Bölüm 52

110K 4.6K 379
                                    

Su ısıtıcısının başında garip bir hisle bekliyordum. İlk defa baş başa bir şeyler yapacaktık ve bu beni ne kadar inkar etmek istesem de deli gibi heyecanlandırıyordu. Su ısıtıcısı attığında sıcak suyu kahvelere doldurdum. Resmen ellerim titriyordu.İlk defa biriyle baş başa kahve içmeyecektim ama yinede anlamlandıramadığım saçma salak bir heyecan içindeydim.

Salon kapısından bahçeye çıktığımda yavuz sallanan koltukta oturuyordu. Beni gördüğünde yerinden kalkarak '' sen otur ben hemen geliyorum '' dedi. Bu gidişine şaşırsam da bir şey demedim. Oda mutsuz yada sinirli olanın aksine mutlu gözüküyordu. Beni burada tek başıma bırakmazdı herhalde.

ahh kahrolsun bu iç savaşlarım.. Aklıma gelen fikirlerin bir dur durağı yok muydu ee tabi az uz şeyler yaşamamıştık ki ister istemez şüpheye düşüyordum. Acabalar aklımı oyalıyordu hep.

Elimde ki kahvelere dikkat ederek kendime rahat bir oturma şekli belirledim. Zaten yavuz da çok geçmeden elinde battaniyeyle geri geldi. Onu battaniyeyle bana doğru gelirken görmek ne bileyim tarif edilmezdi sanırım kelimelerle. Aptal adam çok sevimli gözüküyordu.

 Siz düşünmeden birinin sizi düşündüğünü görme veya bilme hissi..  Dünyada eşi benzeri olmayan hislerin arasındaydı sanırım. Hele ki benim gibi tek başına, kendi kendini büyütmek zorunda kalan biri için. Sırıtma isteğimi güçlükle bastırıyordum.

Yavuz gelip battaniyeyi bacağımıza serip elimde ki kupanın tekini  aldı. Kahveden bir yudum alıp '' ıımm mis gibi valla '' dedi. Keyif aldığı belliydi halinden.  Keyifle mırıldanıyordu kendi kendine

Haline gülümseyip '' Normalde şarap tercih ederdiniz ama bununla idare ediverin artık ağam '' dedim. Tek kaşı kalkık yandan bana bir bakış atıp gözlerini devirdi '' her şey yerli yerinde hanım ağam '' diye cevap verdi. Çok uzun zamandır ilk defa baş başa ve en önemlisi huzurluyduk.

Ben de bir yudum alıp '' çok garibime gidiyor bu laf '' dedim. Bakışlarımı ona çevirip '' normalde her koşulda herkesin eşit olmasını savunurum, imtiyazlardan ve onlara yol açacak sıfatlardan nefret ederim ama gel gör ki herkes ismimden önce hanım ağam diye çağırıyor beni '' dedim kendi kendime gülerken. Dünya öyle yada böyle inanın inanmayın hep garipliklerle doluydu. 

Yavuzda gülmeme eşlik etti '' aynı tezadı bende yaşadım hatta bazen hala yaşıyorum '' dedi. Bakışları bahçeyle benim aramda gidip geliyordu. '' İnsanın düşündüklerine tezat yaşamak zorunda kalması çok zor. Yalnız bu tezatlıklar çoğunlukta insanlara yarar sağlıyorsa, işte bu düşündüğün şeyleri hafifletiyor. '' dedi. Belkide kendi açısından haklıydı aklıma gelenle 

Ayaklarımı battaniyenin altına tamamen hapsedip omzumu koltuğa vererek ona doğru döndüm. Muhabbet sarmaya başlamıştı '' Adem ağabey neden ağalığı sana bıraktı '' dedim. 

Omuzlarını silkip bir süre cevap vermedi. Sonra '' bir gün çıkıp geldi ve artık ağa sensin  dedi '' uzaklara bakıyordu şimdi o zamanları düşündüğü belliydi. 

Merakla '' nasıl yani öyle direk ortada bir şey yokken mi '' diye sordum

'' evet birden geldi sonra ağalar toplandı ve ağabeyim yerine ağalığı bana verdiler '' dedi. Kuru Kuru.

Şaşkınca ona baka kaldım. Böyle bir güç, ortada bir şey olmadan pat diye neden kardeşe bırakılır ki. '' ilginçmiş '' dedim

Yavuz daha fazla bir şey demeyerek '' öyle '' demekle yetindi. '' Elbet vardır bir sebebi ama o bana söylemeden sormak istemiyorum. '' dedi.

'' haklısın '' demekle yetindim bende.

Yavuz bu gün diğer günlere nazaran biraz durgun biraz mutlu anlayamadığım şekilde karışıktı, aslında ilk defa onu böyle analiz etme şansına sahip oluyordum çünkü konakta hep başkaları oluyordu etrafımızda veya başka konular oluyordu. Bu arada '' yavuz şu ateş muhabbetini hallettiniz mi '' diye sordum.Aklıma nereden geldiğini bilemeyerek.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Where stories live. Discover now