MAHALLE DÜĞÜNÜ

59.3K 3.3K 5K
                                    

"Özgür abi, sandalyeler geldi. Ne yapalım?" diye sordu Muzo. Özgür elini beline koymuş, mahallenin meydanında ki kalabalığa bakıyordu. Ardından çatık kaşları ile Muzo'ya döndü.

"Ne yapacaksın oğlum, götür misafirlerin götüne sok." dedi sinirle. Muzo afallayarak bakarken, arkadan aniden Aydın'ın sesi geldi.

"Muzo çocuğum, dağıtın her masaya."

Muzo kafasını sallayıp mavi gözlü adama bir bakış atıp hızla uzaklaşırken, Özgür derin bir nefes aldı. Aşırı gergin ve biraz da üzgün hissediyordu. Bunda kardeşinin evlenmesinde ki pay büyüktü.

"Mavişim biraz sakin olsana." dedi Aydın önüne geçip. Özgür sevdiğine bakıp biraz sakinleşmeye çalıştı.

"Aydın çok streslendim ya." dedi üzgün bir ifade ile. Aydın bu tatlılık karşısında hafifçe gülümsedi.

"Ya sen düğünü bizim düğünümüz gibi düşünsene."

"Bizim düğünümüz gibi düşünürsem daha kötü, gerdek gecesi falan." Aydın sırıttı. Kendisi mavilere bile uzun süre bakmıyordu düğün günü azıp, mavişi bir kenara çekmemek için. Ama mavişi gerdek diyerek yine yükseltmişti.

"Hatırlat, gerdek gecesi de yapalım... belime kuvvet." dediğinde Özgür elinin tersiyle karnına bir tane vurdu.

"Aydın abi..." bir ses geldiğinde ikisi de dönüp kendilerine yaklaşmakta olan Deniz'e baktılar. Yanında genç bir çocuk vardı ve aşırı mazlum duruyordu. Yanlarına geldiklerinde Aydın göz kırptı.

"Hayırdır?" dediğinde, Deniz kafasıyla yanında ki çocuğu gösterdi.

"Abi birkaç gündür mahalleye yabancıları almıyorsun ama, bu çocuk bizim mahalleye sığınmış. Kimsesizmiş..." dedi Deniz. Aydın çocuğa baktı, geçen ki olaydan sonra mahalleye yabancı kişileri almıyorlardı. Biraz araştırma ve Cihan'ın gelip konuşmasından sonra bulaştığı adamların kendileri ile uğraşacakları malumdu.

"Adın ne?" diye sordu Aydın biraz yumuşak bir sesle. Çocuğun yüzünü inceledi, sakalsız yüzü oldukça kusursuz görünüyordu. Özgür yumuşak sesiyle konuşan Aydın'a döndü. Uzun süredir kendinden başka birine bu derece yumuşak davranmamıştı.

"Mert." çocuk gözlerini birkaç saniye kendisine bakan adama çevirmişti. Daha sonra bakışlarını indirirken, Aydın kafasını salladı.

"Mert... Kimin kimsen yok mu senin?" diye sordu, çocuk hızla kafasını salladı.

"Yetimhanede büyüdüm." dediğinde, Aydın anladığını belirten bir mırıltı çıkardı.

"Sen şimdi buralarda takıl, şu işler bitince sana yardımcı olurum." Aydın o kadar güzel konuşuyordu ki, Deniz ve Özgür afallamış bir şekilde onu izliyordu.

Çocuk kafasını kaldırıp gülümseyerek Aydın'a bakınca, kendisi de gülümsedi. Çocuğun bakışları Özgür'e dönüp gözlerinin içine bakarken, mavi gözlü adam kaşlarını çattı. Bu çocuğun bakışlarında farklı bir şey var gibi hissediyordu. Kıskançlık yapmadığına kendini inandırmaya çalışıyordu.

"Hadi, yürü bakalım." dedi Deniz, Mert'e. Ardından kendilerine bakan ikiliye döndü. "Abi birazdan yemekler de gelecek, gelin damat çıksın dağıtırız."

"Tamam, hızlı olun ama." dediğinde Deniz kafasını salladı. Tam yanında ki çocuk ile beraber gidecekken bir şey hatırlamış gibi durdu ve arkasını döndü.

"Abi öteki mahalleden Sinan'lar geldi. Aldım mahalleye."

"Hah iyi yapmışsın." dediğinde Deniz kafasını sallayıp gitti. Aydın etrafı gözüyle taradı, bir grup genci görünce esmer genç ile göz göze geldi. Gülümseyerek kafası ile selam verdi.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin