28- Gyeom, L&M ve Kıskançlık Mevzuları.

7.4K 900 350
                                    

Buradakileri çok seviyorum, iyi okumalar 💖 -bölüm sonunu okuyun, olur mu-

"Geldiğin için sağ ol koca götlü," Saçına bağladığı fularıyla terli terli toz almaya devam etti. "Taehyung yok ve Minhee'ye temizlik konusunda tek başıma yardım edemezdim." Yugyeom alınır gibi bir ifadeyle baktı gözlerime. "Anca işin düşünce çağır zaten, Yugyeom kim ki. Hiç deme gel biraz vakit geçirelim, beraber film izleyelim..." Gözlerim kocaman açıldığında inanamaz gibi bağırdım.

"Geçen hafta bana gelip kalman için tam 14 tane mesaj gönderdim, adi insan! Sen adamı yalancı çıkarırsın be." Hayretler içerisindeydim. Kafamı sağa sola sallayıp yeri süpürmeyi kestim ama Gyeom hâlâ toz aldığı için yer tekrar süpürülmeliydi.

"Tamam, kes şunu..." Diye mırıldandım. "Bu kadar yeter. Kıçımın Fransız dedesi etrafı didik didik aramayacak herhalde." Dediğimde Minhee'nin, "Duyuyorum seni cadaloz." diye diğer odadan bağırmasını duydum. Ben dudaklarımı birbirine bastırırken Gyeom gülmüş ve işini bitirdikten sonra ayağa kalkmıştı.

"Burası tamam," dedi. "Yukarı çıkıp odanda şarkı dinleyelim." Tebessüm ederek kafamı salladım ve temizleyici dolu kovayı banyoya götürüp, "Biz kaçtık." Diyerek kolundan tuttuğum Yugyeom'la kapıdan çıktım. Taehyung'u özlediğim hissi kalbimi sararken bir yandan da arkadaşları birkaç güne geleceği için sabırsızlanıyordum. Eve girip kendimizi toplanmamış yatağıma attık. Ayağıyla ayağımı dürten Yugyeom, "Hadi," demişti. "Bisiklet." Gülüp yatakta yukarı kaydım ve kafam yatak başlığına değdi. Aynı şekilde ama bana zıt olarak kafasını ayak uçlarıma doğru koyan Yugyeom bir tane çorabı bir bebekmişcesine çıkmış ayaklarını ayaklarıma yasladı ve "bisiklet" yapmaya başladık. Aynı zamanda bana saçlarını boyar mıyım diye soruyor, birlikte parka gidip orada resim çizmeyi teklif ediyordu.

Zamanı biraz böyle geçirdik ve sonra telefonundan şarkı açtı. Odayı 2013-2014'ün eskimeyen şarkıları doldururken Gyeom'la birbirimize bakıp güldük çünkü bu şarkılar çıktığı zaman bile arkadaştık. Pek sık duygulanmazdık beraberken. Yugyeom hislerini dalgaya vurarak saklardı. Ağlamaya başladığı zaman susması çok zor olduğu için ona hak veriyordum.

Yatağımın üstünde zıplayıp dans ettiğimiz sıra kapı üst üste çalmaya başlamıştı. Çatlak arkadaşım yataktan atlayıp "Minhee teyzem mi acaba?" diye sorduğunda, "O benim teyzem." Desem de umursamadı ve sırtına atlayıp, "Deh!" diye bağırdım. Onun sırtında kapıya ulaştığımızda kulbu indirdi ve karşımıza Taehyung çıktı. Gülümsemem genişledi ama onun ikimizi süzen gözleri biraz garipti. Yine de yavaşça gülümseyip, "Selam." demişti. Bunun her zamanki gülüşlerinden olmadığını anlamak zor değildi benim için.

Daha önce birebir tanışmayan Taehyung ve Yugyeom'u tanıştırmak için arkadaşımın sırtından atladım. Taehyung'u içeri almış, ikisi peşimden salona gelmişti ki etrafa tuhaf bir sessizlik hakimdi. Taehyung ufaktan beni kesiyor ama ağzını açmıyordu.

"Ben Yugyeom," dedi arkadaşım gözlerini kısarak gülerken. Bu biraz şeydi... eheheh, gülümseyişi. Taehyung da tebessüm etti. "Memnun oldum Yugyeom, ben de Taehyung." Yeniden oluşan sessizliğe karşılık bu kez ben eheheh, gülüşü atarken Yugyeom yerinde kıpırdandı.

"Siz ikiniz," diye mırıldanmıştı. Çok korkuyordum yersiz konuşup haftada kaç seks yapıyorsunuz? "erotik shoptan" bir şeyler aldınız mı, bende indirim kuponu var falan der de beni utandırır diye. Ama o içimi ısıtan bir şey söyledi beni şaşırtarak,

"Lilypad ve Marshmellow gibisiniz." Bunun üstüne yarım saatlik bir How I Met Your Mother konuşması döndü aramızda ve konuşmanın sonunda Yugyeom'un dizine yattım, o da bir eliyle saçlarımı okşayıp diğeriyle tuttuğu telefonun ekranını kaydırıyordu. Aklımda Dicaprio'nun Catch Me If you Can zamanları vardı ve bir yandan ağzım sulanıyordu ki bakışlarım diğer koltukta öylece oturup beni; saçlarımı okşayan parmakları izleyen Taehyung'la karşılaştı.

all i wantWhere stories live. Discover now