Bölüm 12

118K 6.5K 183
                                    

Neden durduk yere bu kadar yoğun duygular hissettiğime bir anlam vermedim. Adamı bırak sevip aşık olmayı, tanımıyordum bile. Peki neden kalbim hala deli gibi atıyordu. Bu tepkilerin aslı nedeni neydi. Böyle şeyler hissetmem yanlıştı, hissetmemeliydim.

Duygulara yer olmayan bir anlaşma yapmıştık ve bunu en önce o vurgulamıştı, aramızdaki bu küçük evlilik oyununda duygulara yer yoktu. Derin bir nefes aldım ve titrememi durdurmaya çalıştım. Gözlerim hala alyans olan elimdeydi bunlar yüzünden mi böyle hissediyordum. Bunları takmak bu kadar etkili miydi gerçekten? Kalbimin atışını yavaşlatmak ister gibi bir elimi göğsüme koydum. Gözlerimi kapatıp bir sefer daha derin nefes alıp verdim. Nabzımı düzeltip kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Sakin olmalıydım bu ufacık yuvarlak şeylerin beni bu kadar etkilemesine izin vermemeliydim. Bunlar sahteydiler göstermeliktiler. anlamları yoktu bir mecburiyetti sadece.

Elimin üzerinde bir el hissetmemle olduğum yerde sıçradım aniden. Ortamdan düşüncelerimle o kadar uzaklaşmışım ki korkmadan edemedim. Elin sahibi Kardelendi gözlerimi ona çevirdiğimde bana gülümsüyordu diğer elinde bir su vardı, bana uzatıyordu. Aldım. Sudan bir yudum aldığım da içimdeki yangını birazda olsa söndürmüştü. Deminden beri yanıyor muydum yani? Tekrar Kardelene bakıp gülümsedim. Oda karşılık olarak elimi hafifçe sıkıp bıraktı, beni anlıyordu. Benimle aynı olmasa da belki de oda aynı şeyler yaşamıştı belki hala yaşıyordu. Suyu bitirdiğimde artık kendime gelmiştim daha sakindim.

Misafirler gittiğin de Mine ablayla her zamanki gibi yalnız kalmıştık, tek farkla artık parmağımda yüzükler vardı. Sessizdik, gelişleri o kadar ani olmuştu ki ne yapacağımızı şaşırmıştık. Aniden Mine abla gür bir kahkaha savurdu. Ödümü patlatmıştı ama sinirlerim bozulduğundan bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Karşılıklı kahkaha atıyorduk sebepsiz.

'' valla Zeynep her şeyin o kadar ani ki yarın şu kapıdan nikah memuru girse şaşırmam '' dedi. Yeniden gülmeye başlamıştık '' O abisinin kasılması neydi öyle dünyayı ben yarattım havalarında karısı da bir o kadar ürkek'' dedi. Resmen şu an geçenin dedikodusunu yapıyorduk. Belki de bu gibi gecelerin en güzel ve en tasasız anı bu andı dedikodu anı.

Kendimi toparlayıp '' tatlı bir kız onunla anlaşacağız gibi. Biraz ürkek ama olsun '' dedim. Kardeleni sevmiştim. Verdiği o su can suyu gibi gelmişti.

Mine ablada toparlandı. '' kız biraz mı, gecenin sonunda anca yüzüme baktı '' dedi. Sadece omuzlarımı silkmiştim. Her insan girişken yada her insan sıcakkanlı olmak zorunda değildi. Oda öyleydi işte ürkek bir ceylan. Benim için problem yoktu. '' Cadaloz biri olmasındansa sessiz sakin olmasını tercih ederim. '' dedim

Mine abla tamamen bana dönmüştü artık '' O adam nasıl almış o kızı diyeceğim ama güzelliğiyle sanırsın bir ceylan '' dedi. Kesinlikle bence de öyleydi duru bir güzelliği vardı. Bu gece ne kadar çok övmüştüm kardeleni. Tanrım sanki kocası benim. Kendi kendime kıkırdamıştım yeniden.

'' kesinlikle abla çok güzel bir kız '' dedim.

Ciddileşmişti sebepsiz '' ilk başta korksam da Yavuzda iyi biri bence. Biraz ukala ama sahiplenici biri gibi duruyor. Seni yarı yolda bırakmaz '' dedi. Gerçekten öylemi görünüyordu. Gerçi kardeşi için ağlayıp yalvarmalarını düşündüğümde sevdikleri için olmazlarını, asla yapmam dediklerini bile çiğneyen biriydi. Koskocaman adam küçük çocuklar gibi yalvarmıştı o akşam. Bu durumda olmamın da sebebi değil miydi o ağlayışı? Her neyse..

