Bölüm 33

106K 5.1K 451
                                    

Kardelenin doktora sorduğu sorulardan yada durumlara karşı verdiği tepkilerden o kadar da pısırık yada korkak olmadığını anlamıştım ama tabi bu durumlar Dicle hanım işin içinde olunca değişiyordu. Ondan çekiniyor ve korkuyordu neydi bunun kaynağı neden bu kadar korkuyordu Dicle hanımdan. Bir an bu durumu kardelene sormak istesem de yanımızda emre vardı tabi ki onun yanında bunu soramazdım. Konuyu ve aklımdaki düşünceleri değiştirmek ister gibi Emre'ye çevirdim ilgimi 

'' Emre sen her daim mutfağın oralar dasın '' dedim Emrede ilgiyle dinliyordu şimdi beni '' Bu ot çok ağır kokuyor tamam mı burnunun hep mutfakta olmasını istiyorum. Bir ip ucu için '' dedim

Emre'nin gözleri hafif irileşti dediğim şeye şaşırmıştı. Bir kaç saniye belkide biraz kızgın'' Mutfaktan mı şüpheleniyorsun hanım ağam '' dedi. Mutfakta annesi de çalışıyordu tabi ama ne diyebilirdim ki onun sert ve tok çıkan sesine karşı hafif gülümsedim arayı sıcak tutmaya çalışarak '' Mutfaktakiler yaptı diyemesem de yemekler orada pişiyor emre, oradakiler olmasa da biri orada yemeğin içine koyuyordur '' dedim.
Gözlerinin içine bakıyordum şimdi.
Hala olan duruma inanamıyordu nasıl bir anda inanabilirdi ki zaten  '' Olamaz biz hepimiz yıllardır konaktayız ağama bağlıyız ondan ekmek yiyoruz '' dedi. Çok acıydı hem suçlananlar için hemde bunu yaşayan bizler için. Söyledikleri biraz bana da olsa aslında aklımdaki fikirlere karı konuştuğunun farkındaydım.

Emre bile bu genç aklıyla bunları düşünürken acaba yavuz duysa neler düşünecekti. Ben yeni girmişken konağa, aslında burada bir paravan iken bana bile çok koymuştu günlerce ilk şoku atamamıştım üzerimden. Aklımda hep kim sorusu çığlık çığlığaydı. Hep aynı sonu gelmeyen sorular dönüp duruyordu beynimde.

Şimdi bunu benimle yaşayan iki kişi daha vardı kardelen ağlamaya başlamıştı çoktan tekrar uzanıp elini tuttum '' Merak etme yalnız değilsin halledeceğiz bu işi birlikte '' dedim.

Kardelen burnunu çekerken '' Umarım öyle olur Zeynep zaten sen olmasan bunu asla öğrenemezdim belli yıllarca çocuğum olmayacaktı '' dedi. Yine o kederli sesi kendini göstermişti. Emre'nin karşısında daha fazla duygusala bağlamak istemiyordum '' Tamam toparla kendini kimse bir şey anlamamalı '' dedim. 

Kardelen kendini düzeltip gözlerini sildiğinde '' Kimse bir şey anlamamalı tamam mı " diye sordum ikisine doğru. " Şimdi biz bir adım öndeyiz ve bunu kendi lehimizde kullanmalıyız '' dedim

İkisi de kafalarını sallamakla yetindi. Biraz daha çardakta oturup aklıma gelen şeyle '' Emre sen git şu bakkaldan naneli şekerler oluyor ya metal ufak kutularda onlardan al gel '' dedim. Emre neden şeker istediğimi anlamamış olacak ki bana cins cins baktı ama soru sormadan kalktı bakkala doğru gitti.

Kardelen ise '' Ne yapacaksın şekeri '' diye sordu. Gülümsedim. '' Bir şeyi saklamak istiyorsan ortalık yere koyacaksın. '' dedim. Kardelen hala anlamamış şekilde yüzüme bakarken biraz daha sırıttım '' Kutunun içine ilaçlarını koyacaksın akıllım kimse ilaç aldığını bilmemeli. Adem görürse ilaçları ne diyeceksin sonra '' dedim.

Şimdi gözlerinin ışıltısından anladığını anlamıştım omzuyla omzumu dürtüp  '' Nereden geliyor Zeynep bu fikirler aklına vallahi şeytana pabucunu ters giydirirsin'' diye sordu gülümserken. 

Bende omuzlarımı silkeleyip '' Yurtlarda büyüyünce saklamayı, saklanmayı iyi öğreniyorsun '' dedim. O yılları az da olsa hatırlamamla yüzüm düşmüştü . Kardelende anlamış olacak ki daha fazla soru sormadı, Oralı olmadı.

Emre'nin gelip hap işini hallettikten sonra kalkıp tekrar alışveriş merkezine  döndük bir kaç dükkandan birkaç parça şey aldık birlikte, elimiz boş gitmeyelim bu kadar saattir diye. Yemeğimizi de burada yedik hiç olmazsa bu akşam evde yemek faslını atlatmış olurduk.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Où les histoires vivent. Découvrez maintenant