bölüm 32

104K 4.8K 262
                                    

Kendi kendime gülmeye başladığımda kardelen bana delirmişim gibi bakıyordu. Elimi azıma götürerek kendimi durdurmaya çabaladım. Kardelense hala bana şokla bakıp neye bu kadar güldüğümü anlamaya çalışıyordu. Kendimi toparladığımda '' üzgünüm sinirlerim bozuldu '' dedim. Etrafa bakınıp kafamda ki düşünceleri dağıtacak bir şeyler bakındım.

Gözlerini devirdi, ne yapayım yani sanki çok normal şeyler yaşıyorduk.

Bir süre sonra kardelenle doktorun karşısındaydık. İkimizin de bakışları masasında kâğıtları karıştıran doktordaydı. Kimse konuşmuyordu, odada yalnızca kağıtların hışırtıları duyuluyordu. İnsanın üzerine basan bu sıkıcı sessizlikte iyice gerildim. Bir şey yapmadım sabırla doktoru bekledim.

Doktor kâğıtlardan başını kaldırıp direk kardelene baktı '' kardelendi değil mi '' diye sordu.

Kardelen çekingen bir şekilde '' evet '' dedi. Kan tahlilinin sonuçlarını hem duymak istiyor hem duymak istemiyor gibi bir hali vardı. Zaten düşününce kim onun olduğu durumda karmakarışık olmaz, hissetmezdi ki. İkilemlerde kaldığını ona bakarak bile anlayabilirdiniz. Sabahtan beri şekilden şekle giren yüzü artık sabitti.

Doktor kâğıtları masaya bırakıp '' maalesef ki sizin kanınızda da aynı maddelerden bulunmakta '' dedi. Kâğıtlara tekrar göz atıp '' Zeynep hanımdan daha fazla hem de '' diye bitirdi lafını.

Kardelen kendini, oturduğu sandalyeye bıraktı, dayanağı buraya kadardı elini tuttum. Yanında olduğumu bu işi halledeceğimizi bilmesini istiyordum. Tek olduğunu düşünmesin istiyordum. Ben onun bu işte yanındaydım ve asla yalnız bırakmayacaktım.

Bir eli benim elimde bir eliyle gözyaşlarını silerek doktora '' bir daha çocuğum olmayacak değil mi '' diye sordu, içindeki yenilmişlik sesini tamamen kaplamıştı. Sesinin tonundan içim parçalanmıştı '' artık asla anne olamayacağım '' dedi. Kendini bu yeni habere alıştırmak ister gibi. Bu ihtimal onu yıkardı biliyorum. Yüzünden düşen damlalar hızla birleşmiş ellerimizi ıslatıyordu.

Bu zamana kadar bir sürü şey kullanmıştı bu iş için ve şimdiye kadar çocuğu olmasa da içinde hep bir umut vardı anlaşılan şimdi bu unut da ölmek üzereydi. O kadar kederli bir ses tonuyla sormuştu ki onu tanımasam ölümcül hastalığıyla ilgili soru soruyor sanırdım.

Doktor onun bu haline hafif tebessüm etti. '' o kadar uzun boylu değil kardelen hanım '' dedi. Kardelen duyduklarıyla azda olsa kendine geldi, ikimizde pür dikkat doktoru dinliyorduk '' bu ilacın korunma konusunda tesiri çok güçlüdür ama kalıcı bir hasar bırakmaz '' dedi.

İkimizde oturduğumuz yerden derin bir nefes verdik, doktorun dedikleri iyi bir şeydi değil mi? Kötünün iyisi durumu dedikleri buydu sanırım. İkimizin de içi rahatlamıştı hala unut vardı. Zaten direk bir cümleyle karalar bağlamak hataydı.

Doktor devam etti '' öncelikle şöyle söyleyeyim. Çok kuvvetli bir ilaca maruz kalmışsınız kardelen hanım, siz daha uzun zamandır kullandığınız için vücudunuzdan atılımı biraz daha uzun sürer. '' dedi. Gözlüğünü masanın üzerine koyarak tekrar lafa girdi. '' size ilacın vücudunuzdan atılımı için karşı bir ilaç vereceğim bu sürede bu ilacı saati saatine kullanacaksınız yanında da bol bol su içip doğal yoldan destekleyeceksiniz '' dedi.

Kardelen hızla başını sallayıp doktoru onayladı '' tabi ki ne derseniz harfi harfine yerine getiririm. Yeter ki çocuğumun olması için bir umut olsun '' dedi. Demin ki kederli sesi gitmiş yerini heyecana bırakmıştı. Duyduğu ihtimale sıkı sıkı sarılmıştı.

Doktor yarım gülümseyip '' güzel '' dedi ve ilacı yazmaya başladı. '' hıım unutmadan bu süre zarfında olabildiğinizce bu korunma ilacından uzak durun '' dedi sonra da '' hiç bir şekilde tekrar kanınıza karışmamalı çok dikkatli olun, ne kadar alırsanız çocuğunuzun olması o kadar ileri tarihe atılır. '' dedi.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Where stories live. Discover now