Mine ablayla odalarımıza dağılmıştık. Yatağıma geçtiğim de gözümde bir gram uyku yoktu. Gözümü her kapattığımda Yavuzun yüzükleri takarken ki hali geliyordu gözlerimin önüne. O halleri neydi oyun olduğunu biliyordum. O kadar iyi oynuyordu ki insan acaba demekten kendini alamıyordu. Yine de bu gece bana bir ders olmalıydı yarın bir gün belki de insanlar var diye daha da yakınlaşmamış gerekecekti ve ben duygularımı kalbimin içine saklamalıydım. Ona aşk olmak yada fazla abarttım ondan hoşlanmak gibi bir duyguya kapılamazdım. Zaten böyle bir şey olsa bu sadece beni mahvederdi çünkü onun benle ilgili böyle hisler besleyeceğini hiç sanmıyordum.

Ben duygularımı sorgularken odanın içini telefonumun mesaj sesi doldurdu

+ uyuyor musun? +. Mesajı okumamla bir kıkırtı kaçmıştı dudaklarımdan. Bu neydi böyle ergenler gibi. Hey Tanrım.. Kaç yaşındaydı bu adam

+ hayır daha uyumadım. + yazıp yolladım.

+ Mine ablan hoşnut kalmış mı? + adam resmen mine ablama takmıştı. Ondan hoşlanıyor olma olasılığı kaçtı acaba. Malzemesini bulmuştu anlaşılan.

Yatağın içinde yuvarlanıp yüzüstü yattım. + Evet. teşekkür ederim gerçi biraz baskın gibi oldu. buna gerek yoktu + dedim. Gerçekten de öyleydi gerek yoktu. Abartıyordu hiç mecbur değilken hem de her şeyi abartıyordu.

+ Bütün düzenin değişiyor. Geride aklın kalmasın istedim + Mesajını okuduğumda normalde de bu kadar düşünceli miydi bu adam diye düşüneceğim sırada, sabahki yüzüme kapama olayı aklıma gelmişti. İşte böyle oluyordu aklım karışıyordu. Bir yanda bu düşünceli sakin tavırları bir yanda küfredip yüzüme telefon kapamaları. Gel de seç hangi yavuz hoşuna giderse...

+ sen şuna yüzüne telefonu kapattığım için vazgeçmenden korktum desene + yazıp yolladım. Bir süre mesaj gelmemişti. Yine mi kızmıştı bu adam aradan neredeyse on dakika geçti artık tam cevap vermeyecek diye düşünürken odada tekrar telefonumun sesi duyuldu. Hemen baktım ışığı yanan ekrana.

+ sözüm söz dediğini hatırlıyorum. yoksa yalan mıydı? + Heh tabi ki değildi. O nasıl bu yönüyle övünüyorsa bende bununla övünebilirdim.

+ tabi ki hayır. Laf ağızdan bir kez çıkar + yazıp yolladım. Hala onu çözememiştim. Davranışlarıyla yaptıkları birbirini tutmuyordu. Birinin beni böyle karıştırması bir ilkti daha önce böyle biriyle denk gelmemiştim. Hemen herkesi çözer notunu verir yüzde doksan dokuz nokta doksan dokuz yanılmazdım.

+ o zaman korkmadığımı anlamışsındır. Ben zaten hiçbir şeyden KORKMAM .+ Tanrım adamın egosu tavandı ya, oraya ulaşmak için tarifeli uçak kullanmak gerekiyordu resmen.

+ Anladık onu kapımda elinde çiçekle bitmenden + yazıp yolladım ne diyebilirdim ki. Gecenin bu saatinde laf dalaşına mı girecektim ulaşamadığım egosuyla? Resmen şu an onunla değil egosuyla konuşuyordum.

Biraz vakit sonra tekrar telefonum çaldı + iki gün sonra Mardin'e dönüyoruz. Sizde bizimle gelirsiniz.+ dedi. Bunu bir emri vaki olarak algılayabilirdim aslında.

+ bu bir emrivaki mi?+

+ hayır. Uçakla falan uğraşmayın diye düşünceli bir fikir +Düşünceli fikre de bakın hele.

+ Tamam. zaten Mine abla uçaklardan korkuyor. +deyip. Yolladım. Daha fazla uzatmamıştım. İster uçakla ister arabayla sonuçta oraya gidilecekti . Ha bu gün ha yarın planladığımız her şey olmak zorundaydı. Başlangıçta pekte bir sorun yaşamamıştım umarım sonu da bu kadar sorunsuz olurdu. Umarım bana dediği gibi sözünün arkasında dururdu ve beni pişman etmezdi.

+ anlaştık o zaman. iyi geceler + Galiba bu son mesajıydı bende kuru bir

+ iyi geceler+ Yazıp yolladım. Bir kaç tane bavulumuz olurdu herhalde. Uçak zaman bakımından kısa olsa da gerçekten bavul indir bindir bizi uğraştırırdı. Arabayla uzunda olsa keyifli bir yolculuk olacağına emindim.

Telefonu tekrar konsolun üzerine koyup zor uyuyacağımı bilsem de gözlerimi kapattım.




## YILDIZA BASMAYI ve BEĞENDİYSENİZ SEVDİKLERİNİZLE PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR ##
Yeni kurguma, kitabımada desteklerinizi bekliyorum. Umarım onuda sözleşme gibi beğenirsiniz.

 Umarım onuda sözleşme gibi beğenirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Where stories live. Discover now