(39) Neredesin Efe?

174K 9.1K 8.3K
                                    

Ağrıyordu, acıyı iliklerime kadar hissederken her yanım çok ağrıyordu. Aynadaki yansımama bakmaksa canımı daha çok yakıyordu çünkü berbat görünüyordum. Gözlerimin altı şişmiş ve hafif hafif morarmaya başlamıştı. Elmacık kemiklerimdeki kızarıklık çok yoğundu. Uyandığımda burnumun içine silikon tamponlar yerleştirdiklerini fark ettim. Dediklerine göre eski haline gelene kadar tamponlar kalmalıymış. Patlamış dudağımı görüp yüzümü buruştururken, gözlerim boynumdaki morluğa takıldı.

Bu morluklardan göğsümde ve karnımda da vardı. Fulya gerçekten beni çok zorlamıştı ama burnundaki tampona kadar aynı izleri onun da taşıdığını bilmek bir nebze rahatlamamı sağlıyordu. Aldığım sigara kokusundan sonra arkama döndüm. Alaz balkon kapısına sırtını yaslamış, sigarasını içerek beni izliyordu. Balkon kapısı açıktı ve odama gelmek için şu ana kadar o kapıyı kullanmamıştı.

"Nasıl görünüyorum?" Konuşurken patlamış dudaklarım yüzünden canım yanıyordu.

Gözleri baştan aşağı beni süzen adam, "Berbat," deyince güldüm. En azından dürüstçe cevap vermişti.

Kendimi yorgunlukla yatağın üzerine bırakıp ona baktım. "Kazanamadım," dedim.

Sigarasının izmaritini balkona doğru fırlatırken içeri girdi. "Kaybetmedin."

Beyaz gömlek giymek bu adama çok yakışıyordu. Bazı erkeklerin aksine açık renkler onun üzerinde çok iyi duruyordu. "Ama kazanamadım da." Yanıma oturduğunda bir elini dizlerimin üzerine koydum ve gömleğinin kollarını düzgünce katladım.

Aynı şeyi diğer koluna da yaptığımda kaşlarını usulca yukarı kaldırdı. "Böyle daha mı iyi görünüyorum?" Başımı salladığımda gülümsemişti.

"Aldığın eksik eğitime rağmen orada harika bir iş çıkardın." Bu sözleri beni teselli etmek için değildi, gerçekten inanarak söylüyordu.

"Dikkatimi dağıtmasaydın daha iyi olabilirdim." Elini uzatıp yüzümdeki yaralara iç çekerek dokundu. "Onu öldürecektin, Sedef."

İtiraz etmeye hazırlandığım esnada işaret parmağını hafifçe dudaklarıma bastırarak beni susturdu. "Sen bile farkında değildin ama ben gözlerine bakınca bir sonraki adımını gördüm. Ölüm vardı gözlerinde Sedef, en fazla iki yumruk sonra karanlık bir tatminsizlik yaşayacaktın. Sonraki adımın daha kimse sana müdahale etmeden Fulya'nın boynunu kırmak olacaktı. Ben orada Fulya'yı korumadım, ben orada Sedef'i Yankı'dan korudum," dedi.

Gözlerimin içine bakarak söyledikleri beni öylesine sarsmıştı ki. Dün olanları düşününce Alaz müdahale etmeden önceki halim aklıma geldi ve sertçe yutkundum. Evet, yapardım. O zaman farkında değildim ama şimdi yapacağımı biliyordum. Feride hakkında yaptığı itiraf bana bunu gerçekten yaptıracaktı. Engel olmasaydı, şu anda bir katile dönüşmüş olabilirdim.

Dudaklarımdaki elini tutarak aramıza koydum ama elini tutmayı bırakmadım. "Bunu yapmayı hiç bırakma," diye fısıldadığımda aslında pek de konuşacak durumda değildim. "Bana rağmen beni hep koru," dedim.

Onun yanında ilk kez tüm gardımı düşürmüştüm ve bu durum, yüzünde içtenlikle bir tebessüm oluşturdu. "İşte şimdi yanımda sadece Sedef'i görüyorum ve ben bu kızı hep böyle görmek için yapmam gereken ne varsa yapacağım," dedi. Kalbimde ılık bir rüzgâr esiyordu ve ben, artık onun beni koruduğunu biliyordum. Hiçbir zaman yaptığı şeyleri açıklamazdı ama her defasında mantıklı bir açıklaması olduğu için artık ona güvendiğimi fark ettim.

Böyle uzun uzun birbirimizi izlerken onun yoğun bakışları dudaklarımı bulunca bedenim ısınmaya başlamıştı. "Artık normale dönebilir miyiz? Gözlerin sürekli dudaklarıma kayıyor ama dudaklarımın patladığını düşünürsek bu iyi bir fikir değil," diye homurdandığımda başını geriye atarak kahkaha attı.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin