ÇAN SESLERİ

5K 462 342
                                    


Birileri arkanızdan konuşuyorsa onlardan öndesiniz demektir.

Anton Çehov

Özgür'den...

Küs müyüz?

Başımı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım, ilahi güçten hiçbir zaman bu kadar yardım dilememiştim. Sanırım bana kızgındı çünkü son zamanlarda hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Onu bu kadar kızdıracak ne yapmış olabilirim diye düşünmüyordum bile çünkü geçmişim bu sorunun kocaman harflerle yazılmış bir cevabıydı.

Gökyüzü gri bulutlarla doluydu, bir felaket olacak belli.

Soğuk boğazıma saplanırken kabanımın içinde rahatsızca kıpırdandım. Bekle, Özgür, beklersen istediğine kavuşursun. Bu bekleyişte aklıma sürüsüyle anı geliyordu. Daha Yankı'nın bende ilk kalışlarıydı. Sık sık ateşi çıkardı küçüğümün. Elinin tersiyle yanaklarını yoklar ateşi var mı yok mu onu anlamaya çabalardı.

Yankı düşündükçe hatalarım aklıma geliyordu ve yaslandığım arabaya binip şaranpolden yuvarlanmak istiyordum. Tüm bunlar benim hatamdı ama her hatamın kötü olduğunu söyleyemem. Güzel hatalarımda var, Ahu gibi, doğmamış bebeğim gibi.

Geçmişteki bana bebeğin olacak deseler hassiktirin gidin derdim ama şimdi en iyi baba olmak için elimden geleni yapıyordum. En azından iyi bir baba olmalıydım. İyi bir dayı olmak konusunda berbattım ama en azından iyi bir baba olmalıydım. Belki bir gün Yankı da beni affederdi. Ona karşı o kadar mahcup ve çaresizim ki yüzüne bakmaya cesaret edemiyorum bazen.

Ahu ile tanışmadan önce, Yankı'nın üniversite kazanıp gideceğini düşündüğüm anlarda yine yalnızlığımla başbaşaydım. Yankı'nın varlığına o kadar çabuk ısınmıştım ki birden yalnız olma fikri beni korkutmuştu. Oysa hayatım boyunca yalnız sayılırdım. O kızın böyle bir özelliği vardı işte, varlığına alıştırıyor ve yokluğu bir yangın oluyordu.

Çok sonraları fark ettim ama fark ettim. Beni ne bekleyen bir liman ne de benim için gelen bir gemi vardı. Ahu olmasa beni bu denli toplayacak bir kadın olur muydu? Bir çocuğum elbet olurdu ama şimdiki kadar güzel olmazdı. Kendi hovardalığım yüzünden hayatı berbat başlayacak bir çocuğum olsun istemezdim doğrusu.

O kadar korkuyorum ki yeni hayatımızda onun da hayatını kaydırmaya, ben kötü insanlarla birlikçi oldum. Yeri geldi onları kızdırdım, yeri geldi onları yakalamaya çabaladım ama kayan Yankı'nın hayatı oldu. Ellerimin arasında kayıp gitti. Şimdi aynısın çocuğumun başına gelmesinden o kadar korkuyorum ki, Yankı'yı tam olarak hayata kazandıramamışken çocuğumu kaybedemezdim.

Bu olumsuz düşüncelere yol açan gri bulutlara söverken Ahu'nun her şey iyi olacak deyişi aklıma geliyordu. Perçemlerinin arasından yonca yeşili gözleri parlıyordu, her şeyin iyi olacağına inanmak istiyordu. Duygularımı ırmağa bırakmışım gibi parmaklarımdan dökülen şiirler hep onaydı. Şiirlerin kimin ihtiyacı varsa ona ait olduğu söyleniyordu lakin şiir kime yazılıyorsa ona aitti. Geriye kalanlar kervana uğrayan yolculardan ibaretti.

Özlüyorum, Yankı ile eskisi gibi olmayı özlüyorum. Bende annesini gördüğü için bile olsa yine eskisi gibi olmayı özlüyorum. Aramız pek iyi olmasa da eskiden daha iyiydik. Öğreniyordum, ona nasıl yaklaşmam gerektiğini ama şimdi her şeyi batırmışım gibi hissetmekten kurtulamıyorum.

Bu benim öyküm olamaz, bu benim öyküm olmamalı diyorum ama günün birinde acıyı keşfeden bir çocuğun hikayesi bu kadar oluyordu. Kimseye güvenmeyen birisi olup çıkıyordunuz. Güven duysunu çok uzun zaman önce birisinde kaybetmiştim. Hem de fazlasıyla.

KAÇAKWhere stories live. Discover now