(33) Elimi Tut.

173K 10.1K 11.4K
                                    

Zor olacaktı! Evet, buradan kurtulmamız zor olacaktı ama imkânsız değildi. Genelde kendi başımın çaresine baktığım için yine iş başa düşmüştü. Burada ağlayıp sızlanarak yardım dilenmeye niyetim yoktu. Bir şekilde kendimi bu durumdan kurtarmasını bilirdim ama Naz'a ne olurdu, onu bilmiyordum. Kadın iki parça kıyafeti elimize tutuşturmuş ve giymemiz için kafamıza silah dayamıştı. Korkmam gerekiyordu, değil mi? Ancak ben şu anda hiç korkmuyordum. Genelde böyle tehlikeli durumlarda hep soğukkanlı ve mantıklı tarafım devreye girerdi.

Tıpkı şu anda da olduğu gibi... Çünkü çoktan bir plan gelmişti aklıma. Fevri hareketlerde bulunarak güme gitmektense bir süre bunlara ayak uydursam daha iyiydi. Elbiseleri yatağın üzerinden alınca kadın bana işte böyle yola gelirsin der gibi bakıyordu. Daha sonra yanındaki adamlarla dışarı çıkmıştı. Silahtan korktuğum için boyun eğdiğimi sanması işime gelirdi.

Elbiseleri inceleyip hareketlerimi kısıtlamayacak şeylere bakındım. Mini kot şort ve beyaz bluz işimi görürdü. "Gerçekten giyecek misin onları?" Başımı sallayarak ağlayan kızın yanına gittim. "Bir planım var, o yüzden ağlamayı bırak ve giyin." Önceliğim onu güvende tutmaktı. Böylece aklım Naz'da kalmazdı ve ben de bu evi onların başına yıkabilirdim.

Naz sorgusuz sualsiz başını sallayınca afalladım. "İyi misin sen? En azından bir süre itiraz ederek sorular sormanı bekliyordum."

Dudaklarında buruk bir gülümseme oluştu. "O gün eğitmenin seni zehirlediğinde neden hepimiz isyan çıkardık, biliyor musun?" Nereden bileyim, müneccim değilim sonuçta.

Başımı hayır anlamında salladığımda uzanıp elimi tuttu. "Çünkü liderimiz nereye biz oraya." Tek kelimeyle şoka girmiştim.

"İlk günden beri içimizde yeri geldiğinde başkaldıran, yeri geldiğinde ise akıllıca adımlar atan sadece sensin. Eğer bizim takımdan hâlâ birileri eksilmediyse bu eğitmenlerin sayesinde değil, senin sayende. Bunu hepimiz biliyoruz ve hiç söylemesek de seni sadece arkadaşımız olarak değil, aynı zamanda liderimiz olarak da görüyoruz. Evet, kabul ediyorum, değişik takıntıları olan ve hiç susmayan sakar bir liderimiz var. Fakat aynı zamanda bir şekilde orta yolu bulan akıllı ve güçlü bir lider." Bu itirafı beni kesinlikle hazırlıksız yakalamıştı. Benim hakkımda böyle düşündüklerini bilmiyordum.

"Vay canına, ben neymişim de haberim yokmuş," diyerek övündüğümde gülerek kafama vurdu. "Hemen de havaya gir." Büyük bir şahsiyet olduğumu sonunda anlamaları iyi bir şeydi.

Aceleyle seçtiğim iki parça kıyafeti giydiğimde kalçalarımın altında biten şort sinirlerimi bozmuştu. Üstelik bluz bana bir beden küçük gelmişti ama altında atletim olduğu için sorun yoktu. Odada giyinecek farklı bir yer olmadığı için mecburen Naz'ın yanında giyinmiştim. "Bu iyi mi?" Başımı kaldırıp Naz'ın giydiği şeye baktım. Kırık beyaz, mini bir elbiseydi. Bacak ve göğüs dekoltesi fazla olsa da kimsenin ona dokunmasına fırsat kalmayacağı için sorun yoktu.

Kapının yeniden açılmasıyla Naz yanıma sokulmuştu. "Peki, plan ne?" Gülerek omuz silktim. "Henüz düşünmedim ama doğaçlama gideriz artık." İrice açtığı gözleri ve yüz ifadesi görülmeye değerdi.

"Bir planın bile yokken bana neyin artistliğini yapıyorsun!" Az önce bana lider diye övgüler yağdırırken şimdi dediklerine bakın!

"İnsanım oğlum ben! Ne yapmamı bekliyorsun? Ejderha gibi ağzımdan ateş mi çıkarayım?" Beklentilerini bu kadar yüksek tutması benim suçum değildi.

"Aranızda konuşmayı kesin," diyen peruklu kadın, yanındaki adamlarla içeri girince susmak zorunda kalmıştık.

Bizi süzerek, "Fena değil," deyince Naz, bu iltifatı beğenmemiş gibi homurdanmaya başladı. "Fena değil mi? Ben çok güzelim!" Bu kız neyin kafasını yaşıyor, hâlâ anlamadım.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin