olmuştu çünkü hiçbir sebep, beni öldürmeye çalışmasını açıklamazdı. Annemle olan savaşım onun rahmindeyken başlamıştı, hayatta kalarak bu savaşın kazananı ben olmuştum. Peki, sonuç ne oldu? Onun sonu kayıplara karışmak, benimkisi ise çocuk yurdu. Bilinen son uğrak yerim hapishaneydi, bilinmeyen şey ise annemin şu anda nerede olduğuydu. Açıkçası bu, umurumda bile değildi. Hayatımda en çok nefret ettiğim dört insandan biriydi annem. Diğerleri ise müdire anne, beni damgalayan o öcü ve sekiz yıl hüküm giyme sebebim. Tamam, beraat ettiğim için son iki yılı tamamlamadım ama bu, benden alınan altı yılımı geri vermiyordu.

“Sarmaşık, kalkmazsan seni bırakıp giderim. Uyan artık, sakar kedi!” Birinin kulağımın dibinde bağırmasıyla sıçrayarak gözlerimi açtım ve gördüğüm kişi karşısında çığlık atacakken eliyle dudaklarımı kapattı. “Sesini çıkarma!” Beni azarlamasını dinleyecek değildim, o yüzden kaşlarımı çatarak dudaklarımdaki elini sertçe ısırdım.

“Ah! Aptal kız!” İnleyerek elini çektiğinde hemen yattığım yerden doğrulup ondan uzaklaştım. “İlk soru, soyadımı nereden biliyorsun? Son soru, sakar olduğumu nereden biliyorsun?” Yataktan atladığım gibi sorularımı sıraladım ancak o, hâlâ elindeki diş izlerine bakıyor, öfkeyle elini sağa sola sallıyordu.

Nihayet bana döndüğünde siyah harelerinden kıvılcımlar çıkartarak üzerime yürümesini beklemiyordum. “Ne çeşit bir hastasın sen? O gece kimliğini düşürmüşsün, üzerinde Yankı Sarmaşık yazıyordu.” Yüzüme karşı hıncını çıkarır gibi bağırarak söyledikleri, daha iyi hissetmemi sağladı. En azından düşündüğüm amaçla beni takip etmemişti ve tek amacı kimliğimi vermekti.

“Seni aradım, en sonunda deniz kenarında bir bankta uyuduğunu gördüm. Kimliğini cebine koyduğumu bile anlamayacak kadar sızmıştın.” Yaşattığı o kadar korkudan sonra, düşürdüğümü bile bilmediğim kimliğimi bana getirdiği için ona teşekkür edecek değildim.Kaybetsem de bir şey olmazdı çünkü bir işime yaramıyordu.

Sokak çocuklarının kimliğe ihtiyacı olmazdı, insanların gözünde her biri zaten kimlimsizdi.

Gözlerimi kısarak ona baktığımda gün ışığında daha da bakılası olduğunu gördüm; özellikle de saçlarıyla uyumlu gözlerinin. Üstelik çantamın koluna sıkıştırdığım ceketi şimdi yine üzerindeydi. “Bana o yiyecekleri bırakan sen miydin?” Bu konuda konuşmaktan rahatsız olmuş gibi homurdandı. “Uyurken bile karnın gurulduyordu, sana acıdım.” Gurur zedeleyen bu sözlerine alınmam için önce bir gururumun olması gerekiyordu.

“O not?” Niye bir arabaya binmemi istediğini öğrenmeden benden kurtulamazdı.

“Fazla sorgulayıcısın, farkında mısın?”

“Bir şeyleri oluruna bırakmak yapımda yok, şimdi konuş yoksa çığlık atarım.” Bağırmamdan rahatsız olduğunu o gece fark etmiştim ve bu, onun için can sıkıcı bir tehdit olmalıydı.

Tahmin ettiğim gibi bağıracak olmam hoşuna gitmediği için pes ederek başını salladı. “Birileri tarafından uzun zamandır takip ediliyorum, o gece senin de takip edildiğini fark ettim. Notu okuduğunda arabanın içinde seni bekliyordum, kaçmak yerine arabaya binseydin onların kim olduğu hakkında fikir yürütebilirdik.” Üzerimi örten, bana yemek bırakan, arabadaki beni bekleyen ve bana Sarmaşık diyen oydu; bunları bana acıdığı için yapmıştı. Sanki bunu ben istemişim gibi davranması da ayrıca sinir bozucu bir durumdu. Ancak cezaevindeki araba ona ait değildi çünkü o zaman henüz karşılaşmamıştık.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin