KEDİNİN SİNİRİ

53.2K 3.4K 3.4K
                                    

"Aydın, uyan lan." dedi Özgür üzerinde yatan kıroyu dürterek. Aydın kendisini öyle bir sarmıştı ki, hareket bile edemiyordu. Gece nasıl boğulmadan yatmıştı akıl erdiremiyordu.

Bir kez daha çıplak bedenin altından kalkmak için bir hamle yapsada yok, olmuyordu. Aydın'ın kafası boynuna gömülmüş, bir kolunu kenara atmış, diğeriyle hafifçe sarmıştı. Dün gece sabaha kadar bir sen, bir ben diyerek birbirlerinin deliklerini acıtacak kadar sikiştikleri için öylece uyuya kalmışlardı.

Özgür sıkıntılı bir nefes verdi. Şimdi üzerinden atsa yere kapaklanacaktı ayı. Dilini omzuna sürüp daireler çizerek yaladı bir süre. Aydın şimdi uyanık olsa o dili tutup döve döve severdi kendisini.

Elini uzatıp eşinin kalçasına koydu ve hafifçe okşadı. Omzuna bir öpücük kondururken kafasını hafifçe kaldırıp dün gece çok haşır neşir olduğu kalçaya baktı. Kalçasının sağ lobunda ufak kırmızılığı görünce gülümsedi. Dün biraz öpüp,yalarken ısırmıştı.

"Aşkım hadi uyan." deyip kalçasına bir şaplak atınca Aydın irkildi, saniyeler sonra kafasını boyundan kaldırıp uykulu gözlerle kendisine baktı.

"Ne miyavlıyorsun lan sabah sabah?" dedi uykulu sesiyle. Özgür kafasını yaklaştırıp dudağından öptü.

"Kalk diyorum." dediğinde Aydın bir süre daha bakıp ardından kedisinin yanağından öptü.

"Tamam, ama önce sabah miyavlaması alayım." dedi bedenini hafifçe kaldırıp.

"Miyaavv." dedi Özgür tatlı bir şekilde. Ama daha kelimesi bitmemişti ki Aydın elini beline atıp sevgiyle sıktı.

"Miyaav!" Özgür ne dediğini bilmezken bu sefer kızgın bir şekilde dişlerini sıkarak miyavladı. Aydın kahkaha atarken üzerinden çekildi.

"Kurban olduğumun kedisi." dedi Aydın dişlerinin arasından. Yine sevgi patlaması yaşıyordu.

Özgür kaşları çatık bir şekilde belini tutup ovdu. Aydın çıplak bir şekilde komidinin üstüne gidip telefonunu aldı ve ekranı açıp orada öylece dikilirken gelen bildirimlere baktı.

"Bugün işim uzun sürecek, sende bizim mekana gel yavrum." dedi telefonuyla uğraşırken. Özgür'de o sırada yataktan kalkmıştı.

"Bakarım."

"Bakarım değil, gel. Özlerim." dediğinde dolaba ilerlemeden önce eşine bir bakış attı. O hâlâ çırılçıplak bir şekilde telefon ekranına bakıyordu.

"Ya yıllarca benden uzak kalmak zorunda kalırsan?" diye sorduğunda Aydın anında çatık kaşları ile kendisine döndü. Sinirlenmişti.

"Özgür, yine saçma salak konuşma. Yemin ederim sen böyle konuşunca ağzını burnunu kırasım geliyor amına koyayım ya." dedi ve ardından telefonu yatağa bir hırsla attı.

"Tamam yav, öylesine sordum." Aydın o sırada yanına geldi sinirle ve dolabı açıp bir havlu çıkardı.

"Sorma, düşünme böyle bir şeyi. Çünkü öyle bir ihtimal yok." dediğinde Özgür havlusunu alıp arkasını dönen adamın arkasından gülümsedi.

Kendiside bir havlu alırken odadan çıkmak üzere olan adamın yanına hızla gidip sarıldı. Aydın her zamanki gibi onu itemiyordu. Kedisi kendisine yapışmışken, banyoya doğru ilerledi.

Özgür omzuna bir öpücük kondurup havlusunu kenara bıraktı. Aydın'da hemen yanına bırakırken şampuanların olduğu yere baktı.

"Bak yine şampuan bitmek üzere." dediğinde Özgür duşakabine ilerlemişti.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin