KAR

50.8K 3.2K 3.2K
                                    

medya; özgür ve ikizi akhsswhjdhshdhhdfjshdhdhdh

Dışarıdaki çocuk ve rüzgar sesleri gelirken içerideki sıcaklık ile en huzurlu zamanlardan birinde gibi hissediyordu Aydın.

Yıllar sonra ilk defa bu kadar fazla kar yağmıştı bu şehire. Bu yüzden ikiside işlerine gitmekten vazgeçip evde zaman geçirmeyi düşünmüşlerdi. Zaten yılbaşına da birkaç gün kalmıştı. Bu yüzden evde oturup birbirleri ile zaman geçirmek daha makul geliyordu.

Aydın koltuğa yatırmış olduğu kedisinin boynuna bir öpücük kondurdu. Sabah kahvaltı yaptıktan sonra Özgür'ü koltuğa yatırmıştı ve bir saatir onu bebek gibi seviyordu.

Özgür'ün kafası koltuğun oturma kısmındayken, Aydın üzerine çıkmış dirseklerini koltuğa dayamış bir şekilde kedisinin yüzüne bakıyordu.

"Çok güzelsin.." diye fısıldadı ve ardından kendisine masum masum bakan adamın yanağına bir öpücük kondurdu.

Özgür o kadar mayışmıştı ki, kediye dönüşme evresi tamamlanmıştı. Güzel mavi gözlerine eşine dikip kendisini sevmesini izliyordu.

Aydın kedinin çenesinden tutup hafifçe aşağı çekti. Pembe dudaklar aralanırken, alt dudağı bir milim kadar aşağı düşmüştü. Beyaz alt dişinin küçük bir kısmı görünüyordu.

"Sen minik bir kedisin değil mi?" Aydın bilerek yumuşak bir şekilde konuşurken. Özgür o kadar mayışıktı ki, uslu bir şekilde kafasını salladı.

"Pisi pisi.." dediğinde Özgür mavi mavi bakıyordu.

"Miyav.." Özgür küçük bir kedi sesi çıkarırken Aydın derince bir nefes aldı.

Uzanıp hafif aralık dudaklara dudağını bastırdı. Dişleri ve dilinin ıslaklığı dudaklarına sürülürken, bir kez daha öptü ve biraz bekleyip kokusunu içine çekip geri çekildi.

Bir bebeği sever gibi çenesiyle biraz oynayıp, elini çekti. Kedinin yanağına koyup bu sefer yanağını ve boynunu öptü. Özgür kesik kesik nefesler alıyordu.

"Benim minik kedim.." dedi burnuna uzanıp öperken. Özgür gözlerini kırpıştırdı.

Aydın yeniden boynuna dilini sürüp öperken, Özgür patilerini kaldırıp ensesine koydu ve biraz kendine bastırdı.

"Aydın.." diye inledi boynunu biraz sıkıştırırken. Özgür hem çok fazla mayışmış, hem de çok fazla tahrik olmuştu. Kendisini saatlerce becerse bu kadar tahrik olmazdı.

"Çok uykum geldi.." dedi uykulu, tatlı sesiyle. Aydın gülümseyip biraz daha öptü boynu. Diğer yandan da kedisinin tişörtünü açıp kaslı gövdeyi okşamaya başladı.

"Geceleri en az iki tur attığım için, geç uyuyorsun aşkım." dedi Aydın, O sırada Özgür alt tarafını yavaşça bacağına sürtmeye başlamıştı.

"Evet onun için. Bir bazen çok acıtıp, dövüyorsun beni." bir bebek gibi konuşurken.

Bir çocuk gibi şikayet eden kedisine baktı. Dövmek dediği aşırı sevgiden dolayı attığı birkaç tane tokattı. Ama şuan bunun farkında değildi.

"Ben seni döver miyim hiç?" diye sorduğunda Özgür dudaklarını büktü.

"Dövüyordun, burnumu kırmıştın ya bir kere." hâlâ çocuksu bir şekilde konuşuyordu. Aydın yüzünü buruşturarak kafasını kaldırdı. O anlar aklına dolarken kalbi açmıştı.

"Elim kırılsaydı keşke." dediğinde Özgür kafasını sallayıp dudağından öptü.

"Deme öyle, bende senin kolunu kırmıştım."

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin