GÜVEN

111K 5.2K 3.9K
                                    

medya; Aydın'ın tarzı

"Abi, emin miyiz?" diye sordu Uygar, Özgür saklandığı arabanın arkasından kafasını sabır dilenircesine salladı. Emindi ve sürekli sürekli sorgulanmasından hoşlanmıyordu.

"Lan noterden izin mi çıkarayım, dalacağız işte." dedi Özgür sinirle. Geldiğinden beri on kere sormuştu.

"Aydınlar ile beraber ama?" dediğinde, gözlerimi devirdim.

"He gardaş, onlarla beraber." dedi bıkkınca. Kafasını sallayıp geri döndü önüne.

"Ne zaman gelecek bu adam?" diye sordu Özgür, cevap beklemeden. En sonunda onun arabasını görünce Özgür derin bir nefes aldı. Yarım saattir Harun denen herifi bekliyorlardı.

Harun, üç mahalleyi birbirine katıp, oturup izlemeyi düşünmüş bir düşmandı. Ama tabi ki Aydın bu olayı çözmüştü. Özgür onun bu beyinsizlikle nasıl bu olayı çözdüğünü bilemese de bir işe yaramıştı sonunda.

Ama halen kendisi ortalıkta yoktu, adam geçip gitmeden mecburen onu tutmaları ve arabanın içinde ki paraları almaları gerekiyordu. 

Özgür Uygar'a işaret verince, o da diğerlerine işaret verdi ve planladıkları gibi hızla önlerine çıktılar. Ellerinde silahla yaklaşmakta olan arabanın tekerlerine silah sıkarken, arabanın içindekiler şok olmuştu. Ama tek sorun şuydu ki Aydın ve adamlarının da olması gerekliydi. Çünkü arkada gelen arabaları hesaba katmamışlardı. Arabanın içinden çıkan adamlar ateş etmeye başlamıştı.

"Anasını sikeyim!" diye bağırdı Özgür şiddetle. Önünde barikat olarak koyduğu arabaya yaslanırken. Bir diğer yandan da karşılıklı ateş ediyorlardı.

"Aydın senin ananı avradını sikeyim!" dedi bir kez daha bağırarak. Ona güven olmazdı zaten, hangi akla hizmet onunla işe girmişti.

"Abi ben dedim sana o piç kurusu ile bir işe girilmez diye!" diye bağırdı Uygar, siper olmuş bir şekilde ateş ederken.

"Senin de amınakoyayım!" diye bağırdı yeniden Özgür. Bu adamlar ebelerini sikerdi burda. Özgür kafasını kaldırıp ateş edecekken, koluna gelen bir anlık kurşunla geriye doğru gitti ve acıyla inledi. Dişlerini sıkıp eğildi.

"Abi iyi misin?" diye sordu Uygar korkuyla.

"Mükemmelim!" dedi Özgür sinirle. Yarasına baktığında sıyırdığını gördü Yüzünü buruşturup kolunu tuttu silahlı olan eliyle.

Büyük basslı, müzik ile şok ile karşısına baktı Özgür. 'La bize her yer Ankara' müziği ile yaklaşan Aydın'ın arabasına baktı. Arkasında da üç tane daha araba vardı. Arkada ateş eden adamlar da şaşırmış olacak ki ateş sesleri bir an durmuştu. Aydın arabanın camından çıkıp arkaya doğru ateş etti. Ve adamları da.

Aydın arabadan hızla çıkıp tuttuğu iki silahı havaya kaldırıp salladı sırıtarak. Ardından gözlüğünü çıkardı ve ateş etmeye devam etti.

"Sikik deli." dedi Özgür şokla. Ankara oyun havası ile çatışmaya gelen ilk insan Aydın olabilirdi. Ve o kadar mutluydu ki düğüne gelmiş gibiydi. Ateş sesleri yükselirken, Aydın hiç durmadan devam etti ki zaten onlardan daha çok adamları vardı. Birkaç dakika sonra sesler duruldu, Uygar Özgür'ün yanına gelmiş kolunu kontrol ederken Özgür ayağa kalkmış Aydın'a bakıyordu. Yaralı olan adamların arasından geçip Harun'un olduğu arabaya geçti ve arkada ki iki spor çantasını aldı. Ardından kolundan vurulan adama dönüp bir şeyler söyledikten sonra ayağı ile yüzüne tekme attı. Ardından kendine öfke ile bakan Özgür'e doğru sırıtarak yürüdü.

Özgür'ün yanına ulaşınca, kendisine silah çekilmesi ile daha çok sırıttı. Seviyordu onun bu haşin hallerini. Daha sikilesi duruyordu.

"Orospu çocuğu niye anlattığımız saatte gelmiyorsun?" dedi Özgür, yaralı olan kolunu tutup silah doğrulturken. Aydın sırıttı.

"Parfüm falan sıktım." dedi göz kırpıp. Arkada halen oyun havası çalıyordu. Daha sonra kolunda ki yarayı fark etti ve ona doğru yaklaştı.

"Uf mu oldun sen..." dedi alay ederek. Özgür dişlerini sıkıp kafasını derin bir nefes alarak sağa çevirdi. Aydın daha çok dibine girmişti.

"Öpeyim de geçsin mi?" diye sordu. Özgür tam şuan bu yaralı koluyla da olsa onu sinirden sikmek istiyordu.

"Seni sikerim." dedi dişlerini sıkarak.

"Olur, nerede ve saat kaçta?" dedi Aydın gevşekce. Şuan ikisini kimse duymadığı için aşırı rahattı. O kadar gevşekti ki Özgür suratına tükürse gel bir de buraya tükür deyip aletini gösterirdi.

"Orospu." dediğinde Aydın kahkaha attı. Ardından güneş gözlüğünü taktı ve bir spor çantasını önüne attı.

"Git hastane masraflarını karşıla, ölme sakın daha çok boşalacam içine." dedi ve ardından sırıtıp yanından uzaklaştı. Arabanın yanında bekleyen çocuğa doğru silahlarını kaldırıp erkeksi bir Ankara havası oynayarak gitti. Deri ceket ve siyah kot giydiğini yeni fark ediyordu Özgür.

"Sikik." dedi arkasından, ardından spor çantasını eline alıp arabaya geçtiler. Aydın giderken, o da arabasını çalıştırdı ve mahalleye sürdü. 

Arkadaşlar çok saçma bir bölüm olabilir kusura bakmayın... ahshdhdh ama Aydın aşırı tatlı...

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin