31. İlk İzlenimler

2K 165 142
                                    

"Evet, hemen anlatıyosunuz! Bu iş ne zaman başladı, ne kadardır devam ediyor, bize ne zaman söyleyecektiniz?"

Regulus Diana'nın art arda gelen sorularıyla gözlerini devirdi. "Annemin kızlık soyadını da söyleyeyim ister misin?" Diana gözlerini kısıp kafasını yana eğdi. "Annenin kızlık soyadı da Black zaten, Mini Black." Regulus kaşlarını çattı. "Sen niye her şeyi biliyorsun?" Susan ikilinin arasının gerildiğini fark edince araya girme ihtiyacı duydu. "Uff bir durun, konudan sapıyorsunuz!" Diana'nın gözleri parıldadı. "Aa evet, doğru. Bu konudan sapmasak iyi olur çünkü en yakın arkadaşlarımdan biri bir Black'le çıkıyor!"

Regulus sesten rahatsız olmuş gibi yüzünü buruşturup kulağını tıkadı. "Abimin vericeği tepkiyi abim öğrenmeden yaşıyorum resmen! Aşırı dramatiklik bulaşıcı olabilir mi acaba?" Diana kaşlarını çatıp elini beline koydu. Regulus'un yüzü iyice korkmuş bir ifadeye büründü. "Tamam, bu benzerlik cidden ürkütücü olmaya başladı. Evlenin de hep birlikte kurtulalım artık!" Bu sefer Diana yüzğnü buruşturdu. "Espri yeteneğini babandan almışsın Mini Black. Ve benim arkadaşım da bu zevksizliğe düşmüş yani."

Susan dudağını ısırdı. "Bak D, kimseye söyleyemezsin. Özellikle Black ailesi kesinlikle öğrenmemeli. Sonuçta safkan değilim." Diana kafasını yana yatırdı. "Ee, iyi ya, en azından Muggle doğumlu değilsin. Walburga seni çıtır çıtır yerdi." Sonra duraksayıp ikisini de iyice süzdü. "Tamam, tamam, kimseye tek kelime etmem. Ama zaten siz de sonsuza kadar ihtiyaç odasında saklanamazsınız. Ama bir şartım var." Susan ve Regulus sorgularcasına ona baktılar. "Beni bu hafta yalnız bırakamazsın Susan. Raymond köşe bucak beni kovalıyor resmen! Onunla daha fazla yalnız kalamam." Regulus kahkaha attı. "Abimi kızdırmak için bu kadar ileri gitmen gerekiyor muydu cidden? Zavallıya biraz merhamet et." Diana göz devirdi.

"Benzerlikten bahsedene de bir bakın. Resmen Sirius'un kopyasıyla konuşuyorum. Hem ayrıca ben abini kızdırmaya filan çalışmıyorum." Regulus inanmayan bir bakış attı. "Yapma ama Diana, abimi kandırabildin belki ama beni kandıramazsın. Sirius'u seviyorsun ama onu kendinden uzak tutmaya çalışıyorsun. Tahammül bile edemediğin bir çocuğu hala yanında dolaştırmanın tek nedeni de bu."

Diana yüzünü buruşturdu. "Çok bilmişlik ve ukalalık sizin ailede genetik herhalde." Regulus sırıttı. "Öyleyse Black soyadına kolaylıkla uyum sağlayabileceğine eminim Reynolds."

* * * * *

Remus kaşları Sirius anlattıkça daha da çatılıyordu. Nihayet arkadaşının söyleyecekleri bitince sindirmek istercesine kafasını salladı.

"Peki, bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun Sirius?" Sirius dudağını ısırdı. "Bilemiyorum Aylak, Diana'ya söylemeli miyim, emin değilim. Bunu yapmanın onu gereksiz yere endişelendirmekten başka ne yararı olabilir ki? Sen ne diyorsun?"

Remus düşündü. Kafası hala Dorcas olayı yüzünden sisli olsa da kendini olabildiğince konuya vermeye çalışıyordu.

"Haklı olabilirsin. Ama bununla birlikte Serena Jones'un onu izlediğini öğrenirse daha dikkatli davranabilir." "Tam olarak hangi konuda?" Sirius hafiften sinirlenmeye başlamıştı. "Cissy'nin söylediğine göre gelip bir gün içinde yaptıklarını anlatıyormuş. Normal konuşmalarını, derslerini, okul olaylarını. Bunların neresi ilgi çekici, tam olarak hangi konuda dikkatli olmalı?"

Remus'un bu konu hakkında bir fikri vardı elbette ve bu Diana'nın bazı davranışlarını açıklayacak cinsten bir bilgiydi. Bunula birlikte eğer Diana'ya haber verirse Diana'nın Sirius'u kendinden uzaklaştırmak için her şeyi yapabileceğinin farkındaydı. Belki de bunun bir sır olarak kalması ve Sirius'un koruma iç güdüsü onları yakınlaştırabilirdi.

