ENGEL

3K 418 435
                                    

Dünyanın gördüğü en büyük başarı, önce bir hayaldi.

Allen

Rap rap rap.

Sessizlik.

Vığ vığ vığ.

Sessizlik.

Uykumu bölen bu seslerin kaynağının ne olduğunu merak ediyordum ama uykunun sıcak kollarından ayrılmak hiç hoş gelmiyordu. Belki de hoş gelmeyen gerçeklerdi. Savaş'a gidip bana yardım etmesini istemiştim ama elimde bir plan bile yoktu. Ölmek istemiyordum ama aptallık ediyordum. Kiminle dans ettiğimi bilmeden ani kararla yola çıkmıştım.

Sonuç başladığım noktadan daha kötü durumdaydım.

Savaş'ı yardım bulması için kalbini kırıp göndermiştim. İki günde geri dönüp hayatımı kurtaran efsane bir planla dönmesini beklemiyordum ama bu seslerin ve uzun süredir kimsenin beni öldürmeye çalışmaması çok daha kötü şeylerin olacağının ispatıydı.

Savaş'ın yardım bulması kaç gün alırdı? Önce kendi dostlarına ulaşması gerekiyordu. Kendi dostlarına ulaşması kaç gün sürerdi? Buraya geri dönmesi kaç gün sürerdi? Bu şekilde hesaplayınca bir haftadan önce geri dönemez gibi duruyordu ama hislerim bana iki saat sonra her şeyin değişeceğini söylüyordu.

Şu an sana sarılmak isterdim. Keşke seni göndermeseydim ama buradayken bize hiçbir faydan yoktu. Sana kırgın değilim, sonumuz belli değilken sana nasıl kırgın olabilirim ki? Açıklayamadığın bir şeyi sevdin sadece, tüm terslikler gibi bu da beni buldu.

Savaş

Savaş

Savaş savaş savaş

Gözyaşı

Savaş savaş savaş

Ne zaman döneceksin?

Keşke gitmeden önce madalyonunu bana bıraksaydın...

Uykum dehşet verecek şekilde kaçmıştı ve ben odaya aniden birisinin dalma ihtimaline karşı ağladığım belli olmasın diye gözlerimi tavana dikmiştim. Son damlalar yanaklarımdan akıp giderken burnumu kazağımın koluna sildim ve başka şeylere odaklanmaya çalıştım.

Tabii ki odaklanma çabalarım tekrardan acaba kaçabilir miyim? Kaçsam Savaş'ın bundan haberi olur muydu? Yoksa tam tersi onu tuzağa mı düşürmüş olurdum?

Kafam patlayacaktı ve ben soğuktan üşümüş parmak uçlarımla alnıma masaj yaparak bunu gidermeye çalışıyordum. Ev yanıyor da ben bu yangını bir kova suyla durdurmaya çabalıyordum. Ölmek istemememin derin güdüleri beni hırçınlaştırıyordu. Bir şeyler yap diyordu. Ama ne yapabilirdim? Kaçmak imkansız demişti Savaş. Tek başına kaçabilmişti, bir gölge gibi gitmişti. Onun bulduğu açık bana iki kat koruma olarak geri yansımıştı.

Dahası Kasap'ın ne istediğini öğrenememiştim. Onunla yüz yüze bile gelememiştim. Çağatay'ın istediği dosyalarda ne yazıyordu? Ertaş'ı bitirebilecek bir şeyler yazdığı kesindi ama neydi? Belki dayımın eline geçse bize bir yardımı olurdu?

Dayım ne yapıyordu? Ona Alas'a fazla güvenme demiştim, gerçi ortalıkta olacağını sanmıyorum. Benimde kayıp olduğumu biliyordu. Gerçekten kabus gibi adamın üzerine çökmüştüm. Bir yandan ben olmasam Ahu ile tanışamazdı diyecektim ama zaten tek ortak noktaları ben değildim. Elbet buluşacaklardı, bense yine fazlalıktım. İnsan kendi anne babasının yanında olmadığında hep fazlalık gibi hissediyordu.

Annemin özleminin bir bıçak gibi vurduğu anlardaydım, anneler çocuklarından önce ölmemeliydi...

Babamı da çok özlemiştim. İlk aşkım.

KAÇAKWhere stories live. Discover now