33. Kalp Kırığı

1.8K 177 83
                                    

Diana konuşmadan gergince duruyordu. Regulus'la bir süredir bakışıyorlardı ve gerginliği hala azalmamıştı. "Bunu sana Walburga mı söyledi?"

Ağzından çıkmasını ilk beklediği şey bu değildi. Hatta kendi içinde konuşmama kararı almıştı. Ne kadar bildiğini anlamaya çalışacak ve onun konuşmasını bekleyecekti. Ama Sirius'un öğrenme ihtimali onun kontrolünü kaybetmesine yetmişti. Sirius bunu asla öğrenmemeliydi.

Regulus sinirli ama kontrollü gözüküyordu. Diana'yı çözmeye çalışıyor gibiydi.

Kafasını iki yana salladı. "Nasıl öğrendiğimi boşver. Açıkçası bu her neyse beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren konu başka. Dünyaya son gelişinde evebeynlerin kimdi Diana?"

Şimdi Diana'nın endişesi daha da artmıştı. Bu kadarını Walburga'dan öğrenmesi imkansızdı. Sesi titredi. "Bellatrix'le mi görüşüyorsun?"

Regulus kafasını çevirdi. "Bu seni hiç ilgilendirmez!" dedi sinirli bir ses tonuyla. "Tabii ki ilgilendirir!" diye karşılık verdi Diana ve Regulus'a doğru yürüdü. "13 yaşına yeni girdin Reg. Safkan bir Black'sin. Anlamıyor musun? Tom manipüle eder, seni bir davanız olduğuna inandırır. Ama yok! Ölümden korkan bir zavallının liderliğini kendine yakıştırma." Regulus sadece güldü. "'Manipüle eder' ha? Onun ne olduğunu gayet iyi biliyorum Diana, sıkıntım seninle! O yüzden bunu sana tek bir kez döyleyeceğim Reynolds, Riddle, Ravenclaw ya da her neyse artık! Abimden uzak duracaksın. İsmi lazım değil ve tarafındakiler hayatımıza yeterince girdiler zaten." Diana'nın kaşları çatıldı. "O ne demek?" "Cissy'i Lucius Malfoy'la nişanlandırdılar demek." diye cevapladı sıkkın bir sesle. Diana'nın gözleri büyüdü. "Cissy daha-" "Daha 12 yaşında, biliyorum. Ama inan bana yengemin Andromeda olayından sonra beklemeye hiç niyeti yoktu. Annemde işini şansa bırakmak istemiyor gibi." Sesinde acı vardı. "Sırrın bende güvende olucak Diana ama senden tek bir ricam var: eğer abime birazcık bile değer verdiysen lütfen ondan uzak dur. O, başına nasıl bir bela açıcağını anlayamaz. Hoş, anlasa da bu onu durdurmaya yetmez zaten. Ama sen anlarsın. O, senden sürekli haber alıyor. Abimi öğrenirse ona zarar verir D. Sana yalvarıyorum, Sirius'un bu işlere bulaştırma."

Diana yanında yeni oluşan iskemleye kurulurken iç çekti. Çapulcular Hogwarts'ı ne kadar gezerse gezsin asla İhtiyaç Odası'nı bulamayacaklardı. Güldü. Burası çok daha kırık ruhlar için, diye düşündü. Tamir edilemeyecek ruhlar.

"Ben de dediğini yapmaya çalışıyordum zaten Mini Black. Kalbini kırmak pahasına onu korumaya." Regulus derin bir nefes aldı. Bir süre içinde tuttu. "Kalp kırıklığı geçer Diana, ölünce yeniden doğamaz ama. Senin aksine."

Kapıya doğru hızlı adımlarla yürüdü. Hiç arkasını dönmedi. "İyi günler." dedi ve odayı terk etti.

* * * * *

"Sonuç olarak, annemler Frank'i çok sevdi." Marlene Alice'in koluna koyup gülümsedi. "Çok sevindik Alice. Umarım benim evebeynlerim de ilerde omlara götüreceğim damat adayını beğenirler." Dorcas güldü. "Eğer bu sözleri Sirius'u düşünerek söylüyorsan unut onu canım. Olur da bir mucize olur ve bir kız onu evlenmeye ikna ederse Sirius büyük ihtimalle sarhoş bir biçimde babana, annenin ne kadar seksi olduğunu ve poponu ondan aldığını söyleyip annene gecelerine heyecan kattığı için teşekkür eder."

Diana ağlamamak için direniyordu ama tırnaklarını avuç içinw batırdığı yerin kanamaya başladığını hissetse de bunun ona hiçbir yardımı olmadığı açıktı. Sirius. Evlenmek. Hayali bile acı vericiydi sanki. Kim olduğunu söylediğin de Susan'ın ona nasıl baktığını hatırladı. Haklıydı. Regulus haklıydı. Diana haklıydı. Sirius ona yasaktı. Asla onun olamazdı.

"Sirius'un kimseyle evleneceğini sanmam Marls ama madem onu istiyorsun, artık harekete geçmelisin." Lily'nin kaşları çatılırken Marlene atıldı. "Napabilirim ki D? Ona karşı hislerimi biliyor zaten. Bana bir şey hissetmesini sağlayamam ya." Diana kaşlarını kaldırdı. "Yoo, gayet tabii sağlayabilirsin."

Diana'nın ne kastettiğini ilk anlayan Alice oldu. "Saçmalama D, bu korkunç bir şey. Hem aşk iksirleri gerçek aşk yaratamaz, sadece bir sanrı oluşturur." Diana onaylarcasına kafasını salladı. "Ve bu sanrı da Marlene'e Sirius'a yakın olup onu kendine gerçekten aşık etme şansı tanır." "Sence bu mümkün mü?"

Marlene'in sesindeki heyecan ve umut Diana'yı kırmıştı. Mümkün müydü? Sirius'un başkasını Diana'yı sevdiği gibi sevmesi mümkün müydü? İkisi de başkalarına dokunmuşlardı, Diana bunu kıskanmıyordu. Ama bir başkasına ona baktığı gibi bakarsa küçük kalbi bunu kaldırabilir miydi?

"Elbette mümkün." dedi yüzünde sahte bir gülücükle. Sesi çatlamıştı ama Marlene fark etmemiş gibiydi. Buna karşın Lily'nin fark ettiği kesindi. Marlene mutlulukla Sirius ile kurduğu hayallerden bahsetmeye başlayınca Lily Diana'nın kulağına eğildi. "Dışarı gel, konuşmamız gerek."

"Amacın nedir söylesene! Sirius'u Marlene'e itince ne olmasını bekliyorsun?" Diana'nın hiçbir mimiği oynamadı. Kalp kırıklığı geçer, diye geçirdi aklından. Ama ölünce yeniden doğamaz, senin aksine.

"Benim naptığım ya da ne hissettiğim seni ilgilendirmez Lily. Biliyor musun, bundan cidden bıkmaya başladım. Herkes sanki hayatlarındaki tek dert ben ve Sirius'un aşk hayatıymış gibi buna odaklanmış durumda. Farkında mısınız bilmiyorum ama benim bir sevgilim var! Hayatım hakkındaki kararları da kendim alabilirim. Beğenmiyorsan o senin tercihin, ama ben en azından karar verebiliyorum!" Lily'nin kaşları çatıldı." Bu ne demekti şimdi?"

Diana derin bir nefes aldı. Şu ana kadar bunu düşünemediğine inanamıyordu ama büyük ihtimalle görmezden gelmeyi tercih etmişti. Lily'i, bir muggle doğumluyu, nasıl en yakını yapardı? Sirius bile safkan bir Black olarak daha güvenli bir konumdaydı. Lily onun yanındayken güvende değildi.

"Hiç kimseyi kaybetmemek için körü oynamandan bahsediyordum Lily, herkese kuyruk sallamandan. James'ten nefret ediyormuş gibi davransan da ilginin hoşuna gittiğini biliyorum. Ya zavallı Sev'e ne demeli. Çocuk sana deli divane aşık ama sen korktuğun için onu serbest bile bırakamıyorsun. Tabii bir de-" "Bir de ne?" Lily şaşırtıcı derecede sakin gözüküyordu ama bakışları Diana'nın anlamasına yetmişti. Bunun bir geri dönüşü yoktu.

"Bir de Remus var tabii. Sen de gayet farkındasın onun hislerinin. Ama tamamen karşılıksız olmasına rağmen onu da parmağında oynatıyorsun. Masumu oynuyorsun ama ne yaptığının gayet farkındasın. Göründüğün gibi değilsin Lily Evans, safmış ayaklarına yatma. Bir daha da sakın bana edep dersi vermeye kalkma!"

Lily birkaç saniye sadece durdu. Sonra da kapıya doğru gitti. İçeri girmeden durdu ve arkasını döndü. "Ne yapmaya çalıştığının farkındayım Diana. Ve tebrik ederim, istediğine ulaştın. Beni de kaybettin."

Lily içeri girdikten sonra Diana bir süre kımıldamadı. Ardından kaldırıma çömeldi. Cebinden Sirius'un ona Noel hediyesi olarak verdiği yüzüğü çıkarttı. Yüzüğü elinden çevirip baktı. Gözlerinden yaşlar süzülürken güldü. Sirius Black'in evlenme teklif ettiği ilk kişi. Son olmayacağı aklına gelince yaşlar daha hızlı akmaya başladı.

* * * * *

Sirius birden izlediklerinden rahatsız oldu. Kendini mutlu hissetmesi gerekirdi ama daha çok rahatsız olmuştu. Onu yerde, elinde ona verdiği yüzükle ağlarken izlemek, mahremiyetine saygısızlık ediyormuş gibi hissettirmişti.

Remus'a döndü. "Bu kadarı yeterli, onu biraz yalnız bıraksak daha iyi olur. Hem bizim de konuşmamız gerekenler var. Öyle değil mi, aşık çocuk?"

× × × × × × × × × × × ×

Evett, şu ana kadar ki net favori bölümüm! Siz ne düşünüyorsunuz?

Ayrıca unutmayın, ne kadar çok yorum, o kadar çabuk yeni bölüm!

Medya: Diana Ravenclaw

Ravenclaw'un LanetiWhere stories live. Discover now