"Tamam, iyi o zaman. Sen kazandın. Onu kendin koru, göz kulak ol. Ama bunu yaparken de cinayet işlememeye çalış." Sirius sırıttı. "Söz veremem Rem, süpürge dolabında Raymond Cox'un cansız bedenini bulursan hiç şaşırma."

* * * * *

Lily heyecandan kendini birkez daha çimdikleyince Severus hafifçe eline vurdu. "Şu değersiz Muggle için kendi canını yakmayı keser misin lütfen?" Lily ofladı. "Bi dur Sev, zaten heyecandan ölmek üzereyim. Hem, o değersiz dediğin kişi kardeşimle evlenebilir." Severus yüzünü buruşturdu. "Bunun onu daha değerli yaptığından kuşkuluyum." Lily gözlerini devirdi. "Tuney'le iyi geçinsen ölmezsin, Sev." "Belki," dedi Severus. "Ama neden risk edelim?"

Lily enişte adayından hoşlandığını söylerse Merlin tarafından çarpılacağına epey emindi. Vernon Dursley epey somurtgan, memnuniyetsiz ve en kötüsü de kibirli bir gençti. Onunla ilgili söyleyecek tek bir güzel söz bile bulamadığından suskunluğu tercih ediyordu. Çocukta kendisinden pek hoşlanmışa benzemiyordu. Vernon Lily'nin pis bir ucube olduğuna emindi. Lily de onun kaba, egolu bir orangutan olduğunu düşünüyordu.

Yemeklerin ardından tatlılara geçildi. Annesi hevesi kırılmadan sürekli olarak Vernon'a sorular soruyor ve ziyadesiyle çekilmez yanıtlar alıyordu. Buna karşın babası pek de mutlu değil gibiydi. Daha ilk görüşte çocuktan hoşlanmayacağını anlamıştı fakat kendi kızı da bir melek sayılmazdı.

Annesi sofrayı kaldırırken misafire baktıp ardından Lily'e döndü. "Oh canım kızım, umarım senin getireceğin çocuk da Bay Dursley kadar kibar ve mütevazi olur." Lily bunu açık bir çek olarak gördü çünkü bir gün bu sofraya James'i bile getirse, annesinin standartlarına uyacağına şüphe yoktu.

Lily'nin odasında o akşamlık Vernon kalacağından Lily Petunia ile yatacaktı. Petunia yatağa girerken ona parladı. "Sakın yorganı üzerine çekme yoksa seni aşağı fırlatırım!" Lily sakince başıyla onayladı. "Tuney?" "Ne?" Yutkundu. "Seni erkek arkadaşının önünde utandırmadığımı umuyorum." Petunia'nın bakışları biraz yumuşadı. "Korktuğum bir şeye sebebiyet vermedin, hayır. Gerçi..." Lily'nin gözleri endişe ile doldu. "O sarı elbise sana hiç olmamış. Bir ara seni alışverişe götürmeliyim. Tarzın epey vasat Lil." Lily gülümseyince Petunia da ona gülümsedi. "Şimdi annemler kızmadan yatağa gir."

* * * * *

Sevgili Lordum,

Eşime okuldan gelen mektuplar varlıklarını sürdürmeye ve orada yaşananlar bize aktarılmaya devam ediyor. Diana Reynolds'ın attığı her adımdan haberimiz var ve kızınızın bildirdiğine göre Raymond Cox adındaki çocukla sürmekte olan bir ilişkisi olsa da Sirius Black'e karşı devam eden güçlü duygular beslediğinden kuşkulanmaktayız.

Bununla birlikte bulanık kızla olan arkadaşlığı devam etmekte. İkisinin de arkadaşı olan Severus Snape adlı Slytherin ise bizim tarafımıza geçmek üzere. Fakat çocuğu etkilemek ve manipüle etmek epey zor. Küçük Regulus Black için de aynı şey geçerli Lordum. Sizin ikna kabiliyetinizin önce Snape sonra da Black üzerinde çok daha etkili olucağından eminim.

Sadık hizmetkarınız,
Rodolphus Lestrange

🔹🔹🔹🔹🔹

Üzgünüm, yine ortalıktan kayboldum ama üniversite sınav senemde olduğum için böyle oluyor. Fakat dershanem daha yeni araya girdi ve bu süreçte yazabildiğim kadar yazıcam. Umarım bölümü beğenmişsinizdir:)

Mektupta geçen 'kızınız' kelimesi dikkatinizi çekti mi bilemiyorum fakat bahsedilenin Diana olmadığı açık. Kim acaba? Köstebeğimiz olabilir mi?

Regulus ve Susan hakkında neler düşünüyorsunuz? Ya Sirius'un Diana'yı kendi koruması?

Yeni bölümde görüşmek üzere💞

Ravenclaw'un LanetiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora