DELİ

107K 5.6K 5K
                                    

Özgür'ün günleri artık diğerlerinden daha da bir huzursuz geçiyordu, ama itiraf etmek gerekirse biraz da eğlence gelmişti hayatına. Rutinden çıkmıştı çünkü iki hafta olmuştu ve halen kendini Aydın'a vermemişti.

İki haftadır Aydın her türlü yolu denemişti. Mesajlarda yalvaran içerikler, adam toplayıp nedense dövmeye gelmesi ama aslında kendini affettirmek için yalvarması da dahil. Düzenli manita yapan aklıma tüküreyim. diye atılan mesajı okuyunca sırıttı Özgür.

Nefret ettiği birinin peşinden böyle koşması onu mutlu ediyordu, ama artık nefret ettiğinden de çok emin değildi. Belki de biraz bunun için kaçıyordu ondan. Garip bir şekilde ona karşı kıskançlık hissettiği andan itibaren hislerini sorguluyordu. Ve sanırım ondan hoşlanıyordu. Gay olmadığı için bu durum ona karşı da sinir dolmasına sebep oluyordu.

Ona göre sikişmek ayrı bir şeydi, sonuçta Türkiye'de damacana siken, eşek siken insanlar bile insanlar vardı. Eşek sikilen yerde Aydın'da sikilirdi elbette.
Aydın'ın ona sokması ise mecburiyetten kısasa kısas gibisinden düşünüp ondan izin verdiğini düşünüyordu ama ondan değil cidden hoşuna gittiği için izin veriyordu.

Son zamanlarda çok fazla düşününce hislerinden emin oldu, bu işin aşka doğru kaymasından korktuğu için bu işi erkenden bitirmek en iyisi diye düşündü. Ama sikinin peşine düşmüş bir Aydın kolayca durdurulmuyordu. Hatta Özgür ile birleşmediği her sürede daha da deliriyordu.

"Abi sofrayı kaldırıyorum!" dedi Müge. Özgür koltuğuna otururken kafasını salladı.

"Kaldır ama bir daha yemeği yaparken tuzuna bakmayı unutma, ciğerimi yaktın." dedi elinde ki birayı yudumlarken. Müge homurdandı.

"Ay tamam ya, ne var biraz fazla attıysak." dedi ses çıkararak masayı toplarken. Özgür telefonunu koltuğun arasından alıp dolu mesaj gelmiş ekrana baktı. Aydın sapık dedeler gibi kendini esir almıştı.

Bir basslı müzik sesi gelince kafasını kaldırdı kaşlarını çattı. İbrahim Tatlıses mi? Müge sesi duyar duymaz mutfaktan çıkıp geldi, ikisi bakıştılar. Özgür ayağa kalkıp pencereye doğru gitti. Arabanın ön kapısını açıp bir ayağını zemine koyup, diğeri arabanın içinde olan ve müzikle ritimle sallanan karizmatik Aydın'ı görünce kaşlarını çattı. Müge de sırıtarak kapıya bakıyordu.

"MAVİŞİM MAVİLENDİM KAPINA KİLİTLENDİM, PAS TUTMUŞTU YÜREĞİM SENİNLE YENİLENDİM"

Müge gözlerini şokla açıp abisine doğru eğildi ve mavi gözlerine baktı. Abisi maviş maviş kızgın bir şekilde ona doğru döndü. Özgür, gözlerine bakan kardeşini anlamıştı.

"Beni sinir etmek için yapıyor, dün fena dövdüm piç kurusunu." dedi Özgür inanmasını umarak açıklama yaparken, ardından elinde ki tesbihi çekip ayağı ile ritim tutan Aydın'a döndü. Aynı zamanda hafifçe kafasını sallıyordu.

"Göz bebeğim, mavişim
Tek dileğim, mavişim
Sensizlikten öleceğim."

"Amına koduğumun kekosu." diye mırıldandı Özgür. Aydın hem tesbihi savurup hem de yüzünde yavşak ifadesi ile şarkıya eşlik ediyordu.

"Kır çiçeğim
Bal peteğim
Sensizlikten
Öleceğim"

Bütün komşular pencereyi açıp Aydın'a bakıyorlardı. Bazıları sinirle bakıyordu muhtemelen rahatsız etmişti milleti. Özgür sıkıntı ile kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Müge arkada Aydın'a kahkahalar ile gülüyordu ve bu daha çok sinir ediyordu. Aydın, onu görünce beyaz dişlerini gösterir şekilde sırıttı. Sadece yavşaklığına yapıyordu!

"Mavi kız kara çocuk, gözleri boncuk boncuk
Ben sevdalı bir diken, sen açmamış tomurcuk"

Aydın halen ritim tutup, Özgür'ün gözlerine bakıp sırıtarak söylemeye başladı. Özgür yanına yürümeye başladı sinirle. Tüm mahalle onları izliyordu ve bu hangi cesaret ile böyle bir şey yapardı!

"SEVİYOORUM
ÖLECEĞİM!"

Aydın bu kısmı bağırarak söyleyince, Özgür adımlarını hızlandırdı. Kalbinin hızlanmasını durdurmak için. Sadece şarkıda geçiyor diye kendini ikna etti. Arabanın önüne gelince halen şarkıyı söyleyen Aydın'ı kenara çekti. Aydın sanki yanağını sıkmak istermiş gibi kafasını sallayarak ona yaklaştı ve şarkıyı söylemeye devam etti. Özgür kaşlarını çattı.

"Git kız meslek lisesinin önüne!" diye bağırdı, ardından müziğin sesini kıstı. Tamamen kapatmamıştı çünkü mahalleli onları izliyordu.

"Mavişim affet artık." dedi Aydın kafasını eğip ona piç bir şekilde sırıtıp. Özgür kafasını olumsuz anlamda sallayınca Aydın'ın çenesi kasıldı. Yakasından tuttu, aslında bunu bilerek yapmıştı, komşular yanlış anlamasın diye.

"Bak götünü iki haftadır sikemediğim,  çayına ilaç atıp depoya götürürüm seni. Bana Aydın Alço'luk yaptırma!" dedi sinirle. Özgür gülmemek için dudaklarını dişledi. Bu adam cidden salaktı. Bir de millet en çok bundan korkuyordu. Aslında deli olduğu için korkuyorlardı.

"Yavuklunun yanına git." dedi Özgür yumuşamamak için.

"Tamam geldim işte." dedi Aydın yavşakca. Özgür'ün kalbi hızlı hızlı atsa da yüzünü buruşturdu.

"Hassiktir yavşak!"

"Özgür hadi lan..."

"Kaybettin şansını." dedi biraz oynamak ister gibi. Aydın sinirlendi ve çocuk gibi kaşlarını çattı.

"Valla döverim." dedi.

"Tamam lan tamam, git evine konuşuruz şimdi millet bakıyor ibne diye taşlanacaz siktir ol git!" dedi yalandan bir sinirle. Aydın sırıttı ve kafasını salladı.

Özgür yüzüne bir kez daha bakıp arkasını dönüp ilerlerken Aydın'da yeniden arabaya binip sesi kökledi. Özgür yoğun gelen müzikle irkildi ve arkasını döndü. Aydın sırıtarak uzaklaşınca bir dolu küfür mırıldanıp eve doğru yürüdü. İçeri girdiğinde Müge halen gülüyordu.

"Bu Aydın abi çok komik ya, bizim kızlar hep aşık buna." dediğinde Özgür kaşlarını çattı. Müge sebepsizce Aydın'a abi diyordu. Belki de saygıdan.

"Kızların gözü bozukmuş." dedi sinirle. Koltuğa doğru ilerlerken Müge arkasından kıkırdadı.

"MAVİŞİM..." dediğinde Özgür kafasını hızla kardeşine sinirle çevirdi. Kardeşi kahkaha atarak mutfağa gidince kafasını sabır dilenir gibi salladı.

Ama aklına gelince gülmemek için dudağını yaladı, akşam akşam manyakla uğraşmıştı.

yine saçma ötesi bir bölüm, ama aydını cidden seviyorum ya.. aydını medyada ki gibi düşünün bir kere daha atmıştım...

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin