Bölüm 28

110K 5.1K 367
                                    

Gözlerimi kapının vurulmasıyla açtım. Ayşe her gün olduğu gibi bu günde bizi kahvaltıya çağırıyordu. Konakta günler rayına oturmuştu. Gerçi çoğu gün canımı sıkan bu monotonluk bu ara en ihtiyacım olan şeydi.

Başımı yan tarafa çevirdiğimde yavuz yüz üstü yatıp benim yastıgıma sarılmıştı kendi yastıgı da bacaklarının altındaydı. Hala uyudugunu nefes alış verişinden anlayabiliyordum.

Okuduğum kitaplarda erkeklerin uyuduklarında çoçuk gibi oldukları yazarken, yavuz bunun tam aksine hala kendisiydi. Kaşları düzelmişti sadece huzurlu olduğu belliydi ama o kendini bilen hali hala devam ediyordu. Adam bu konuda bile kalıpları kırıyordu resmen.

Gülümsedim onu böyle yanımda yatarken bulmak sabah kalktıgımda ilk onu görmek bir garipti buralardan gidene kadar da bu gariplik hep devam edicek gibiydi.

Yatağımın kenarından sabahlığımı alarak lavaboya gittim. Dünden beri iyiydim. Serum, yediğim yemek biraz da uyku hemen toparlamıştım resmen.

Aynanın karşısında kendime baktıgımda bir felakettim doğrusu. Elimi yüzümü yıkadığımda yavuzun benden önce kalkıp bu manzarayı görmediğine seviniyordum.

Dünü düşünmek istemesemde binlerce düşünce sinsi sinsi aklıma sızıyordu. Ne yapacaktım ben, yavuza söylemelimiydim yada onu hiç karıştırmadan bu işi kardelenle mi halletmeliydim.

Kardelenide karıştırmak ne kadar doğruydu. Buralardan gidecektim ben o hep burada ona bunu yapan insanlarla kalacaktı. Allahım daha ona da yapılıp yapılmadığını bilmiyordum ki.

Binbir düşünce arasında ordan oraya sürükleniyordum resmen. Hepsinin sonu aklımda kötü şeylerle sonuçlanıyordu. Kapının tıklatılmasıyla kendime geldiğimde korkmuştum. Ne kadar süre burada kaldığımı bilmediğim için hemen sifona basıp yavuza geliyorum diye seslendim.

Aynada tekrar kendime bakıp normal bir gülümseme kondurdum yüzüme. Kapıyı açtıgımda duvara yaslanmış karışık saçları çatık kaşlarıyla karşımda duruyordu.

Ben uykudan yeni kalktıgımda bu kadar çirkin olurken o nasıl böyle tatlı olmayı başarıyordu. Birileri bunun haksızlık oldugunu biliyordur umarım.

Gülümsedim '' çok mu kaldım '' deyip odaya adımladım. Şu an bütün oyunculuk yeteneklerimi kullanıyordum. Eskiden yurt görevlilerinde her zaman işe yarardı.

Yavuz bir kaç saniye bana bakıp '' bir problem mi var '' diye sordu. Bakışları içime işliyor aklımdan geçenleri okuyordu sanki. Yinede içimden çok kuvvetli bir ses ona herşeyi anlatmadan önce biraz daha bilgi edinmem gerektiğini söylüyordu.

Her ne kadar bu evin gelini çalışanların hanım ağası olsamda aslında onlar yavuzun ailesi ve çalışanlarıydı ve bana yaptıkları aslında bana değil ona yapılmıştı.

Kafamı sallayıp '' hayır. neden sordun '' diye sordum.
O da omuzlarını silkip '' durgun gibisin '' dedi.

Kafamı çevirip dolaba yönelirken '' kuruntu yapma. hadi işini hallette kahvaltıya inelim açıktım '' dedim.

Cevap vermedi arkamdan duyulan şey ilk kapı sesi sonrada uzaktan gibi gelen su sesiydi. duş alıyordu muhtemelen.

Hızla üzerimi giyindim. Giyinirken aklıma gelen fikirle üzerimdeki acık mavi t-şort'un renginden yavuzada gömlek çıkararak yatagın üzerine bıraktım.

Giyip giymeyeceğini bilemiyordum ama giyerse millete karşı iyi olurdu. Bu sıra gözler fazlasıyla üzerimizdeydi.

Onu beklemeden çıktım odadan. Konaktakiler yavaş yavaş masaya toplanırken ben çoktan masaya oturmuş onları bekliyordum. Aslında amacım çalışanları gözlemlemekti.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum