27

774 86 129
                                    

THIS CHAPTER IS RATED M FOR MATUREEEE (BUNU YAZMAK İÇİN ÇOK UZUN SÜREDİR BEKLİYORUÖ SJSMSKSM)

Medya || Swim - Chase Atlantic



Öpüşüne karşılık verdim, hem de her şeyimle karşılık verdim. Dudakları, benimkileri ilk başta yumuşakça tadıyordu ancak dayanamayarak sertçe alt dudağını ısıran ben oldum. Belki hâlâ dün gecenin stresini yaşıyordum, belki çok uzun süredir içimde tuttuğum hislerin patlamasını istiyordum, bilemedim. Yine de ellerim göğsüne tırmanırken beni kucağına çekti ve sertliğime uydu. Ellerimi omuzlarına yerleştirip sıcacık kucağına anında uyum sağladım.

Öpüşmeyi bir an bile kesmediğimiz saniyelerde parmaklarımı göğsünde dolaştırdım ve bekledim, bekledim, bekledim fakat hiçbir şey olmadı. Bu benim ilk tecrübemdi, karşımdaki kişinin isteyip istemediğini nasıl anlayacağımı, hatta kendi isteğimi nasıl belli edeceğimi bile bilmiyordum.

Elimi yavaşça aşağıya doğru hareket ettirdim, sıcak avuç içimi iki göğsünün arasından kaydırıp karın kaslarına indirdim, onun elleri de belimi sıkıca kavrayarak aşağı yuvarlanmamı engelliyorlardı. Kıyafetlerinin üzerinden dahi olsa karnındaki sertliği hissetmek bütün dünyamın dönmesine sebep olmuştu ancak durursam dikkatim dağılırdı, biliyordum. Bu yüzden elimi biraz daha aşağı, kasıklarına indirdim, tam da hedefim olan bölgeye ulaşacaktım ki benden ayrıldı ve nazikçe bileğimi kavradı.

"Baekhyun," derken nefes nefeseydi, ela gözlerindeki parıltı beni heyecanlandırıyordu. En az benim kadar dağılmıştı. Belimdeki ellerinden biri çok hafifçe hareket etti, sanki aşağıya doğru inmek istiyordu ancak cesaret edemiyordu. Sertçe yutkunurken bakışları benimkilerden bir an bile ayrılmadı. "Bu gece odana bunun için gelmemiştim. Kendini, yapmak zorundaymışsın gibi hissetmeni istemiyorum. Henüz çok erken ve-"

"İstiyorum," diye fısıldarken kafamı kaldırıp gözlerine bakamadım, yanaklarım alev alevdi. Gözlerimi odakladığım adem elmasının sertçe hareket ettiğini görmek bana cesaret verirken gergince dudağımı ısırdım. "Çok uzun süredir istiyorum, Chanyeol."

Daha cümlem bitmeden kendimi çarşaflarımın üzerinde sırtüstü uzanırken buldum, Chanyeol de üzerimdeydi. Dizleri bacaklarımın iki yanında yerleşmişti, ela gözleri birkaç ton koyulaşmıştı. Heyecanıma ek bir gerginlik de içimde baş gösterirken sertçe yutkundum.

Çok güzeldi, üstelik onu beklediğim onca yılın ardından sonunda benimdi.

"Eğer," diye fısıldarken elleri hırkamın kuşağını çözüyordu, dudakları boynumdaydı. "Seni rahatsız eden bir şey olursa," kuşağımı çıkarıp kenara attı, hırkamı omuzlarımdan sıyırdı. Hafifçe doğrularak istediği her şeyi yapmasına izin verdim. "Herhangi bir noktada durmak istersen," beyaz iç kıyafetimi de indirdi, artık çıplak omuzlarım ortadaydı. Biraz gerileyerek gözlerinin önündeki görüntüye baktığında hırıltılı bir nefes aldığını hissettim. "Sadece durmamı söyleyeceğine söz ver."

Ela gözleri, çıplak omuzlarımdan yükselip benimkilerle buluştu. Onun da en az benim kadar istediğini görmek koca bir yıkıma sebep olurken kafamı salladım. "Söz veriyorum," dedim, rahatça konuşabiliyordum çünkü biliyordum ki durmasını istemeyecektim, son nefesimi kollarının arasında alsam bile.

Dudaklarına çarpık bir gülümseme yerleşirken iç elbisemin önünü tamamen açtı ve çıplak göğsümle içliğimi görünür hâle getirdi. Gerim gerim geriliyordum, bedenimde birkaç yara ve kusur vardı, zaten kimin olmazdı ki? Bunları o zamana kadar umursamamıştım çünkü çevremdeki herkes, bir savaşçının böyle olması gerektiği konusunda ikna etmişti beni. Oysa şimdi Chanyeol, o koyulaşan ela gözleriyle çıplak tenimin her bir santimini izlerken içimdeki beğenilme arzusu kabardı, beni çirkin bulsaydı ne yapardım?

crimsonWhere stories live. Discover now