GECİKMİŞ

4.3K 478 157
                                    

Yaradan size her şeye dayanabilecek bir vücut verdi. İkna etmeniz gereken zihninizdir.

Vince Lombardi

Dayımın yoğun ısrarları üzerine dershaneye başlamıştım. İlk haftanın zor olacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Çoğu ilk kez mezuna kalıyordu ve genceciktiler. Fizikken onlardan daha minik olsam da davranışlarım hiçbir zaman onlar gibi olmayacaktı.

Bahçeye adım atar atmaz fotoğraf çekinen kızların dikkati üzerime çekildi. Kasım ayında, bu soğukta dışarıda ancak fotoğraf çekinen kızlar olurdu. Eskisi kadar can yakıcı olmasa da hala bu bakışlar beni zorluyordu. Bazen fotokopimi ister misiniz diye bağırmak istiyordum ama tuvalete kaçıp ellerimi lavaboya dayayıp aynaya bakıyordum.

İyi değilim. Mutlu musunuz? İyi değilim.

Saçlarımın arasından kendime bakıp sınıfıma geçiyordum. Burası dershaneden çok okul gibiydi. Okul gibi olmasından nefret ediyordum. Eve ve dayımın iş yerine çok yakındı. Şansıma sınıfımda bir kişi eksikti ve tek oturan bendim. Hala kayıt almaya devam ediyorlardı ama benim yanım boştu.

Derslerden sonra etütlere ve soru çözümlerine girme gibi bir zorunluluğum yoktu bu yüzden diğerlerinden aşırı şanslıydım ve öğle yemeğini yemek için arkadaş filan edinmem gerekmiyordu. Tek başıma kalabalık içinde yemek yiyemeyenlerdendim.

Çantamı pencere kenarındaki en arka sıraya koydum ve pencereden gelen insanlara bakmaya başladım. Bu mevsimde nasıl üşümeden bu kadar açık giyinebildiklerine inanamıyordum. Koyu yeşil pantolonunun yan kısımları dikiş detaylı ve üzerinde lacivert büstiyer tarzında düğmeli üstüyle gelen kız beni şoka uğratmıştı bile. Elinde bir ceket vardı ama hava çok sıcakmış gibi giyme gereği duymuyordu. Ona bakıp ergenlik hormonlarını kontrol edemeyen çocuklara umutsuzca bakıp yerime oturdum.

Genelde saçlarımın arasına saklanıyordum ve derslerde hiç söz hakkı almıyordum. Bazen hocalar zorla konuşturuyordu ve herkes dönüp bana bakıyordu. O anki sessizlik ve gözlerden çok rahatsız oluyordum. Bahçe gördüğüm kız en ön sıraya eşyalarını bırakıp çıktığında onunla aynı sınıfta bile olduğumuzu bile bilmiyordum.

Onu görünce dönüp kendime baktım. Siyah bir kazak ve mavi bir kot giyiyordum. Pantolonumdaki potluk belli olmasın diye bir kemer takmıştım. Sanki bunu yapınca hiç kimse beni fark etmeyecekti. Düşünmeyi kesip föyümü çıkardım.

Bu konuyu bildiğime emindim ama şimdi çok karmaşık geliyordu. Kurşun kalemimin başını kemirirken hocanın tanıdık sesiyle irkildim. Rehberlik hocası sınıfa yeni bir öğrenci getirmişti. Olamaz. Saçlarımı iyice önüme
alıp kafamı kaldırmadım.

İlk dersin hocası geldiği gibi yeni öğrenciyi sorguya aldı. Bu onların biz çok ilgili bir kurumuz prosedürü idi.

"Sen yenisin," dedi doğal sarışın olan hocamız. Mezun olduğu bölümü birincilikle bitirdiği dışında hiçbir şey bilmiyordum.

"Evet," dedi yanımdaki çocuk.

"Adın nedir?"

"Yankı," dediğinde şu meşhur spiker gibi koltuğumdan kayıp gittiğimi hissettim ama öyle bir şey olmadı.

"Ah, iki Yankı yan yana."

Ciddi misin? Adaşımın olmasından daha kötü bir şey varsa onunda erkek olmasıydı. Yankı pek kullanılan bir isim değilken şimdi yan yana gelmiştik. O çocuk dahil sınıftaki herkesin bana baktığına emindim.

Hocamız ona mezun olduğu lise gibi bir takım saçma sorular sorarken yaşıt olduğumuz gerçeğiyle bir kere daha yıkıldım. Harika! Onun mezuna kalma sebebi tamamen serserilikten benimki zorunluluktu ve diğer öğrencilerin velisinden oldukça şikâyet geldiğine emindim.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin