ÖFKE

56K 3.8K 2.5K
                                    

Özgür evin kapısını kapatıp dışarı çıktığında, düzensiz uykularında dolayı ağrıyan gözlerini ovdu. Elini çektiğinde gözlerini yumup açtı. Derin bir nefes aldığında, yürümeye başladı. Yine mekana gitmesi gerekiyordu, işler gittikçe artıyordu. Bir de düğün olacağı için her arabaya kapıyı açıyordu neredeyse.

Ellerini cebine koyup yürürken, bir haftadır gitmeyen karın ağrısı, mahalleye girince yeniden azmıştı. Bir haftadır o saniyelerde olduğu gibi karnına kramp giriyor, yüzü yanıyordu hatırladıkça.

İlk günler üzülüp bir miktar gözyaşı dökmüştü. Ama ardından gözyaşı döktüğü adamın hiç sikinde olmayışını görünce, üzüntünün üzerine öfke eklenmişti. Öfke üzüntüyü ele geçirmişti. Bu yüzden artık kendisinin üzüldüğünü değil, sadece kin duyduğunu hissediyordu.

Aydın'ı gördüğü ve haberini aldığı kadarıyla her gece içmeye gidiyor ve hiçbir sıkıntı duymuyordu. Gece eğlenmelerine başlamıştı, eski zamanlarda ki gibi. Bu canını yakıyordu mavi gözlü adamın. Aydın'ın gerçekten bitirmiş olması.

Kahvehanenin olduğu sokağa girecekti ki telefonu çaldı. Düşüncelerinden sıyrılıp adımlarını durdurdu ve cebinden telefonunu çıkardı. Uygar'ın aradığını görünce sıkıntılı bir nefes alıp telefonu açtı.

"Geliyorum Uygar, iki dakika daha sabredin amına koyayım. Biraz hava alayım diye yürüyerek geleyim dedim, ölmediniz hemen."

"Abi yok ne zaman geleceksin diye aramadım, bir sıkıntı var da." Özgür yürümeye başlamıştı yeniden, kaşları çatıldı.

"Ne sıkıntısı?"

"Biri mahallede ki deponun önüne arabasını park etmiş, kaç tane araba geldi içeri giremiyor."

"Lan sahibini bulun da çektirsenize." dedi Özgür sinirle. Sıçmaya gidecek bile olsalar arayıp abi yapalım mı diyecekler.

"Abi..." dedi Uygar çekingen bir tavırla. "Araba Aydın abinin." dediğinde Özgür adını duyduğu an adımlarını durdu. Kaşları çatılırken adını duyunca bile acıyan kalbine lanet etti.

"Tamam ara söyle, çeksin arabasını." dedi sesini normal tutmaya çalışırak.

"Abi bugünlerde aşırı sinirli, onu arayamadım. Deniz'i aradım, o da dedi ki dün eğlence yerinde çok dağıttı sinirli, ağzımı bile açmıyorum dedi." Özgür 'dağıtma' kısmından sonra aklı başından gitmişti.

"Karı kıza mı gitmiş?" diye sordu bilinçsiz bir şekilde.

"Yok abi, içmiş öyle. Eğlenmiş." dediğinde biraz da olsa kalbi ferahlamıştı mavi gözlü adamın. Ama yine de aşırı öfkeli hissediyordu.

"Senden başka kimsenin götü yemez." dediğinde Özgür derin bir nefes aldı.

"Tamam, kapat." dedi sinirli bir şekilde. Kapat dese de kendisi kapattı ve cebine koydu.

Kahvehanenin olduğu sokağa girince, gözüyle birkaç saniye onu aradı. Her zaman ki yerinde oturmuş Türk kahvesi içtiğini gördüğünde gözlerini çevirip o tarafa doğru ilerledi.

Tam önünden geçtiğinde onun da kendisine saniyelik bakıp ardından kafasını başka tarafa çevirdiğini hissetti. Öfke tüm vücudunu ele geçirirken kalabalık kahvehanenin önünde durdu.

"Beyler.." dediğinde gözler ona çevrildi. Bir çift göz hariç. "Üst sokakta ki deponun önünde biri arabasını park etmiş, elamanlar içeri arabaları sokamıyor. Kiminse gidip arabasını çeksin."

Oturanlar birbirlerine bakıp, bizim değil diye mırıldandıktan sonra bazıları önlerine döndü. Özgür dümdüz önüne bakarken, göz ucuyla Aydın'a baktığında sinirli ve huysuz bir şekilde alnını ovup kahvesini yudumladığını gördü. Bu sefer gözlerini ona dikti.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin