34- "Ellerimizde tutmak.." Şans Öpücüğü ve Bıcırık Jeongguk.

7K 766 522
                                    

Loveoftaegguk la bi' durur musun lütfen?

Bölüme geçmeden önce, cidden bunu söyleyerek asla ön yargı oluşturmak istemem ancak aşırı yetersizim
a y ı p l ı s e y l e r konusunda... bu kadar mı batırılır... yazıklar olsun...

İşte dostlarım, bazılarımız dünyaya smut yazmak için gelmiyor anlaşılan😡

Nolur siz beni ve ucundan
a y ı p l ı s e y l e r yapan kapı komşularını yine de sevin! Daha fazla okuyup silmemek için yapıştırıyorum, hadi elveda

▪▪

"Seni rahatlatmamı ister misin?"

▪▪

Sorduğum sorunun cevabını almam, sandığım kadar sürmemişti. Söz ağzımdan çıktığı an sadece birkaç saniyelik bir duraksama ve henüz anlamını çözemediğim gözlerle beni süzen Taehyung, çok geçmeden dudaklarıma atılmış; uzatmadan diliyle dilimi bir edip belime sıkıca tutunmuştu.

Şimdiyse... Küçük ancak ateşli bir öpüşme sonrasının eseri olan biz, ikimiz, soluklarımız birbirine çarparken birkaç dakikalık uzaktaki o eyleme gidiyorduk.

Taehyung'un canımı yakmamaya özen göstererek üzerimden çıkardığı siyah tişörtle çenesine sulu bir öpücük bıraktım ve yataktan aşağıya indim. Sevgilimin hızlı solukları kulaklarıma ulaşıyor, beni zaten heyecanlı değilmişim gibi daha çok delirtiyordu.

Dizlerim üzerinde dururken Taehyung'un bol bir şortla açıkta kalan esmer bacaklarını süzüyordum. Biraz daha bakarsam ağzımın suyu akacakmış gibiydim, çünkü, Tanrım! Bir kolon kadar kalın baldırlarını hafifçe açmış, eşofmanı içinden görmenin pek zor olmadığı o şeyi, hassasiyetini gözlerim önüne seriyordu. Gözlerine bakmak ise yürek isterdi, yüce Minhee... Bakışları tamamen koyulaşmışken oralarda bir yerlerde gördüğüm tek ışık yaramazlık parıltılarına aitti. Yanakları şimdiden nemlenmişken topuz yaptığı dağınık saçları, az önceki öpüşme yüzünden iyyyiiice dağılmış ve dudakları şu, şişiren yağlardan sürmüş gibi dolgundu.

Aklımı kaybetmemek için savaş veriyordum. Yeminler olsun, kolay atlatılacak bir manzara değildi bu. Yine de önceden de dediğim gibi, anın heyecan ve tutkusunu kaybetmemek; onu, ellerimizde tutmak gerekiyordu.

Evet, onu, ellerimizde tutmak.

Bu yüzdendir ki kısa bir izleyiş sonrası Taehyung'un basketçi şortunu uzun bacaklarından sıyırdım. Kalçasını kaldırarak bana yardımcı olmuş, hiçbir utanma belirtisi göstermeden diğer hâmleyi yapmam için bekliyordu. İkimizden de ses çıkmıyordu ve açıkçası Taehyung'un çekinmeyişi çok hoşuma gitmişti.

Birbirimize alışmıştık, birbirimizin o diğer parçasıydık.

Dudaklarımı, yerimde hafifçe yükselerek baldırlarına ve iç bacaklarına bastırdım. Bıraktığım küçük, ıslak öpücüklerle hassas noktasının nasıl büyüdüğünü görebiliyordum. Yine de pek bir şey sayılmazdı bu, o yüzden, dilimi boylu boyunca üst bacaklarında dolaştırarak orada ıslak--hayır hayır, sırılsıklam bir yol çizdim. Taehyung'un tapındığım, avuç içkerinde yaşamak istediğim ellerinden birisi saçlarımı bulmuştu. Henüz nazikti, bu yüzden parmakları saç tellerim arasında dolaştı ve bazen de onları işaret parmağının ucuna dolayıp bıraktı. Vişne çürüğüyle boyanmış kalın dudaklarından kesik nefesler dökülmesinin sebebi olmak, gururumu okşamıyor değildi.

Artık yapmam gereken şeyle, parmaklarımı siyah iç çamaşırının bel kısmına götürdüm ve Taehyung'un karnı hafifçe içe gömülürken onu aşağı çektim. Pekâla, gördüğüm bu şey... Bilmiyorum... Geri adım atacak değildim ama, şey, yani--Hani, biraz... büyük...

all i wantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin