Bölüm 59

104K 4.3K 632
                                    


Uykumdan uyandığımda terden su gibi olmuştum. Başımı kaldırıp halime baktım. Yavuzla neredeyse iç içeydik. Kollarıyla beni sarıp sarmalamıştı. Şu an sıcaktan patlayacak derecede olmasaydım belki ömrümün sonuna kadar böyle kalmak isteyebilirdim.

Derin bir nefes alıp yavuzun kollarından yavaşça çıktım dışarı. Gerçekten su gibi olmuştum. Kendimi duşa attım. Suyun altında dün geceki görüntüler aklıma geldikçe hem karnım bir garip oluyordu hem de tepeden tırnağa kırmızıya kesilmiştim.

Dün gece belki elektrikler gitmeseydi. Allah'ım düşüncesi bile bir tuhaftı. Ne kadardır birbirimizi tanıyorduk ya da sevgiliydik ki. Ne sevgilisi ya biz evliydik evli.

Düşüncelerden kendimi sıyırıp hızlıca duş aldım. Duşumu alıp çıktığımda dünyada ki en büyük salaklıklardan birini yaptığımı fark ettim kıyafetlerimi yanıma almamıştım. Nasıl böyle bir salaklık yapabilirdim acaba. Kapıyı yarılayıp yavuza baktım hala uyuyordu.

Parmaklarımın üzerinde dolabın önüne giderek banyo havlumu çıkarmadan iç çamaşırlarımı giyindim. Bir yandan hızlıca üzerimi giyinmeye çalışırken bir yandan da sürekli yavuzun uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordum. Hala uyuyordu.

İç çamaşırları giyinip üzerimdeki havluyu kenara bıraktım. Ondan utanıyor muydum kesinlikle evet ama köşe bucakta kaçacak değildim.

Zaten hala uyuyordu. Üzerime bir kot birde tişört geçirdim alelacele, çıktım odadan.

Kardelen her zamanki gibi erken kalkmış mutfaktaki yerini almıştı. Yanına gidip '' günaydın '' dedim. Kahvaltı hazırlıyordu. '' bu gün adem yok mu '' diye sordum.

Kardelen bana gülümseyip elinde ki işle uğraşırken '' ekmek almaya gitti gelir birazdan '' dedi.

İşte bu olması gereken kesinlikle buydu huzurlu, mutlu sıradan günler.

Bende kardelene yardım ederken telefonumun sesini duydum. Etrafıma bakıp telefonu ararken yavuz odadan elinde telefonumla çıkmıştı. '' bunu mu arıyorsun '' dedi.

Hızla yanına koşup aldım telefonu elinden. Ekrana dikkat etmeyerek açtım telefonu '' efendim ''

Birkaç saniye ses gelmedi karşı taraftan ''günaydın hanım ağam ben hicret. Hicret sürgünoğlu. '' dedi.

Böyle birini kesinlikle tanımıyordum. Yavuza ve kardelene elimle sus işareti yaparak kardeleninde duyması için hoparlöre aldım telefonu.

Bir an ne diyeceğimi bilemeyerek '' buyurun hicret hanım '' dedim. Olanları bildiğim için benimle konuşmasının sebebinin şu evlilik mevzusu olduğunu anlayabiliyordum.

Hicret hanım biraz sonra '' eğer bu gün müsaitseniz görüşmek istiyorum sizinle '' dedi.

Yavuz da konuşmayı pür dikkat dinlerken kadının benimle görüşme isteğine kafasını hızlı hızlı sallayarak onay verdi.

Bende ona gözlerimi devirip '' tabi müsaittim '' dedim.

Telefonda ki kadın '' bu gün ikide size misafirliğe gelmek isterim '' dedi.

Muhtemel siz dediği yer konaktı. Normalde onu buraya çağırabilirdim ama eğer yavuzu temsil edeceksem bunun için en doğru yer konak olurdu. Hem halalarda oradaydı ve yardımları dokunabilirdi.

'' tabi ki başımla beraber o zaman öğleden sonra görüşmek üzere diyelim '' dedim. Kadını tanımadığım için fazla samimi olmak istemiyordum. Belki oda kocası gibiydi kim bilir.

Karşıdan nefes verme sesi geldiğinde kadının da tedirgin olması beni biraz rahatlatmıştı. '' görüşürüz o zaman Allaha emanet olun hanım ağam '' dedi ve kapattı.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin