12. Kıskançlık

2.8K 201 44
                                    

Lily ona hala kötü kötü bakarken Diana'nın kahkahalarını dizginlemesi epey zordu. Sonunda dayanamadı ve yeniden hunharca gülmeye başladı. "Üzgünüm Lily ama bu gerçekten muhteşem."

Bahsettiği şey Büyük Salon'un ortasında sinirle durmakta olan Lucius Malfoy'un saçlarıydı, yani, geriye kalanları. "Diana Reynolds." Minerva'nın sesini duyar duymaz hazır ol pozisyonuna geçti ve kendini durdurmaya çalıştı. Fakat o da tıpkı Lily gibi bakıyordu ve aralarındaki benzerlik bir anda oldukça korkutucu bir şeye dönüştü. "Ben yapmadım!" diye yakındı anında. "Peki öyleyse neden gülüyorsun?" "Çünkü her kim yaptıysa bir dahi olmalı." Bunun üstüne yeniden bütün salon gülmeye başlayınca Malfoy yeniden sinirlendi. Dişlerini sıkarak "Sence bu komik mi Reynolds?" diye hırladı. Diana gayet rahat bir biçimde yanıtladı. "Evet." Malfoy bu cevabın üstüne anında asasını çıkarttı. Tabi hemen ardından da Lily, Severus, Susan, Remus, James, Sirius ve kendilerinden bir yaş büyük bir Hufflepuff onu takip etti. Sirius odada şöyle bir göz gezdirdi ve ardından Hufflepuff'a döndü. "Sen de kimsin?!" Çocuk onu duymazdan gelince onun yerine James cevap verdi. "Reymond Cox, Hufflepuff'ın Arayıcı'sı." Sirius'un kaşları çatıldı. "Peki ne sıfatla Diana'yı koruyor? Yani Sümsükus'un bile geçerliliği var ama-" Bu sırada sırtında bir asa hissetti. "O aptal ismi bir kez daha ağzına al ve kendini odanın diğer tarafında bul Black." "Ah, hadi ama Reynolds, burada seni savunuyorum." Diana omuz silkti. "Senin savunmana ihtiyacım olduğunu nereden çıkarttın Black? Hem sen hangi sıfatla beni savunuyorsun?" Sirius çapkın sırıtışını yeniden yüzüne yerleştirdi. "Müstakbel kocan?" Salon yeniden kahkahalara gömüldü. "Ah, lütfen. Hatırlatma bile! Noel hediyen için hala dayak yememiş olmanın tek nedeni bu muhteşem şaka." dedi Lucius'un saçlarını işaret ederek. Malfoy bu sefer sinirle Sirius'a döndü. "Bunu sen mi yaptın Black?" Sirius da ona karşı hamle yaptı. "Şüphen mi vardı Malfoy?" "Yeter!" Minerva gerçekten çıldırmış gibi görünüyordu. "Herkes dağılsın, hemen!" Diana da tam arkasını dönöüş gidecekken devam etti. "Siz hariç Malfoy, Potter, Lupin, Pettigrew, Black ve Reynolds." Diana derin bir iç çekti ve Minerva'yı takip etti.

××××××××××××××××××××××××××××

"Dediklerimi algılıyor musunuz Bayan Reynolds?" Diana Minerva'nın soyadını söylemesiyle gerçekliğe döndü. "Aslına bakarsanız Profesör, ne kadar umursamaz ve aptal çocuklar olduğumuzu sekizinci kez dile getirince dinlemeyi bıraktım." Bu cevabın üstüne Peter, James ve Sirius kıkırdamaya yeltendiler fakat McGonagall'ın delici bakışlarıyla karşılaşınca kendilerini tuttular. "Bu kendini bilmez tavır için Ravenclaw'dan 10 puan. Ayrıca dördünüz Hagrid'le Yasak Orman'da devriye gezeceksiniz. Bay Lupin sizden de Bay Malfoy'un saçlarını düzeltmesi için onu revir kanadına götürmenizi rica ediyorum." Diana araya girdi. "Bir dakika, bir dakika.. Brn neden cezaya kalıyorum ve daha da önemlisi Remus neden kalmıyor?" Remus şaşkınlıkla arkadaşına döndü. "Teşekkürler Diana." Diana omuz silkti. "Ben batıyorsam sen de benimle geleceksin." Sözü Minerva devraldı. "Yeter! Bay Lupin'in bu işin içinde olmadığını sanıyorum. Size gelince Bayan Reynolds, bu şakayı bu kadar komik bulduğunuza göre onu yapan 'dahi'lere yardımcı olmak istersiniz diye düşündüm. Şimdi doğru sınıflarınıza. İlk dersin bitmesine hala 20 dakika var." McGonagall'ın odasından ayrılırken Diana onun duyamayacağı bir sesle küfürler mırıldanıyordu. "Bu ç-çok sa-saçma. Bizden yasak ormana gitmemizi isteyemez! İst-teyemez di mi?" Diana Peter'a döndü. "İstemedi Pettigrew, emretti. Ama bu kadar korkma. Yanımızda Hagrid olucak ve zaten çoğu yaratık çocuklara zarar vermez." "Yormuyor mu, yani her şeyi bilmek?" diye dalga geçti Sirius. Diana samimiyetsizce gülümsedi. "Sana laf anlatmaya çalışmak kadar yorucu değil Black."

KSKS dersliğinin önüne gelince kapıyı tıklattılar. "Girin." İçeri girer girmez Diana Lily'nin yanına oturdu. "Cezan ne?" diye sordu merakla. "Çapulcular ve Hagrid ile yasak orman devriyesi." Lily'nin gözleri korku ile irileşti. "Bu oldukça korkutucu bir ceza." Diana sırıttı. "Rahatla biraz, sen bir Gryffindor'sun!"

××××××××××××××××××××××××××××

Diana ve Severus o sabah bir değişiklik olarak kahvaltılarını Gryffindor masasında ediyolardı. Açıkçası ne Gryffindor'lar ne de Severus birbirilerinden memnundular. Diana Mary'e döndü. "Slughorn'a aşk iksiri için gittiğini duydum MacDonald, kimdir bu şansız birine göre oldukça şanslı çocuk?"
Mary omuz silkti. "Kendim için değildi, Marlene rica etmişti." Diana sinirle kasıldı. Kimin için istediğini sormasına gerek yoktu, zaten ortadaydı.

Bu sırada kulakları James Potter'ın sesiyle doldu. "Derhal Gryffindor masasından kalk Sümsükus!" Diana gerçekten bu aptal isimden nefret ediyordu ve şimdi McKinnon Sirius'u hayranlıkla izlerken orada durmak istemiyordu. Tabağını alıp ayağa kalkınca Sirius önüne geçti. "Sen kalabilirsin Diana." Diana alayla güldü. "Siz kalk dediniz diye kalkmadım, otur dediniz diye de oturmayacağım. Senin izinlerinle hareket etmiyorum Black!" Kendini gerçekten sinirli hissediyordu. Tabağı onun eline bırakıpBüyük Salon'dan hızla ayrıldı.

İşte şimdi anlamıştı Sirius'un o gün neden teşekkür ettiğini. Bu farklıydı. McKinnon onun arkadaşı sayılırdı ve bu onu daha çok zorluyordu. Başka kızlar umrunda dahi olmazdı ama Marlene...

Onu beyaz bir gelinlik içinde düşündü. Sirius da bir damatlık giymişti. Birbirilerine doğru ilerlerken mutlu gözüküyorlardı. Diana kendisiyle dalga geçercesine 'hıh' ladı. 'Zaten senle olamaz neyini kıskanıyorsun?' dedi kendi kendine.

Şu an Kara Göl'ün yakınındaki bir ağacın altında oturuyordu. Sadece birinci sınıf olmalarına rağmen okulun en popüler öğrencileri olmayı baiarmışlardı. Sanırsa bu aşk dramalarının tek iyi yanı buydu. Ardından yanına bir gölge düştü. Kafasını yana çevirdiğinde ikinci sınıf öğrencisi Hufflepuff Arayıcısı Reymond Cox'u gördü. "İyi misin Diana?" Diana 'evet' anlamında başını salladı. "Güzel, düşünüyorum da sana ağlamak hiç yakışmazdı." Diana bu lafın üstüne istemsizce gülümsedi. "Hah, şöyle işte. Gül." Sonra o da gülmeye başladı.

××××××××××××××××××××××××××××

Sirius elindeki tabakla olduğu yerde dikilmeye devam ediyordu. "Ne dedim ki ben şimdi? Hayır yani, 'Sümsükus' a kızdı desem, onu ben demedim ki, sen dedin James." Aslında Lily Diana'nın neye kızdığını anlamıştı. Marlene'in Sirius'a olan bakışları zaten çoğu şeyi açıklıyordu. Bir de aşk iksiri mevzusu çıkmıştı.

Bu sırada Severus da hala ordaydı. James ona döndü." Sen neden hala burdasın Sümsükus?" Severus asasını çıkarmaya yeltendi ama Lily onu durdurdu. "Boşver, ceza almaya değmez." Severus da bir hışım kalktı ve kendi masasına doğru ilerledi.

"Yok, ben bu kızı cidden anlayamıyorum. En iyisi gidip ne yaptığımı sorayım." Remus onu durdurmaya yeltendi ama Sirius kolayca kurtuldu. Hızla Büyük Salon'u terk etti ve bahçeye çıktı. Gözleriyle etrafta onu aradı ve kuzguni saçları Kara Göl'ün yakınındaki bir ağacın altında buldu. Yanına ilerleyeceği sırada başka birinin onun hemen yanına oturduğunu gördü. Yine o Hufflepuff'lıydı.

Bakışları keskinleşti, nefes alışları ritmikleşti. Bir köpek avına nasıl bakarsa o da öyle bakıyordu şimdi. Sonra Diana'nın gülümsediğini gördü ve bir an için her şey durdu. Hep onun gülümseyişini hayal etmişti ama bu, onlardan bile güzeldi. Başkası görse 'sanki daha önce hiç görmemiştin gülümsediğini' derdi. Görmemişti. Onlar hep alaycı sırıtışlardı. Kendisine hiç böyle samimi bir tebessüm bahşetmemişti.

Sonra bir anda sinirlendi. Bu büyüleyici gülümseyi ona bahşetmediği gibi şimdi bu Hufflepuff'lıya gösteriyordu. İşte bu kıskanıcağı bir şeydi. Ne yalan söylüyordu ki, her şeyini kıskanıyordu. O, ona yakın olamazken onu tabıyan herkese sinirliydi adeta. Belki de bu yüzden Sümsükus'tan bu kadar nefret ediyordu.

O Diana hakkında çok şey biliyordu ve bu değerli hazinenin farkında bile değildi. Ah Sirius bir bilseydi. En sevdiği rengi mesela. 'Mavi' diye düşünüyordu. Peki acaba tatlı insanı mıydı, tuzlu mu? Bak bunu bilmiyordu işte. Ne tür müzik dinliyordu? Ayak parmaklarından en uzunu baş parmağı mıydı yoksa işaret mi? Her bilgi kırıntısına muhtaçtı ve orada dururken bir tanesini daha edinmişti. Gülerken bir yanağı tek kez, diğer yanağı iki kez katlanıyordu.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Arkadaşlar, şimdilik ne Sirius ve Diana ne de Lily ve James yakınlaşabilir. Onların daha zamanı var. Bu arada gelecek bölümde ilk senenin son günü olacak çünkü bu sene başka önemli bir olay yok.

Şimdilik hoşçakalın😘

Ravenclaw'un LanetiWhere stories live. Discover now