MAVİŞ

86.8K 4.6K 3.4K
                                    

Aydın kendisine sinir ve hayal kırıklığı ile bakan adama far görmüş tavşan gibi bakakalmıştı bir süre. Özgür kafasını eğip yumruklarını sıkarak yürümeye başlayınca kızları acele ile içeri tıktı. Ardından ayakkabısını giyinip kendini sokağa attı. Başı yerde kendisinden biraz önde olan çocuğa koşar adım ilerleyip kolundan tuttu. Özgür sinirli bakışlarını ona çevirdiğinde Aydın kendinden ödün vermemek için mavilere odaklanmamaya çalıştı.

"Bak Özgür, açıklamak zorunda değilim ama sırf aklından sikimsonik şeyler düşünme diye söylüyorum, benim o kızlarla alakam yok." dediğinde kırgın ve kızgın çocuk ona baktı.

"Daha kırkımız çıkmadan kendini hemen başkasının koynuna atacağını düşünmemiştim." dedi sinirle. Aydın kaşlarını çattı.

"Boş boş konuşma. Ben çağırmadım o kızları, Deniz çağırmış. Benim alakam yok." dedi ciddi bir sesle. Özgür ona inanıyordu ama yine içi yandı. Bugün olmasa bile bir gün bu görüntüyü görecekti.

"Hem seni ne ilgilendiriyor ki? Sevmediğin bir adamım ben sonuçta." Aydın sinirle konuşunca bakışlarını yine ona çevirdi. İçi yanıyordu.

"Aydın.."

"Ya boşversene, hevesdim geldim geçtim." Aydın kırgın ama bir o kadar da öfkeli bir şekilde konuşmuştu. Özgür dayanamadı.

"Yapmak zorunda olduğum şeyler için beni suçlama Aydın." dedi artık ağlayacak gibi olan sesiyle ne dediğini bilmeden. Arkasını döndü tam gidecekken Aydın kaşları çatık bir şekilde onu kolundan tuttu.

"Yapmak zorunda olduğum derken?" diye sordu kendine dönen gözleri kızarmış olan adama doğru. Aydın'ın tesbihli eliyle tuttuğu kolunu çekmeye çalıştı gözleri dolu dolu.

"Bırak." dedi acı çeken bir sesle. Aydın'ın kaşları daha çok çatılmıştı.

"Özgür ayağımın altına almadan konuş, ne oldu?" dediğinde dünden beri bitkin olan çocuğun dudağı titreyince Aydın'ın kaşları eski halini alırken karşısında ki kediye baktı. Kalbi acırken kolundan tuttu.

"Yürü sakin bir yerde konuşacağız!" deyip evin olduğu tarafa döndü.

"Aydın evinde kızlar var." dedi Özgür titreyen sesine rağmen sinirle. Aydın bir saniye durdu ve diğer tarafa döndü.

"Doğru, yürü." dediğinde mavi oğlan artık olan oldu diyerek onu takip etti. Kolunu çekmek istese de onu sürükleyen beden izin vermedi.

"Müge evde mi?" diye sordu hızla yürürken.

"Halamızın evine gitti." dediğinde Aydın cevap vermeden yürümeye devam etti. Evlerinin önüne gelince Özgür kapıyı buğulu gözleri ile açtı. İkisi de eve girince Aydın hemen kapının önünde konuşmak istese de Özgür tıpış tıpış koltuklara gidip oturdu. Aydın ona bir bakış atıp tesbihini sallayarak yanına gidip hemen oturdu.

"Söyle." dedi tehditkâr bir sesle. Özgür gözlerinin içine baktı.

"Aydın..." dedi son kez şansını denemek için. Aydın gözlerini büyültüp ona tehditkar bir şekilde baktı.

"Cihan.. bizi görmüş. Elinde videolu kanıt var." Aydın korkuyla gözlerini açtı, Özgür devam etti. "Geçen akşam gelip beni tehdit etti. Videoyu ortaya salmak yerine senden ayrılmam için tehdit etti. Söylersem de kötü olacağını, sana zarar vereceğini söyledi." dedi sonlara doğru kısılan sesiyle.

"Sende dangalak gibi gelip benden mi ayrıldın?" dedi Aydın, biraz mutlu olup biraz da sinirlenerek. Mutlu olmasının sebebi kedisi halen onu seviyordu, sinirlenmesi ise salak kedisinin tek başına bu yükü omuzlanmasından dolayıydı.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin