KATİLİN SOĞUK NEFESİ

6.6K 485 635
                                    

Cesaretini asla kaybetme; zorluklar içerisinde kilidi açılabilecek en son anahtar çoğu zaman odur.

Zig Ziglar

Bu evi tanımıyorum, önünde durduğum kapıyı daha önce hiç görmemiştim. Neden birden bire burada olduğumu da bilmiyordum. Kapıdaki yedi numarası dikkatimi çekti ama bana hiçbir şey anımsatmadı. Zile mi basmam gerekiyordu? Elimi uzattım tam zile basacaktım ki merdivenlerden bir çocuk hızla yukarı doğru geldi.

Neredeyse onu tanımayacaktım, bu Savaş. Yine Savaş'ın olduğu bir anıdaydım ve muhtemelen beni sadece o görebilecekti. Gözlerini kocaman açıp bana baktı, gülümsedi. Üst dişlerinden biri eksikti ve bu onun saçlarını okşama isteğimi arttırıyordu.

''Lala burada ne işin var?''

Lala mı?

Bunu nereden biliyordu? Ona anlatmamıştım ama biliyordu. Ben tüm bunları düşünürken o hızla yedi numaralı dairenin kapısına vurmaya başladı. Bu çocuk kesinlikle hiper aktifti. Biraz soluklanmak nedir bilmez miydi?

''Ahu! Kapıyı aç.'' Kelimeleri uzata uzata konuşuyordu ve çocuk ciyaklamasını hiç özlememiştim.

Neredeyse bir genç kız olan Ahu sesten rahatsız olmuş bir şekilde kapıyı açtı. Sarı, kahverengi karışık saçları ve yeşilimsi gözleriyle çok güzel bir kadın olacağı belliydi. Savaş ise kızıla çalan kahverengi saçları ve aynı renk gözleriyle ablasına tezattı. Yinede benziyorlardı.

''Sessiz ol. Komşular rahatsız olacak,'' diyen Ahu'ya Savaş sadece omuz silkti. Ahu hala Savaş'ı azarlıyordu ama umurunda bile değildi. İlgisi başka taraftaydı ve odaklanmanın onun çok zor olduğu belliydi.

Ahu sonunda pes etti ve ortalıktan kayboldu. Savaş yine minik eliyle elimi tuttu.

''Hadi Lala,'' dediğinde yine tüylerim diken diken oldu.

Beni hızla çekiştiriyordu, bana göstermek istediği bir şey olmalıydı ama ne olduğunu bilmiyordum. Savaş beni misafir odasına getirdiğinde etrafı incelemeye başlamak istedim ama buna izin vermedi.

Beni bir beşiğin yanına getirdi ve bir buçuk yaşlarında dünyalar güzeli bir kızı gösterdi. Bu kız kimdi? Gerçekten bebeğe baktıkça evlat sahibi olası geliyordu insanın. Beşiğine uzanmış emziğini emiyor ve tepesindeki oyuncaklara bakıyordu.

''Annem onu çok seviyor ama ben hiç sevmiyorum,'' dediğinde Savaş'ın bir kız kardeşi olabilir mi diye düşündüm ama bildiğim kadarıyla yoktu. O zaman Savaş bu bebekten neden kıskançlıkla bahsediyordu?

''Onu rahat bırak,'' diyen Ahu'nun sesiyle irkildim.

''Bir şey yapmıyorum,'' dedi Savaş hınzırca.

Bir planı var, hem de hiç iyi olmayan bir planı.

''Kimle konuşuyordun öyle?''

İyi ki bir ablam yokmuş diye düşünmeden edemedim. Savaş'ın yine dikkati dağılmıştı ve arkasını dönüp gidecekken sehpanın üzerindeki saksıyı devirdi. Ahu hızla saksıya baktı ve bir şey olmadığını görünce sevindi ve eski yerine koydu.

''Merak etme Lala, seni göremez.''

''Kiminle konuşuyorsun?'' Kaşları çatılmış bir şekilde benim olduğum yere döndü ama boş boş baktıktan sonra Savaş'ı tutup odadan çıkardı. Bende onların peşinden gittim ama çabucak gece olmuştu ve Ahu Savaş'ı yatağına yatırmıştı.

KAÇAKМесто, где живут истории. Откройте их для себя