KORKU

5.1K 476 466
                                    

Sende henüz karşılığını alamadığım bir mektubum var. Sende yüreğim var, canım var, aklım fikrim var. Sende her şeyim var. 

Nazım Hikmet

Yankı'dan...

Tavan bana bu kadar yakın mıydı, duvarlar ne zaman üstüme gelmeyi bırakacaktı? Kuşları şakıdamayı bıraktı, ondan mı tüm bu sessizlik? Kalbim hep böyle mi atıyordu, yanaklarım hep alev alev miydi? Dizlerim titrerken ayakta durmak hep zor mu olacaktı?

Eğer yapsaydım seni sonsuza dek kaybederdim.

Bu cümlenin ağırlığını üzerimde hissediyordum, kaldıramıyordum, yalan diye haykırmak istiyordum. Neler çeviriyorsun, Melek? Benim oyun oynayacak gücüm yok anlamıyor musun? Ağlamak istiyorum ama kendime verdiğim söz geliyor ve dik duruyordum. Kısacıcık saçlarımın arkasına sığınmak zor oluyordu.

''Sen beni hiç kazanmadın ki!''

Savaş'ın gözlerinin içine bakıp bastıra bastıra söylemiştim. Oyununa ortak olmayacağım, senin istediğin gibi olmayacak bu sefer. Savaş dediklerimi kulak arkası yaptı, duymak istemiyor gibiydi ama duyacaktı. Nasıl olsa istediklerini zorla yaptırma gibi bir huyu vardı. Canı sıkılırsa bu oyundan kaba kuvvet kullanırdı.

''Görmüyor musun?'' diye sorduğunda onu baştan aşağıya inceledim. Ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyorum, Melek. Bu numaralara kanmam ben. Yinede bu ödüllük performansını izleyeceğim. Boşa kürek çekişini zevkle izleyeceğim.

''Karanlıktayım,'' dedi kısık bir sesle.

Sen benim kocaman merhametimi sömürdün, şimdi sana inanıp yardım elimi uzatacağım? Asla. O hapisten intikam için çıktın. Sadece dayımdan değil benden de intikam almak için çıktın. Bana ruhsal acı çektirmenin yeni yollarını aradığını biliyorum ama bu sefer olmaz. Eski Yankı değilim, neye inanıp inanmayacağımı sen söylemeyeceksin artık.

''O karanlık beni de çağırıyor.'' Hiçbir suçum, günahım yokken üzerime geldin. Ben masumdum. Ona herhangi bir zarar vermemiştim, bunu biliyordu ama yinede dayımı durdurmak için o masumiyeti kirletmişti. İleri gitmeye doyamıyordu, sınırı yoktu.

''Sözsüz iletişim becerileri olmayan, empati kuramayan ve fiziksel olarak sakar çocuklar nasıl tanımlanır bilir misin?''

''Bilmek istemiyorum,'' dedim gözlerimi gözlerine dikerken. Bana ulaşmaya, içimdeki merhamete dokunmaya çabalıyordu ama hepsini kendi eliyle paramparça yaptığını unutuyordu. Kahvesi solmuş gözlerinde hiç umut yoktu. Benimde ona umut olmaya niyetim yoktu.

''Çocuksun, içindeki çağlayanı dinleyen bir çocuk.''

''Seni mi dinleyecektim?''

''Beni sinirlendirmeye çalışmaktan vazgeç,'' dediğinde gözlerimi kıstım.

''Neden? Gerçek yüzün mü ortaya çıkar?''

Neden hala onu dinliyorum ki? Arkamı ona dönüp gitmeye yeltendim ama yine konuşmaya devam ediyordu. Bu sefer sesinde eski Savaş vardı. Bir ego, kendini beğenmişlik akıyordu. Bunun olmasından nefret ediyordum.

''Güvenebileceğin tek kişiyim!'' Sesi artık yüksek çıkıyordu, hoşlanmıyordum.

''Yalnız kalmayı tercih ederim,'' dedim ama yüzümü ona dönmedim.

''Bir hafta bile yaşayamazsın,'' dediğinde artık içindeki canavar konuşuyormuş gibi geldi. Tipik Savaş işte, istediğini elde edemeyince çirkinleşiyor ve saldırgan bir hala bürünüyordu. Onun bir katil, onun bir kaçak olduğunu kendime sık sık hatırlatıyordum.

KAÇAKWhere stories live. Discover now