RAKI

73.6K 4.3K 3.3K
                                    

Bölüm şarkısı;
İbrahim Tatlıses-Nankör Kedi...

Özgür ruhu çekilmiş gibi evden dışarı çıkıp kapıyı arkasından kapattı. Mavi gözleri uykusuz ve kan çanağı olmuştu. Elinden şu anlık bir şey gelmiyordu. Lanet ederek yürümeye başladı.

Mahallenin esnafları ile konuşa konuşa yürüyordu mahallede. Belki de biraz kafasını dağıtmak için iyi gelirdi. Ama manavın önünden geçerken bile aklına Aydın geliyordu. Nefes aldığında bile geliyordu. İmkansızdı.

Kendi mahallesini geçip diğer sokağa girince kalbi duracak gibi olmuştu, en köşeden baktığında Aydın'ın kahvenin önüne oturmuş, tesbihini dalgın bir şekilde çeviren bedenini görünce derin bir soluk aldı. Mavi gömleğini düzeltip, yüzünü ifadesiz tutmaya çalışarak yürümeye devam etti.

Gözlerini çekmek iste de imkansızdı. Aydın'ın tam önünden geçerken dalgın adam birden onu görünce irkildi ama bir salise bile göz göze gelince kafasını sinirle yan tarafa çevirip tesbihini sallamaya devam etti.

Özgür yutkunup bir elini cebine koyup yürümeye devam etti. Normalde Aydın'ın onu yolda sıkıştırıp gizli gizli onu sevmesi gerekiyordu. Düşman gibi kafasını çevirmesi değil.

"Özgür, hayırlı sabahlar!" diye bağırdı kuruyemişci abi. Özgür elini göğsüne çekip iki kere pat patladı.

"Hayırlı sabahlar abi." deyip yürümeye devam etti.

Mahalleden çıkarken köşede ki esnafın dükkanından sırıtarak çıkan Cihan'ı görünce dişlerini sıkıp yürümeye devam etmek istese de kendisine seslenince mecburen durdu. Arkasını döndüğünde Cihan sinir bozucu bir gülümseme ile ona doğru geliyordu. Yanına vardığında gülümsemesi daha da büyüdü.

"Mavi gözler gitmiş, vampir gibi olmuşsun." dedi Cihan gözlerinin içine bakarken. Özgür gözlerini sinirle açıp kapattı.

"Ne istiyorsun orospu çocuğu." dediğinde Cihan gücenmiş gibi baktı.

"Merak ettim." dediğinde Özgür sinirle elini hafifçe havaya kaldırdı.

"Kes, sadede gel." Cihan sırıttı.

"Ben cevabımı aldım." dedi ve göz kırpıp sırıtarak arkasını döndü. O mahalleye dönerken arkasında yumruklarını sıkıp ona öfke ile bakan bir mavi gözlü adam bırakmıştı.

----

"Ah ulan ah!"

Aydın elinde ki rakı bardağını kafasına dikip geri masaya vurdu. Deniz ve Oğuz ile beraber evlerinde bir rakı sofrası kurmuşlardı.

"Abi yavaş git." dedi Deniz, umarsızca içen dertli adama. Aydın elini kaldırıp onu durdurdu.

"Karışma! Aç yeniden." dediğinde Deniz sıkıntılı bir nefes alıp saatlerdir dinledikleri şarkıyı açtı. Aydın kenarda duran rakı şişesini alıp yarısına kadar doldurdu ve çok azıcık su koydu.

"Ne söyledim, ne söyledim sana.
Ne söyledim ki sana vurdun kapıyı gittin.
Be vicdansız, be insafsızın kızı ,be nankör kedi, insan bir şey söyler"

Aydın şarkıya uyumlu bir şekilde tesbihini dertli bir şekilde sallayıp masaya odaklanmıştı. Doldurduğu rakıdan büyük bir yudum aldı. Aşırı dertli görünüyordu.

"Sevmek dedin sevmedik mi
Aşka boyun eğmedik mi
Bütün kötü huyları hatta güzel dostlarıı
Senin için terk etmedik mi?"

"Sevdim ulan sevdim!" diye bağırdı Aydın, çokta ayık olmayan kafası ile. Belki de dertten sarhoş olmuştu. Deniz abisine kıyamayan bakışlar attı.

"Ayfer abla da sevdi abi." dedi onu biraz rahatlatmak ister gibi. Aydın tüm gece olduğu gibi onlar Ayfer hakkında bir şey söylediğinde, o kim amına koyayım dememek için dilini ısırıyordu.

"Sevgisini sikeyim!" dedi oflayarak. O Özgür'e özel konuşuyordu.

"Bugün yine bana bana ayrılmak düşer,
Deli gibi döne döne savrulmak düşer.
Bugün yine bana bana of çekmek düşer"

"Of ulan Of." diye bağırdı kalbinden gelen bir acıyla Aydın.

"Bugün yine bana bana ağlamak düşer
Çıra gibi yana yana kül olmak düşer
Bugün yine bana bana ah çekmek düşer."

"Ah be ah..." dedi şarkıya uyumlu bir şekilde. Daha sonra kalbini tuttu, Deniz'e döndü.

"Kalbim acıyor lan, yanıyorum amına koyayım." dedi onlardan medet umar bir şekilde. Oğuz bu kadar derde dayanamayıp rakısını kafaya dikti.

"Seni yakanlar utansın be abi." dedi bu sefer dayanamayarak.

"Mavi gözleri hep sahte sahte bakıyormuş lan bana." dedi Aydın kendine yediremeyip. Oğuz kaşlarını çattı.

"Abi Ayfer ablanın gözü kahverengi?" diye sordu anlamayarak, Aydın masaya eğdiği kafasını endişe ile kaldırıp Oğuz'a baktı.

"Bana mavi bakıyordu." dedi yalancı dertli bir sesle. Oğuz ilk saniye anlamasa da romantik bir sözdür heralde diye düşünüp kafasını dertli dertli sallayıp bir yudum daha aldı.

"Birazdan bir sürpriz gelecek. Moralimiz yerine gelsin." dedi Deniz hafifçe gülümseyip rakısından bir yudum alıp. Aydın onu umursamadan  rakısından bir yudum daha aldı.

"Nankör kedi.." dedi Aydın kendi kendine konuşur gibi. Gerçek anlamda içi yanıyordu.

Bir erkeğe daha önce hiç böyle hissetmemişti. Özgür ile önceden yaşadığı şey garipti ama sadece cinsellik üzerine kurulmuştu. Bu yüzden kendisini sorgulamıyordu, bir delik bulmuştu ve sikiyordu işte.

Ama daha sonra onun mis gibi temiz kokusuna, mavi gözlerine, her şeyine tutulmuştu. Yüzü sanki en yetenekli ressamların elinden çıkmış gibiydi. Kirli sakalı, güzel burnu, kimse de görmediği güzel dudaklar... Bazen Özgür'ün insan olamadığını düşünüyordu. Öyle bir güzellik olamazdı çünkü.

Aydın yeniden düşününce gözleri hafifçe doldu, çok özlemişti. Kokusunu içine çekip dudaklarını her zaman vanilya gibi kokan ya da ona öyle gelen dudaklara bastırıp deli gibi öpmek istiyordu kokusunu içine çeke çeke.

"Çok seviyorum ulan..." dedi çatallaşmış sesiyle. Daha sonra başkalarının yanında ağlamamak için dilini dişlerinin üzerinde gezdirip derin bir nefes alıp sırtını dikleştirdi. Rakıdan bir yudum daha alıp masaya bırakırken zil çaldı.

"Aha geldiler galiba. Abi gidip baksana  keyfin yerine gelsin." dedi Deniz sırıtarak. Aydın ona yan bir bakış attı, ama daha sonra sorgulamadan ayağa kalktı.

Tesbihini sallayarak kapıya doğru gitti. Üzerinde beyaz gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Ama gömleği dağılmıştı. Umursamaz bir şekilde kapıyı açtığında kapıda kendine bakan üç çift göz vardı.

"Buyrun bacım?" dedi tesbihini sallayarak. Bir esmer, iki sarışın kız vardı kapının önünde.

"Deniz bizi çağırdı." dedi esmer kız flörtöz bir sesle. Aydın ilk anlamasa da daha sonra gözlerini açıp içinden Deniz'e küfürler etti.

Tam bir adım atıp kızlara bir şey diyecekken karşıda kendisine mavi gözleri karanlıkta parlayan sinirli adamı görmeyi beklemiyordu.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin