15- Üzüntü, Kucaklaşma ve Karar Sorgulatan Jeon.

11.4K 1.4K 367
                                    

İyi okumalar 😔

Elimdeki kitabın sayfasına çeviriyorken aynı zamanda doğru vakitte Minhee'yi uyandırabilmek için duvardaki mavi saati kontrol ediyordum. Gözlerimi oradan alıp kurumuş papatyayı kaldığım sayfanın üzerine bırakmış, ufak sehpanın üzerine bıraktığım sıcak çikolatayı ellerimle kavrayıp büyük bir yudum almıştım. Sonuç olarak Taehyung'un ayağı neredeyse tamamen iyileşmişti ve o pis satıcı da düzelir düzelmez, 90'ları andıran bir tarza sahip arkadaşını aramış; arabayla kendisini almasını istemişti. Bense yalnızca gülümseyip, "İyi eğlenceler!" Diye mırıldanmıştım ona. Oysa içimde kopan birtakım fırtınalar vardı çünkü-Piç. Ben o yalnız kalıp sıkılmasın diye derslerimi bile aksatmıştım be?

Neyse ki... Onunla beraber geçirdiğim vakitler için pişman sayılmazdım. Ne de olsa, biliyorsunuz hani şu meseleyi. Gideceği konusunda hâlen ısrarlıydı ve, pekâla? Cehenneme bile gidebilirdi bu saatten sonra.

Üzerimdeki ince battaniyeyi itekleyip tekli koltuktan kalktıktan sonra bedenimi kısa bir süreliğine esir alan ürpermeyle yarım açık camı kapattım. Üzerimdeki siyah kazağı aşağı çekiştirdikten sonra saati bir kez daha kontrol etmiş ve telefonumu cebime attıktan sonra anahtarı kapıda bırakıp evimizin yakınlarında dolaşan kedicikleri görmek için dışarı çıkmıştım. Ellerim cebimde yürürken dudaklarım arasından kısık bir sesle şarkılar mırıldanıyordum. Su içmeyi bırakan kedi poposunu sallaya sallaya küçük adımlarıyla yanıma ulaştığı zaman tüylerini okşamaya başladım.

"Biliyor musun, ıhm," Parmaklarım kulağıyla oynamaya başlarken beni dinlemiyor olabileceği düşüncesini umursamıyordum. "Bu sıralar çok yalnız hissediyorum." Kuyruğunu kendi vücuduna sürttüğümde huysuz bir mırıltı çıkarmıştı. "Biliyorum biliyorum, yalnız değilim gibi ama," Dudaklarım istemsizce öne büzüldü. "A-ama gerçekten de yalnızım aslında." Kucağıma iyice yerleştiğinde bu kez çenesini okşuyordum. Boğazından yayılan hırıltılar parmaklarımda titreşerek dağılıyordu.

"Bir kere ailemden uzaktayım. Uzun zamandır görmüyorum onları ve onların-Onların gözü beni o kadar arıyor mu emin değilim. Ben yokken daha iyilerdir kesin. Sonra Yugyeom var. Ama onunla da sürekli küsüp duruyoruz-Neden sana bir isim koymadık ki biz? Of..." Kafasını elime ittiği zaman bir anda ne olmuştu da bu duruma gelmiştim hiç emin değildim. Ağlamamak için zor durduğumu kendim bile sonradan fark ederken konuşmaya devam ediyordum.

"İsminin Minguinho olmasını ister misin? Biliyorum, hiç özgün bir isim değil ama sana güzel olur gibi. Ne dersin?" Burnumu çekip kafamı sağa sola salladım. "Sen cazibeli bir kedisin, bu fazla ağır olabilir. Hangi ismi seviyorsun?" Eğilip aşağı kayan minik bedenini kucaklayıp yeniden sarmaladım onu. Gri tüyleri çok güzel görünüyordu. "Bak, cidden. Her kedi bu kadar şanslı değildir. Sana soruyorum, ismin ne olsun?" İşaret parmağıma dişlerini geçirdiğinde kaşlarımı çattım. Şimdi de aynı yeri yalamaya başlamıştı,

"Sadece sana iyi davranmaya çalışıyordum, neden yaptın ki bunu? Kirloş olacak işte senin adın, cadaloz!" Biraz duraksadıktan sonra patilerini kazağıma sürtmesiyle devam ettim, "Nerede kalmıştık? Hm, Minhee var. Onu unutamam elbette-Çünkü o, tanıdığım en muhteşem insanlardan birisi. Yemin ederim ki öyle! Bir kere turtaları leziz ve ondan saçlarımı okşamasını istediğim zaman sorgulamıyor asla. İşe yaramaz birisiyim kedicik, hadi ama! Kaşlarını çatmış olamazsın, değil mi? Bana karşı çıkma çünkü yemin ederim ki çokça işe yaramaz birisiyim." Parmaklarım patisinin altındaki pembe yerle uğraşırken ne saçmaladığımı inanın bilmiyordum. Tek istediğim birilerine duygularımı açıkça anlatabilmekti.

"Birini mi unuttum? Kimmiş o? Ha, şu iri biri mi? Ona çok sinirliyim kedicik. Kollarını ısırıp saçlarını çekmek istiyorum çünkü beni ancak bu yatıştırabilir gibi. Ne? Abartıyor muyum? Hiç de bile öyle değil. Sen de beni anlamıyorsun sanırım. Bak," Burnumu çektikten sonra başını kazağımdan içeriye sokma çabalarına ses çıkarmıyordum, bana ilgi gösteren birisini kaybedemezdim.

all i wantOù les histoires vivent. Découvrez maintenant