Bölüm 4

163K 5.6K 1K
                                    

Hikmet dediklerimi idrak etmiş olmalı ki bir sinirle bana döndü. Burnundan soluyordu sanki.  Haline bakılacak olursa konuşmamı beklemiyordu. Gözleri büyümüştü çünkü. ''kes sen sesini '' dedi sanki benim hakkımda ahkam kesmiyormuş gibi.  Hiç oralı olmadım bile. Belki o kendini baba olarak görüp onun lafının altında kalacağımı düşünüyordu ama fena halde yanılıyordu. Buna da bunca yıl sonra nasıl inanabiliyor bilmiyordum ya neyse.

'' Neden.. Sen kimsin '' dedim. Oldukça sakin olduğunu düşündüğüm sesimle. Laflarının benim için önemli olmadığını anlamasını istiyordum. Ben konuştukça yüzü  daha da kızardı. Gerçekten eğlenmeye başlamıştım şu an. Beni tanımıyordu üzerimde hiçbir hükmü yoktu. Bunu anlayacaktı. Hiç kimse ben istemeden bana bir şey yaptıramazdı. Hele karşımdaki bu insan kılıklı yaratık asla.

 Vücuduyla tamamen bana dönüp '' Sana kes sesini dedim '' diye resmen azından tükürükler çıkara çıkara bağırdı. Belli etmesem de bana yaklaşmasından ürkmüştüm. Aslında sabahtan akşama kadar  bağırıp çağırıp istediğini yapsa da pek oralı olmazdım ama şuan etraf adamlarıyla doluydu ve ben tek başımaydım. 

Cesaretli olmaktan vazgeçmeden  dik dik ona baktım. '' sen kimsin de beni susturmaya çalışıyorsun '' dedim bende bağırarak.  Daha fazla sinirleneceğini bildiğimden aynı cümleleri tekrarlıyordum ve o buna gerçekten de sinir oluyordu. Ayağa kalktım tam dibimde olmasa da yaklaşmıştı  bağırdıkça korkudan sinmişim gibi görünmesini istemedim. O bana sinirle baktıkça ben ona umursamaz bir tavırla bakıp gözlerimi çekmiyordum. Yine de ne olur ne olmaz umursamıyormuş gibi davranıp aramızda olan  mesafeyi açmaya başladım.

Bir şey diyecekken ona izin vermedim. '' Sen kimsin ki benim hakkımda karar verebiliyorsun '' dedim. Ona doğru yarım adımdan biraz az yaklaşarak hala aramızda güvenli diyebileceğim bir mesafe bıraktım. Bütün bahçede ikimizden başkasının sesi çıkmıyordu, herkes sanki bir film gibi bizi izleyip olan bitene bir anlam vermeye çalışıyordu. Hikmetin bir kızı olması bu konakta şok etkisi yaratmıştı anlaşılan. Koca koca adamlar seslerini kesip varlığımı sorguluyorlardı yada öğrendikleri yeni bilginin gerçekten  doğru olup olmadığını.  Hikmet biraz geriledi şaşırmıştım. Üzerime yürümesini daha fazlasını bekliyordum. Sonra tok bir sesle kelimelerin üzerine basa basa '' Ben senin babanım. Ben ne dersem onu yapacaksın '' dedi

Normalde başka yerde karşılaşsak yada ne bileyim başka koşullarda beni bırakmak zorunda kalmış olsaydı. Mesela ekonomik durumu kötü olsaydı veya annem ölmüş olsa oda benim kadar küçük çocuğa bakmayacak olup da beni bıraksaydı boynuna sarılabilir olan her şeyi affedebilirdim. Gerçi bir insanın kendi yavrusunu bırakması için bunlar bile bir sebep değildi. Maalesef ki karşımda ki adam beni kız olduğum için istemeyen. Sevmese bile sofrasındaki bir kaşık yemekten esirgeyen bir adamdı. Adam demem ne kadar doğru bilmiyordum ya.  

Sinir bozucu olmasına dikkat ederek bir kahkaha patlattım. '' baba mı güldürme beni '' dedim sertçe '' Bırakıp giderken düşünecektin baba olduğunu şimdi mi aklın başına geldi '' dedim. Demin yukarıdaki için söylemiştim ama emindim şu an benimde gözlerimden ateş fışkırıyordu kahkahalarımın aksine. Hikmet ise kafasını çevirip beni yok saydı 

Yukarı doğru bakarak '' berdel olacak '' dedi. Bu hareketleriyle sabrımın sınırlarını zorluyordu  ve ben fena patlayacaktı. Bende onu yok saydım ve direk yukarıdakilere hitaben.   

'' olmayacak '' dedim '' kimseyle evlenmeye niyetim yok. Başınızın çaresine  bakın, pis işlerinize beni karıştırmayın '' dedim bir çırpıda. Hikmet artık sinirine hakim olamadı ve yanıma gelip kolumu tuttu, bütün gücüyle sıkıyordu. Beni tuttuğu kolumdan savurup yerdekilere çevirdi. Eliyle her tarafı kan olan çocuğu gösterip

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin