39. Sona Doğru

1.3K 131 46
                                    

"Lily çözmeye yaklaşıyor Cissy, ne yapabilirim bilmiyorum." Severus sinirle ellerini saçlarının arasından geçirirken Narcissa elini bacağına koydu. "Belki öğrenmesi onun için daha iyi olur. Belki ondan kendisi soğur." Severus dalga geçercesine bir ses çıkardı. "Lily'yi cidden tanımıyorsun. Diana'nın kim olduğunu öğrenirse bir daha asla kendisini uzaklaştırmasına izin vermez. Nolursa olsun hep yanında olur. Ama onu istemediğine inanırsa belki..."

İnanmıyordu. Severus ondan kaynakları ne kadar saklarsa saklasın, onu ne kadar yanlış bilgilendirirse bilgilendirsin Lily aramaktan vazgeçmiyordu. Umudunu asla kaybetmemesi Lily'de en sevdiği şeylerden biriydi ama şimdi sonunu getirmesinden korkuyordu. En azından Diana onu itiyordu.

Severus bunu asla dile getiremeyecek olsa da ona minettardı. Cissy'nin ona anlattığı şeyler Lily için ne kadar endişelenmesine sebep olsa da Diana sanki tüm bunların farkındaymış gibi kendisine yakın olan ve zarar görmesi muhtemel herkesi hızla yanından uzaklaştırıyor gibiydi. Tabii buna Severus da dahildi.

Kendisini neden ittiğini anlamıyordu gerçi. Başta bunun da Lily ile ilgili olduğunu düşünmüştü ama onunla yalnızken de konuşmuyor ve artık ortak derslerinde de birlikte oturmuyordu. Karanlık Lord Severus'la arkadaş olduğunu öğrense bu nasıl bir sorun teşkil edebilirdi ki. Sonuçta Severus bir Slytherin'di.

Tüm bunlar da Severus'u tek bir sonuca itti. Diana'nın asıl arkadaşı Lily'di ve o da olmayınca Severus'a katlanmak gereksizdi. Bu içini istemediği kadar yaksa da daha büyük problemleri vardı.

Gelen sesle ikisi de hemen doğruldu. O gelmişti. Yine. Her zamanki gibi. Crabbe ve Serena Jones arka odaya geçerken Cissy ve Severus da onları sessizce takip etti.

"Anlat." dedi Crabbe bıkkın bir sesle. Her gün Diana'nın hayatını ayrıntılı bir biçimde dinlemekten ve haftanın sonunda bunları özet çıkarmaktan sıkılmış olmalıydı. "Derslerden sonra Susan Pendragon'la birlikte göl kenarına gittiler. Ardından Sirius Black geldi ve onu ormana götürdü. Onları bir süre kaybettim ama sonrasında bulduğumda öpüşüyorlardı. Ardından kavga etmeye başladılar. Diana sadece fiziksel bir ilişki istediğini onunla duygusal açıdan ilgilenmediğini söyledi. Odaya geldiğinde de biraz sinirliydi. Erkenden yattı, o sayede gelebildim."

Cissy duyduklarına şaşırmışsa da Severus'un yanında bir hiçti. Sinirlendiğini hissetse de kendine hakim oldu. Kızların bu 'Çapulcular' da ne bulduğunu asla anlamıyordu. Diana sürekli Sirius'u itiyordu ama sonra da onu öpüyordu ve nedenini anlayabilmiş değildi. Acaba Lily de Potter'ı öpmüş müydü? Yok, Lily öyle bir saçmalık yapmazdı. Zaten o Potter'dan nefret ediyordu. Ama Diana da Sirius'tan nefret ettiğini söylüyordu. Başını iki yana sallayarak bu düşünceyi kafasından atmaya çalıştı.

"Vay be," dedi Cissy fısıltıyla. "Sirius'a hiç acımamış." 'Aynen' diye mırıldansa da Severus artık bunun doğru olduğundan emin değildi. Diana'nın izlendiğini bildiğine ise gün geçtikçe daha çok inanıyordu. Black'i korumaya çalışıyor, dedi içinden. Tıpkı Lily'i korumaya çalıştığı gibi...

* * * * *

Remus, Diana ve Sirius'un az önce anlattıklarını kafasında tartıyor ve ihtimalleri hesaplıyordu. Sonunda Sirius dayanamadı. "Eee, ne diyorsun?"

Remus çatık kaşlı ifadesini Diana'dan çevirmedi. "Sirius bizi biraz yalnız bırabilir misin lütfen?" Sirius itiraz etmek istese de Remus'un sesi karşı çıkılmak istemediğini net bir şekilde belli ediyordu. İsteksizce dışarı çıkıp kapıyı kapattı. Remus derin bir nefes aldı. "Sahiden bununla nereye varmayı planlıyorsun?"

Diana da kaşlarını çattı. Bu tepkiye şaşırmıştı. "Planı beğenmedin mi yani? Bence işe yaraması yüksek bir ihtimal ve eğer yaramazsa da-" "İşe yaramamasını boşver, benim merak ettiğim yararsa nolucağı. Naptığının farkında mısın? Etrafında bir avuç insan kalana kadar herkesi hayatından dışladın. Sirius'u geçiyorum zaten. Sonrasında Lily," Diana bakışlarını yere çevirdi. "Başka çarem yoktu Rem, onun için çok tehlikeliydi." Remus kafasını aşağı yukarı salladı. "Peki ya Xenophilius, James, Tanrı aşkına Snape'i bile kendinden uzaklaştırdın!" Diana dudağını ısırdı. "Xeno çok saf, ona zarar vermeleri çok kolay olurdu. James bir Potter, onlardan zaten hoşlanmaz. Ve bir Slytherin'le arkadaş olamam. Özellikle Sev kadar yaralı ruha sahip bir çocukla. Direkt Tom'un radarına girerdi ve onu kendi tarafına çekmeye çalışırdı. İstediğinde oldukça ikna edici olabilir." "Pekala, diyelim ki işe yaradı. Napıcaksın? Bu insanları itmeyi kesecek misin?" Buruk bir gülümseme suratına yerleşti. "Bu ulaşıcağımız sonuca bağlı Rem." Remus parmaklarıyla oynamaya başladı. "Peki ya Sirius?"

Diana derin bir iç çekti. Remus'un duymak istediğini söyleyebilmeyi cidden ne çok isterdi. Sanki Sirius bir bataklıktı ve Diana her geçen saniye daha kaçınılmaz bir şekilde sona yaklaştığını hissediyordu ve açıklanamaz bir şekilde bundan memnundu. Çektiği acı kendisinde bağımlılık yaptığından yine, yeni, yeniden suratına yumruk isteyen bir mazoşist gibiydi. Aşk ve sevgi kesinlikle aynı şey değildi. Aşkın içerisinde sevgi vardı belki ama nefret, hırs ve ihtiras da vardı. Şehvet, tutku ve şefkat de. Anlayış ve kıskançlık, özveri ve bencillik, uyum ve inatçılık, cesaret ve korkaklık; hepsini bir arada barındırıyordu içinde. Diana bu duygu kasırgasını mutlulukla kabullenmeye hazır olabilirdi, ama durum bundan biraz daha karmaşıktı.

"Sirius'la aramızdaki tek duvar ne yazık ki Tom değil. Bunun işe yaraması Sirius'u koruyabilir, ancak yaralanmaya müsait tek insan Sirius değil. Marlene'i de korumam lazım, ve tabii kendimi de." Remus, Diana'nın ondan beklemediği bir anlayışla kafasını salladı. "Peki devam ediyor musun, panzehiri aramaya yani?" Buruk gülümseme yüzündeki yerini tekrardan aldı. "Son bin yıldır, yaklaşık her gün." "Bulmaya hiç mi yakalaşamadın?" Remus'un gözlerinde acı vardı ve bunu görmek Diana'yı adeta sarsmıştı. Nolduğunu sormak istediyse de buna cesareti yoktu. "Yaklaşmışımdır herhalde. Sonuçta dünyadaki malzemeleri belirli bir sayıda kombinleyebilirsin değil mi? Gerçi seni temin ederim, bu sayı oldukça fazla." Remus kıkırdadı. "Yemin ederim D, panzehiri bulmanı en az senin kadar istiyorum. Keşke dünyada her şeyi iyileştirecek bir panzehir olsa. Herkesi düzeltecek. Her şeyimi verirdim..."

* * * * *

Ne söylediğimi biliyorum ama bir geçiş bölümü daha yazmaya karar verdim ve işte burada! Hem büyük olayların 40. Bölümde yaşanması daha iyi olur diye düşündüm ve kesinlikle daha güzel bir sayı.

Dediğim gibi Marvel seviyorsanız diğer hikayem "Ölüm Meleği: Deyna Stark" kitabına göz atarsanız beni çok mutlu edersiniz.

Bu bölüm de benden size sürpriz olsun!! Lütfen her paragrafa yorum yapın, yorumlarınızı okumak bu işin en sevdiğim kısmı:)

Sizce Remus'un sorunu ne?

Severus'un yaptığının doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

Siz Diana'nın yerinde olsanız napardınız?

Büyük bölümde görüşürüz artık, elimden geldiği kadar hızlı bir biçimde yazıcam:)

Ravenclaw'un LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin