22

708 89 107
                                    

Medya || Pretty Sexual - Dreamgirl



"Günaydın!" Neşeli bir sesle bağırıp masaya, Taeyeon'la derin bir sohbet içerisinde olan Sehun'un yanına oturdum. Ikisi de dönüp bana tuhaf bakışlar atarken hâlâ sırıtıyordum.

"Gün mü aydın?" dedi Sehun, açıkça şaşırmıştı. "İki yıldır falan beraberiz, bir kere bile sabah vakitlerinde gülümsediğini görmedim, sen kimsin ve Baekhyun'a ne yaptın? Ciddiyetle sorması, gözlerimi devirmem için yeterli bir sebepti.

"Neden böyle mutlusun ki? Bu çok şüpheli?" Taeyeon'un kaşları çatıktı, birkaç saniye duraksadıktan sonra kılıcını inanılmaz bir hızla belindeki kından çıkarıp bana doğrulttu. "Çabuk söyle, akşam yemeği niyetine Baekhyun'un kalbini yiyen bir iblis misin, değil misin?"

Ofladım ve kılıcının ucunu parmağımla ittirerek burnumun dibinden uzaklaşmasını sağladım. "Bazen insanlar sebepsiz yere mutlu olurlar. Bu kadar aptalken şüpheci olmaya cüret etmeniz bile beni öfkelendiriyor." Sözlerimi duyan Taeyeon, 'işte benim tanıdığım Baekhyun' der gibi bir ifade yerleştirdi yüzüne, ardından da kılıcını indirdi. "Hem bugün tören var, onun için heyecanlı olamaz mıyım?"

"Tabii ki olabilirsin, sonuçta büyük bir olay." Bir an duraksadı, düşünüyor gibiydi. "Ama ben senin yerinde olsaydım, daha çok gerilirdim sanırım. Sonuçta şarabı döküp bütün krallığa uğursuzluk getirebilirsin, ipi kesemeyip bu sene on dokuz yaşına giren herkesin kariyerini karartabilirsin, yemin ederken sesin titreyebilir veya kekeleyebilirsin, yürürken düşebilirsin..."

"Sen de çeneni biraz kapatabilirsin."

Aniden gelen sesle hepimiz irkildik ve eş zamanlı olarak sesim sahibini görmek adına arkamıza döndük. Siyahlar içindeki Kyungsoo ve Sehun'a pis pis bakan Jongin, hemen bir adım gerimizde dikiliyorlardı. Jongin konuşmaya devam etti. "Her şeyin kusursuz gideceğine eminim. Baekhyun aptal olabilir ama zekidir."

"İkisi aynı anda nasıl-"

"Efendi Baekhyun, Mareşal Junmyeon, törenden önce son bir kıyafetli prova yapma konusunda oldukça ısrarcı." Kyungsoo'nun sesi, herkesi sakin bir pasif agresiflikle bastırdığında ofladım.

"Zaten iki aydır sürekli prova yapıyoruz," diye homurdandım ama ruh hâlim öyle iyiydi ki yakınmamın devamını bile getiremedim ve zıplayarak ayağa kalktım. Kendimi, hâla bir rüyadaymış gibi hissediyordum ve az, çok az şey keyfimi kaçırabilirdi.

Sehun ve Taeyeon'un törende pek de görevleri olduğu söylenemezdi; Sehun diğer öğrencilerle birlikte sahnenin hemen yanında oturacaktı, Taeyeon'sa kişisel muhafızım olduğu için bana biraz daha yakında, sahnede, birkaç adım arkamda bekleyecekti. Yine de ikisi de peşimize takıldı, tören alanına doğru yürüdük. Zaman zaman yüzümde oluşan aptal gülümsemeye engel olamıyordum, tabii ki bu, Kyungsoo'nun her şeyi gören gözlerinden kaçmamıştı.

"Dün öğlenden beri güzel haberler mi aldınız?" diye sordu, ona tek kaşımı kaldırarak bakmama neden olarak. "Sizi en son o zaman görmüştüm, her zamanki gibi normal ve suratsızdınız. Oysa şimdi, sizden kesinlikle beklenmeyecek bir şekilde neşelisiniz. Bu mutluluğunuzu neye bağlamam gerektiğini tahmin dahi edemiyorum."

Diğer herkesin de aynı şeyleri düşündüğünü biliyordum. Aslında hiçbiri bana yabancı değillerdi; Kyungsoo ve Jongin ailem sayılırlardı, her ne kadar asla sesli bir şekilde dile getirmeyecek olsam da Sehun ve Taeyeon da dostlarımdı. Onlara, yıllardır aşık olduğum kişinin duygularıma karşılık verdiğini söylemeyi tabii ki isterdim ancak ne olursa olsun göz ardı edemeyeceğim bir gerçek vardı: İkimiz de erkektik.

Kyungsoo ve Jongin, on dokuz yıllık ömrüm boyunca bana bile ilişkilerini açık edememişlerdi, her ne kadar herkes beraber olduklarını bilse de sanki sözsüz bir anlaşma yapılmış gibi kimse onlarlayken bu konudan bahsetmezlerdi, onlar da gözler önündeyken birbirlerine yakın bile oturmazlardı. Tabii arkalarından konuşmayan yoktu ancak insanın mizacı buydu; ağzı olan konuşurdu ve bunu önleyebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Eğer benim, henüz on dokuz yaşındaki bir öğrencinin, bir erkeğe aşık olduğum duyulsaydı tüm hayatım daha başlamadan başıma yıkılırdı, bu yüzden ağzımı açmaya dahi cesaret edemedim.

crimsonWhere stories live. Discover now