17- Küçülmüş Jisung, Jeongguk'un Hayalleri ve Soojin.

10.3K 1.3K 783
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum ve al bakalım, seviyorum seni bebiş vaoenic 😋

Bana gülümseyerek bakmaya devam eden Soojin gözlerini tatlıca kısmışken beklemediğim bu ziyaret karşısında dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Tam şaşkınlığımı yenmiş, ağzımı açıp kapıda beklememesi gerektiğini mırıldanacaktım ki Taehyung'un gürültülü adım sesleri ve ardından da söylediklerini işittim.

"Jeongguk," Düşündüğü neydi, bir kolunu belime sarana dek anlamamıştım. O bu eylemi gerçekleştirdiği vakit heyecanlanmama zaman yoktu çünkü hâlen şaşkındım ama bunun acısını daha sonra çıkaracaktım-Neyse ki önemsiz bir detay.

"Filmlerdeki gibi bir şey olduğunu söyleme bana." Ilık nefeslerinin enseme çarparak oradaki kısa saçları diken diken ettiğini iliklerime dek hissettim. İkimiz de Soojin ve onun yanındaki bebeğie odaklıydık ki sadece kafamı sallayarak onu reddettim. Elbette ki gayrimeşru bir çocuğum falan yoktu. Bunu nasıl düşünebilirdi ki zaten!

"Soojin, içeri gelsene." Soojin kafasını sallayıp, Taehyung'a hiçbir tepki vermemişti, içeri geçti ve arkasından biz de onu takip ettik. Salona geçtiğimizde Taehyung birkaç kez beni dürtüp, "Doğru söyle bana." Diye mırıldanmıştı ama şaka olduğunu umuyordum, Tanrım...

"Evet," Kısa süreli bir sessizliğin ardından söyledim. Soojin, uzun zaman sonra gördüğüm; eskiye göre... Küçülmüş (?) Jisung'u kucağına almıştı. Taehyung gözlerini bana dikmişti ve bu kadar meraklı olmasına kesinlikle anlam veremiyordum.

"Neler oluyor?" Sonunda sorabildiğimde ayıp mı etmiştim bilmiyordum çünkü... Ama, ama ne yapabilirdim ki? Belki de yıllardır görüşmediğim kuzenim Soojin evime çıkageliyordu ve kucağında da Jisung olduğunu düşündüğüm bir bebek vardı-Hem, hem, ne oluyordu şimdi?

"Ihm..." Konuşacağı sıra önce gözlerim sessiz kalmış Taehyung'a değip yeniden Soojin'e tırmanmıştı ve sözünü bölmüştüm.

"Tanrı aşkına Jisung neden küçülmüş?!" Jisung, onun bakıcılık yaptığı bir çocuktu ve Soojin'in bunu duyduktan sonra ilk kaşları havalandı, sonra da kırmızı ruj sürdüğü dudakları koca bir kahkahayla aralandı. Birkaç dakika boyunca kendi kendine güldüğünde bebeğin bu gürültüye uyanmıyor oluşu Taehyung'u şaşırtmış olmalıydı. Çattığı kaşlarıyla onu izliyordu.

"Ah..." Biraz daha kıkırdadı ve gözlerinin altında biriken gözyaşlarını işaret parmağıyla temizledi. "Jisung mu?" Dedi sonra gülmesini durduramayarak ve ben onu öylece izlemeye devam ettim.

"Sen ciddisin!" Neredeyse bağırarak söylediğinde omuzlarımı kaldırıp indirmiştim, "O değil mi?" Hemen kafasını sağa sola salladı ve, "Saçmala, Jeongguk." Dedi. "Jisung şu anda 6 yaşında ve Japonya'da ortaokul okuyor." Kafam şok olmuşlukla aşağı yukarı sallandığında Soojin artık tamamen ciddileşmişti. Gerçekten de çok güzel bir genç kızdı, tıpkı büyükannemize benziyordu.

"Bu, benim minik kızım Jisoo." Gözlerim kocaman açıldı ve çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Soojin evlenmiş miydi? Şaşkınlığımı görünce konuşmaya devam etti, "Hayır, evlenmedim. Evlenseydim bundan haberin olurdu, Gguk-ah. O kadar da kopuk değil aramız." Söylediği şeye kendisi bile inanmamış olmalı ki dudakları büküldü ve ben söyledim, "O yüzden bir çocuğun var ve ben bunu şu an öğreniyorum. Hem de onun babasıyla evli değilsiniz?" Beni onayladı ve olan biteni tam anlamıyla olmasa da bana anlattı.

Pekâla, anlattığına göre ailesiyle büyük sorunlar yaşamıştı. Kendisinin haklı olduğunu, teyzemlerin ondan özür dileyene kadar da eve geri dönmeyeceğini söylüyordu. Küçükken olduğu gibi hayali hâlâ şarkıcı olmaktı. Bahsettiği üzere burada, Seul'de, halledeceği önemli işleri vardı ve tanıdığı tek kişi de bendim. Onunla yakın olmasak da yardım çağrısını görmezden gelecek ya da geri çevirecek değildim. Evimde iki-Hayır, bir buçuk kişilik daha yer vardı. Sanırım.

all i wantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin