Bölüm 14

107K 4.3K 67
                                    





Kolumun dürtülmesiyle uyandım. Mine abla ayaklarının dibindeki poşetleri toparlıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken.

'' Hadi kalk toparlan vardık neredeyse'' dedi. Nereye gelmiştik. Bir an hikmetlere gideceğimizin düşüncesiyle telaşlanmıştım. Şoförle aramızda ki camı indirdim. Aramızda en başından siyah bir cam vardı ve bu iki bölümü ayırıyordu. Camı indirmem ile şoför koltuğunda ki adam aynadan bize baktı. Bende ona doğru.

'' Nereye gidiyoruz acaba .'' diye sordum. Yavuzla evlenene kadar nerede kalacağımı konuşmamıştık. Aslında hiç bir şey konuşmamıştık biz. Ben sadece gelmiştim işte. Bir şeyleri sadece ben yapıyorum kafasından kurtulmaya çalıştım sonuçta adam iş adamıydı öyle olmasa bile bir işi vardı sonuçta.

Adamın gözleri aynadan beni buldu. '' Otele hanım ağam .'' dedi. Rahatladım iyi bari o adamı babam, o aileyi de ailem sanıp bizi oraya götürmüyorlardı. Bu bile bir nebze rahatlamamı sağladı.

Otele geldiğimiz de Kardelen ile vedalaşıp indik arabadan. mine abla kafasını kaldırıp otelin ihtişamını görmesiyle benim gibi şok olmuştu. Bu hali beni güldürdü kolumla hafifçe koluna vurup dürttüm biraz.

'' Ağzını kapa ağzını '' dedim. Kıkırdamıştım aslında tepkilerimizin aynı olması beni güldürmüştü muhtemelen, oteli ilk gördüğüm de bende böyle gözüküyordum. Şoför arabadan bavulları çıkardığında otelde ki görevliler bize iş bırakmadan eşyalarımızı o yürüyen şeylerin, ismini bilmiyorum onların üzerine koymuşlardı. Biz kendimizi toparlayıp lobiye giderken bir adam ceketinin önünü ilikleyip bize doğru yaklaştı. Hafif eğilip selam verdi. Ben daha ne olduğunu anlamadan. adamın hareketlerinin şaşkınlığını yaşarken

'' Zeynep hanım, değil mi? '' diye sordu büyük bir saygıyla.

Kafamı şaşkınlıkla salladım bu neydi şimdi. '' Evet, benim '' dedim.

Adam bir kez daha hafif eğilerek aslında iliklediği düğmesine ellerini götürdü. Tekrar ilikler gibi yapıp '' Hoş geldiniz hanım ağam buyurun. Ben otelin müdürüyüm bu taraftan odanıza kadar eşlik edeyim size.'' diye asansörleri tarif etmişti. Şaşkınlıkla Mine ablayla birbirimize baktık. Bu hürmet neydi şimdi, koskoca müdürü bu hale getiren. Aslında birazda buraya ilk getirilişimi Mine ablaya çaktırır diye korkmuştum. Burada olduğumu bilmiyordu daha önceden burada kaldığımı öğrenseydi bütün hikâyeyi merak edecekti ve benim başım belaya girecekti.

Bir kaç adım atmıştık ki müdür bey yine bize dönüp '' Affedin sormadım hanım ağam ama eğer açsanız hemen restoranda çıkalım harika bir aşçımız var eminim çok beğeneceksiniz '' dedi.

O kadar hızlı, memnun kalmamızdan emin olmak ister gibi konuşuyordu ki insanı sıkıyordu. Biliyordum ki bu kadar gösteriş bana değil Yavuzaydı hatta insanları tanıyorsam ki tanıyordum, bütün bu gösteri para içindi. Adamın telaşlı hallerine nazaran gayet sakin bir sesle

'' Hayır, şimdilik tokuz ilk önce odaya çıkmak istiyoruz. '' dedim. Müdür yine bir şeyler diyordu ama dinlemiyordum tek anladığım o gün tek başıma kaldığım oda da kalacağımız olduğuydu. Onun dışında söylediği binlerce şeyden bir şey anlamamıştım.

Odanın kapısına geldiğimizde yıkama yağlama hala devam ediyordu. En sonunda odaya kendimizi attığımızda rahatlamıştık. Mine abla kendini koltuğa bırakıp

'' Bu gösteri neydi Tanrı aşkına '' dedi

'' Paranın gücü ablacığım paranın gücü''

'' Vay anam. Kimlerle akraba oluyoruz şunlara bak adam el pençe valla başım şişti iki dakikada '' dedi. Bu yaptığı yorum beni güldürmüştü. Bayılıyordum ablamın paraya tama etmeyen hallerine, beni de böyle büyüttü diyebilirdim. 18 yaşımda yurttan çıktığım da zor zamanımda tanışmıştım sihirli değneği ile bana dokunmuştu.

Yurttan çıktığım da bütün gün elimde ufacık bir çanta, ne yapacağımı nereye gideceğimi düşünüyordum. Param yoktu gidecek bir yerim yoktu bir evim bir yakınım yoktu. Sudan çıkmış balık gibi ortada kalmıştım. Şans benden yanaydı ki kendi halimde yürürken Mine ablanın kafesinin önüne gelmiştim. Çekine sıkıla cebimdeki birazcık parayla simit ve çay söylemiştim. Kafe boştu benden başka müşteri yoktu çünkü saat geçti onlarda kapatmak üzereydiler. Camdaki bizimle çalışmak ister misiniz yazısını görünce bir şansımı deneyim demiştim iyi ki de demiştim. Mine abla bana hem iş, hem ev vermişti aslında o bana sıcak bir yuva vermişti.Yıllardır onun yanındaydım ilk 18 senemden çok onunla büyüdüm diyebilirdim. Büyümüştüm bir şekilde ama onun elinde yoğrulmuştum ve bundan gurur duyuyordum.

Yolculuğun yorgunluğunu atmak için sırasıyla duşa girdik. Su yol yükünün yarısını almıştı çoktan telefonumu elime aldığım da hala bir mesaj yoktu. Müdürün tavrından haberinin olacağı aşikardı birde benim haber vermeme gerek yoktu ki buraya getirileceğimizi bile söylememişti. Bu adamın bu bukalemun tavırları beni sinir ediyordu. Ona ayak uydurmak için kıvrak olmak gerekiyordu ama gelin görün ki ben asla öyle biri değildim ve olamazdım da.

Oda olabildiğince büyüktü hatta ev gibiydi minik bir mutfağı oturma bölümü yatak bölümü her şey mevcuttu şimdilik iki haftalık evim burasıydı. Buradan da kocamın evine gidecektim. Hala alışamamıştım o kadar damdan düşer gibi olmuştu ki bütün bu olayların şaşkınlığını yaşıyordum. Kocam olması bile bir şeyken onun ailesiyle yaşamak başka bir aşamaydı. Gerçi benim için daha iyiydi yalnız başımıza bir evde kalsak daha çok zorlanırdım muhtemelen. Kalabalık bir yerde olmak uyumadan uyumaya odaya gideceğimizi düşünürsek daha rahatlatıcıydı. Gerçi neyden çekiniyordum o bile belli değil ya neyse..

Mine ablayla oda da oturuyorduk eşyalarımızı yerleştirip odada kahve yapmıştık. Manzarayı seyredip havadan sudan konuşurken bir an ciddileşip bana döndü Mine abla.'' Biz geldik ama seninkilerden haber yok mu insan bir karşılamaya gelirdi? '' dedi

Haklıydı sanırım, normalde karşılanmamız gerekiyordu ama normal bir olay yoktu ki ortada. İfadesiz bir yüzde omuzlarımı salladım .'' Uzun yoldan geldik abla dinlenmemizi istiyor olmalı Yavuz ilk gün '' dedim

İnanıp inanmadığını bilmiyordum. Bir şey demek yerine kahvesini için bakışlarını dışarıda ki manzaraya çevirdi. Sessizliğinin altında neler yatıyordu bilmiyorum. Sadece tek istediğim nasıl evlenmek durumunda kaldığımızı öğrenmemesiydi.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin