39 - Bayan Wang, Savaş, Taehyung.

6.1K 693 460
                                    

Sizi güzeller güzeli bir Jeongguk ve kıskanç sevgisiyle baş başa bırakıyorum, hatalarım ve saçmaladığım kısımlar varsa üzgünüm

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Sizi güzeller güzeli bir Jeongguk ve kıskanç sevgisiyle baş başa bırakıyorum, hatalarım ve saçmaladığım kısımlar varsa üzgünüm. Düzenlemeden salıyorum, adios! 😋

▪▪

Aynadaki görüntüme bir süre daha kuşkuyla baktım. Açık renkli yüksek bel pantolonum bana tam oturuyor, göbek deliğimi kapatıyordu. Siyah, gümüş tokalı kemerim belimin biraz üstüne bağladığım kirli gümüş aksesuarla uyum içindeydi. Soluk mavi, kırmızı-sarı renkli çizgilere sahip yakalı bir bluz vardı üstümde ve... yarım olması, bilmiyorum, güzel olmuş muydum?

Elim cebimde, biraz daha süzdüm yansımamı ve kafamı sağa sola sallayarak aynanın karşısından çekildim. Sadece, biraz farklı ve hoş görünmek istemiştim. Olaysa şuydu: dün akşam aldığım mesajda Hoseok hyung bana sponsor bir şirketin daveti olduğunu söylemişti. Söylediğine göre beni, Lalisa'yı ve Mingyu'yu yanında götürmek isteyen eğitmenim, gelmemi istediğini gayet net bir dille belirtmişti. Birkaç kadeh bir şeyler içilir, onlar iş konuşurken biz keyfimize bakarmışız. Bu, onun söylediğiydi. Taehyung'a danıştığımda, baldırlarına oturmuş mekik çekmesine yardımcı oluyordum, pekâla yardıma ihtiyacı yoktu ama içimden gelmiş olamaz mıydı?, kesinlikle gitmem gerektiğini söyleyerek beni yüreklendirmişti.

Geçen gün düşündüğüm o... saçma sapan mevzununsa konusunu dahi açmak istemiyorum. Taehyung'a, gerçekten istediğin o kişi ben miyim, diye bir imada bulunduğumda dudaklarıma vurup beni göğsüne bastırmıştı. Söyledikleriyse şunlardı; sen benim hayatımın merkezisin ve böyle şeyler mi düşünüyorsun gerçekten? Sonrasında biraz küsüp, yoksa sen ilişkimizden hoşlanmıyor musun, diye homurdanmıştı ancak dudaklarına yapışarak gerekli cevabı ona aktarabildiğimi düşünüyorum.

Yeterli ya da yetersiz yoktu. Bir yapboz vardı, birbirine cuk oturan parçalar ve o beni tamamlayan diğer parçaydı. Artık böyle şeyler düşünmeyi sonsuza dek bir kenara atmaya çalışacak ve ne kendimi, ne de sevgilimi üzecektim.

Duştan çıkan sevgilimin adını sesleneceğim sıra buna gerek kalmadan odamın kapısından giriverdi. Esmer teni yaramaz damlalarla parlarken çenesinden göğsüne süzülen o taneciği gözlerimle takip etmiştim. Islak saçları ve beline bağladığı siyah havluyla daha fazla vakit kaybetmemem gerekiyordu, dolap kapağının arkasından çıkıp saklanmayı bıraktığım an kaşları kalktı. Kaç dakika beni izledi emin değilim ancak sonunda bana doğru birkaç adım attı ve yanıma ulaştığı an yaptığı ilk şey çıplak belime ıslak ellerini yaslamak oldu.

"Bunları... bunları mı giymeye karar verdin?" Kafamı yavaşça sallarken kötü bir yorum yapacak diye ödüm kopuyordu çünkü bakışları bir farklıydı. Ona yaslanıp ellerimi çıplak kürek kemiklerine kaydırdım.

"Kötü mü görünüyorum?" Ellerini sıkılaştırıp hızla konuştu, "Hayır, hayır çok... çok hoş görünüyorsun. Senin kötü görünmen mümkün mü, hm?" Onun gözleri konuşmadan evvel hızlı hızlı birkaç defa kırpışmış, sonra birbirine yaslanmıştı ki ben, aldığım iltifatla ister istemez gülümserken yanağımı çıplak göğsüne yerleştirdim. Yeni duştan çıktığı için yanağımı yasladığım yer nemlenmişti ama sorun değildi. Biraz krem, biraz vişne barındıran dudaklarımı yaslandığım nemli göğsüne bastırdığımda bedeninden geçen o anlık ürpertiyi hissetmek, tüylerimi diken diken etmişti. Kokusu harikaydı, yemin ederim, bugüne kadar duyduğum kokuların en güzeliydi. Tamam, belki de ona aşık olduğum için bana öyle geliyordu ama Tanrı aşkına, dünyalar güzeli bir kokusu vardı. Teninden yayılan sıcaklık bu tetikleyen ancak aynı zamanda mayıştıran kokuyla birleşince, yığıkıp kalacağımı sandım.

all i wantΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα