KEDİNİN KISKANÇLIĞI

102K 5K 3.6K
                                    

Özgür evinden çıkıp yürürken, kendisine selam veren mahallenin esnaflarına aynı şekilde selam veriyordu. Uzun süredir yeniden yaptıkları araba kaçakçılığına geri dönmüşlerdi ve bu yüzden boş zamanı çok oluyordu.

İki mahallenin birleşimi olan sokağa girince, karşısına çıkan manzara ile bütün beni gerilmişti. Anında kaşları çatılırken mahallenin köşesinde elinde tesbihini çevirerek bir kızla konuşan Aydın'ın üzerine doğru ilerledi. Aydın kızın boyu kendisinden kısa diye hafifçe eğilmiş gözlüklerinin üstünden ona bakıyordu.

Özgür hızını alamayıp tam yanlarına giderken, Aydın'ın bakışları onu döndü ve panik yaptı. Ve ayağını kenarda ki apartmanın köşesine koydu.

"Yaz kızım iki yüz torba çimento, yirmi kamyon çakı..." dedi büyük bir rolle. Ardından yanlarında duran Özgür'e dönüp gülümsedi "Aa Özgür hoşgeldin."

"Ne diyorsun be?" dedi kız. Aydın ona kaşlarını çatıp baktı.

"Sus bacım." dediğinde Özgür'e döndü. Özgür mavi gözleriyle ve çatık kaşıyla bir ona bir de kıza bakıyordu.

"Hadi Yüsra sen git ben sana haber vereceğim." dedi Aydın kızı iteklerken. Kız ona ters ters bakarken Aydın ona aldırmadan kedisine döndü.

Gözlüğünü çıkarınca Özgür'ün halen ona aynı şekilde baktığını gördü. Sanırım yine kapısının önünde İbrahim Tatlıses çalması gerekiyordu. Belki de bir çelenk?

"Valla düşündüğün gibi bir şey değil." dedi bir elinde güneş gözlüğünü, diğer elinde tesbihiyle iki elini kaldırıp.

"Ne konuşuyordun kızla?" dedi Özgür dişlerinin arasından.

"Bizim Saffet var ya, kız ona yanıkmış. Bende onunla yakınım diye en sonunda bana açılmaya karar vermiş." dediğinde Özgür daha çok kaşları çattı. "Yani bana açılmaya derken, bana bu aşık olduğunu gayet abi kardeşçe söyledi. Bende dedim ki tamam hallederiz."

Özgür karşısında ki adama güveniyordu. Aydın her boku yapardı ama yine de yalan söylemezdi. Ama yine de hıncını almak için sokakta kimsenin olmamasını fırsat bilip kolunu tutup etini büzdü. Aydın yüzünü buruştururken o dişlerini sıkıyordu.

"Bir daha kimseyle, ne konuda olursa olsun o şekilde samimi olma." dediğinde Aydın hızla kafasını salladı.

"Tamam balım, hadi elinde ki etimi yavaşça bırak." dediğinde Özgür bir tur daha çevirdi. Aydın canı acıdığı için refleksle elini kaldırdı. Özgür kalkan eline gözlerini açıp baktı.

"Ha bir de vur..." dedi büyük bir dehşetle. Sanki birbirlerini öldürene kadar dövmemişler gibi. Aydın hızla elini indirdi.

"Hiç sana kıyar mıyım çiçeğim." dediğinde Özgür yeniden sinirlendiğini hissediyordu. Tam ağzını açıp bir şey diyecekken sokağın başından büyük ve lüks bir araba onlara doğru gelirken ikisi de bakışlarını oraya doğru çevirdi.

Lüks araba tam önlerinde durduğunda, arka kapı açıldı ve içinden bir kirli sakallı, iki adamla aynı yaşlarda olan gömlek pantolon giyinmiş yakışıklı bir adam çıktı. Aydın dişini korumak isten bir aslan gibi hafifçe Özgür'ün önünde durup tesbihini iki elinde tutmuş boncuklarını teker teker çeviriyordu.

"Geldim geldim şimdi mahalleye." dedi adam telefonla konuşurken. Etrafına bakıyordu daha sonra gözleri kendisine bakan iki adama döndü.

"Buldum galiba onları." dediğinde ikisini inceliyordu. Aydın'ın kaşları daha çok çatıldı.

"Evet biri van kedisine benziyor, mavi gözleri var... diğeri..." dedi ve Aydın'ı sırıtarak süzdü. "Kıro." dediğinde Aydın bir adım ona attı.

"Van kedisi mi?" diyerek adamın üzerine yürüyecekken Özgür gerilmiş bedenin kolundan tuttu. Kendisine kıro denilmesine aldırmamış, Van kedisi sinirini bozmuştu tesbihli adamın.

"Tamam onlarla da bir tanışayım." dedi ve birkaç saniye sonra telefonu kapattı adam. Aydın ona göz kırptı hayırdır anlamında.

"Isırıyor mu?" diye sordu adam Özgür'e dönüp. Özgür koca ayısına laf atan adama kaşlarını çatarak baktı.

Aydın bir adım daha atmıştı ki arkadan yine kedisi onu tutmuştu. Adam sırıtarak Aydın'a bakıyordu.

"Kendimi tanıtmadan önce teyit edeyim ilk önce, Özgür ve Aydın iki mahallenin reisi?" dediğinde sinirle kendisine bakan adamlardan tepki almayınca gülümsedi.

"Onlarsınız... Ben de Cihan." dediğinde iki adam halen ona sinirle bakıyordu.

"Bu mahalleye yeni geldim ve burada ki boş daireleri dükkanları satın aldım. Yani bundan sonra sizinle daha çok görüşeceğiz. Bu yüzden şimdiden tanışmak istedim." dedi kendini uzunca açıklayıp.

"Adını yakalık olarak as, mahalle kalabalık karıştırmayalım." dedi Aydın kendisini ilkokul çocuğu gibi tanıştıran orospu çocuğuna.

Adam sırıtırken kafasını salladı, ardından bir şey söyleyecek gibi oldu ama yüzünü buruşturdu. Bu değmezsin anlamına geliyordu.

"Görüşeceğiz.." dedi Adam arabasına binerken.

"Siktir git yarram." dedi Aydın, Özgür halen ters ters bakıyordu adama. Adam arabasına binip kapıyı kapattı ve gözden kaybolurken Aydın tesbihini sallayıp arkasından baktı.

"Amınakoduğumm!" dedi uzatarak. Ardından kolunu bırakmış olan kedisine döndü.

"Bu neydi şimdi?" dediğinde Özgür çatık kaşları ve anlamayan bakışları ile ona baktı.

"Anlamadım." dediğinde Aydın mavi gözlerine bakınca azdığını hissetti.

"Özgür,sikişelim." dedi Aydın, Özgür ani gelen laf ile gözlerini kocaman açıp karşısında her an onu mahallenin ortasında domaltıp sikecek olan adama baktı. Daha sonra kaşlarını çattı.

"Sen git uzun bir süre elini sik." dedi ve gözlerinin içine sinirle bakıp yoluna devam etti.

Aydın arkasından bakarken kafasını tahrik olmuş bir şekilde sallarken, tesbihini salladı.

"Hay göte bak, maşallah.." dediğinde Özgür'ün duyduğunu biliyordu.

Sanırım bu sefer cidden çiçek değil, çelenk götürmesi gerekiyordu evine...

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin