EMANET

80.6K 4K 2K
                                    

Özgür mahalleden yukarı doğru çıkarken etrafına bakınıyordu. Mahalle uzun süredir sessizdi, arada bir Aydın ortalığı birbirine katıyordu sadece.

Terzi Kemal'in kapısının önünde ki lüks arabaya baktığında kaşlarını çattı ve adımlarını hafifletti. Eli sakallarında gezinirken bir lüks arabanın neden burda durduğunu sorguluyordu.

Birkaç dakika sonra içeriden Cahit bey çıkınca kaşlarını çattı, duvar kenarına geçip onu izledi. Kemal abi ile tokalaşıp bir şeyler konuştu ayak üstü. Ardından arkasını döndü arka koltuğa bindi. Kapıyı kapatırken saniyeler sonra araba kendine doğru geldi, biraz çekilip arabanın geçmesine izin verdi. Kaşları çatılırken arabanın arkasından baktı.

Yeniden Kemal abiye döndüğünde onun içeri girmiş olduğunu gördü. Yakasını düzeltip terziye doğru ilerledi. Terzinin kapısına gelip etrafa bir bakış attı, ardından kapıyı açıp içeri girdi. Kemal abi irkilip gelen kişiye baktı. Özgür mavi gözlerini ona dikmiş bir şekilde içeri girdi.

"Hayırdır abi, Cahit niye buradaydı?" diye sordu Özgür göz kırpıp.

"Valla bende anlamadım oğlum, gelip buranın en büyüğüyüm diye bana sorular sordu." Özgür kaşlarını çattı.

"Ne sordu?"

"Reyhan hemşire ile ilgili sorular sordu. Ona bir emaneti varmış, bir çocuk. Yani Reyhan hemşire sosyal hizmetler gibiydi, bir çok çocuk yetiştirdi..." dedi sıkıntı ile. "Adını falan sordu ve...." dedi ve biraz bekledi. Söylememekte kararsız gibiydi.

"Söyle abi." dedi Özgür merakla yaklaşırken. Adam bakışlarını çevirdi.

"Çocuğuymuş, onu bulmaya çalışıyormuş. Ama bu çok gizli Özgür, onunla eskiye dayanan bir ahbaplığımız var diye söyledi." dedi ağzından kaçırmış olan Kemal abi. Özgür'ün kaşları hayretle havalandı.

"Çocuğu mu?" diye sordu şokla. Terzi yavaşça kafasını salladı.

Özgür'ün aklına bir şüphe düşmüştü. Elbette ki Reyhan abla, o kadar çok çocuk yetiştirmişti ki hepsinin ihtimali vardı. Ama o koca ayısını düşünüyordu sadece.

Terzi ile biraz daha sohbet edip evine yürürken, içini bir huzursuzluk kaplamıştı.

---

Aydın çayından bir yudum alırken, Özgür yanında sıkıntı ile oturuyordu. İki hafta olmuştu ve bir türlü planladığı şeyi uygulayamıyordu. Evet DNA testi yaptırmak için uğraşıyordu ama bunun için Cihan itinin saçından bir tel alması gerekiyordu. Saçlarından bir tel aldım türküsü diline dolanınca kendine küfür edip tesbihini çeviren yarine döndü.

İki saattir kahvenin önünde oturuyorlardı ve Aydın ne kadar eve gidelim dese de Özgür izin vermemişti. Bugün bir kavga çıkarması gerekiyordu. Aslında iki haftadır bunun için uğraşıyordu ama Cihan kendisiyle hep insan gibi konuşuyordu. Kavga etmiyordu. Bunu da ancak Aydın yapabilirdi.

Özgür kafasını kaldırıp baktığında Cihan'ın masum masum sokaktan indiğini gördü. Arada bir mahalleye geliyordu zaten. Özgür kendini biraz dikleştirdi.

"Gözleriyle yedi bitirdi beni." dedi homurdanarak. Aslında Aydın'ın duymasını istiyordu. Aydın tesbihini durdurup anında ona döndü.

"Ne dedin sen?" diye sordu sert bir sesle. Kaşları çatılmıştı. Özgür liseli kız taklidi yapmaya başlamıştı.

"Cihan, öyle bir bakıyordu ki." dedi yerinden kıpırdanıp. Aydın kafasını aniden sokağa çevirip gözleriyle etrafı taradı. Cihan'ın bir adamıyla konuştuğunu gördü. Ama kedisi baktı diyorsa bakmıştır.

"Orospu çocuğu." dedi ve aniden ayağa kalktı. Özgür ona gözlerini devirirken o da ayağa kalktı. Bu koca ayı gerçekten salaktı, sanki Cihan baksa Özgür'de kız gibi sevgilisine mi şikayet edecekti.

"Aydın boşver lan." dedi kolundan tutarken. Aydın çoktan hedefine kitlenmişti ve tesbihini sallayarak o tarafa yürümeye başlamıştı. Özgür'de tetikte bir şekilde arkasından yürüdü.

"Lan." dedi Aydın yaklaşınca, Cihan dönüp ona baktı. Anında kaşları çatılmıştı. Kafasını ne var anlamında salladı.

"Ne bakıyorsun sikko?" diye sordu tam dibine gelirken. Özgür arkada sinsi bir mavi gibi olacakları izliyordu. Cihan alayla sırıttı.

"Mal mısın lan sen?" dediğinde Aydın hafifçe gülerek kafasını yana çevirdi. Ardından yumruğunu Cihan'ın gözüne geçirdi.

Ve olaylar birden kopmuştu. Cihan'ın adamları ve kahvede ki mahallenin gençleri saniyeler sonra birbirine girerken Özgür ortalık daha fazla kızışmadan Cihan'a yaklaştı ve saçından tuttu. O ara ne Aydın onu fark ediyordu, ne de Cihan. Özgür saç telini alıp kalabalıkta cebinde ki peçeteye koydu.

Bir derin nefes verip Aydın'a arkadan yaklaşan Cihan'ın adamına bir tekme savurdu. Baktı ki koca mahalle resmen bu anı beklemiş, böyle olmayacak deyip Cihan'ın adamlarından birine yaklaşıp belinde ki silahı aldı. Havaya tutup bir el ateş ettiğinde herkes kavgayı durdurmuş ona bakıyordu.

"Dağılın lan!" dedi Özgür çatık kaşları ile. Aydın yumruk yaptığı eli havadayken ona bakıyordu. Cihan'da yerde gözlerini çevirmiş bakıyordu. Kimsede hareketlenme göremeyince silahı kalabalığa dikti.

"KİME DİYORUM!" diye bağırdı. Ve işe yaramış olacak ki Aydın bile korkarak Cihan'dan ayrıldı. Cihan ayağa kalkarken Özgür silahı geri o adama uzattı ve mahallenin dağılışını izledi.

"Aydın yanıma gel." dedi Özgür herkes dağılırken. Cihan çoktan kalkıp küfür ede ede yürüyordu. Aydın kaşları havada elinde tesbihi ile Özgür'e doğru yaklaştı.

"Söyle abi." dedi alayla. Özgür kaşları çatık bir şekilde ona baktı.

"Eve gidiyoruz, öpüşüyoruz. Anlaşıldı mı?" dediğinde Aydın yavşak gibi sırıttı.

"Buyrun..." dediğinde Özgür hiç ifadesini bozmadan ilerledi. Aydın arkasından ıslık öttürerek yürüyordu.

Özgür az önce yaşanan saçmalıkla beraber, düşüncelerine devam ederek Aydın'ın evine doğru yürüdü. Ondan almak kolaydı. Saf adamdı, az önce neden kavga olduğunu bile sorgulamayacak kadar..

Çok saçma bir bölüm oldu ama o saç telini almak gerekiyordu... Artık bu bölümü mazur görürsünüz...

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin