10. Yılanın Sesi

2.8K 180 31
                                    

"Eğer kastettiğin buysa hayır Lils, Mugglelar'ın ağaç kabuğu yediklerini sanmıyordum!" Lily'nin tren yolculuğu boyunca Mugglelar hakkında konferans vermesi Diana'yı bir tık sinirlendirmişti. Zaten biliyordu, bu dünyaya her seferinde safkan gelmiyordu. "Tamam, sakin olun kızlar. Hadi başka bir konu hakkında konuşalım." dedi Severus olabildiğince yatıştırıcı bir ses tonuyla. "Ne gibi?" "Bilmem, mesela sen ve Lupin'in sürekli gittiği şu esrarengiz görev gibi." Lily hemen savundu. "Kızı rahat bırak Sev, anlatmak istediği zaman anlatır." "Teşekkür ederim." Ve devam etti. "Yani bize hala güvenmiyorsa bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok." Diana göz devirip önüne döndü.

Yaklaşık 10 dakika sonra kompartımanın kapısı sertçe açıldı. İçeri uzun siyah saçları ve vahşi bakışları olan bir kız girdi. "Severus, Malfoy bir çeşit toplantı yapmak istediğini söyledi." Ardından gözleri tiksintiyle Lily'i buldu. Onaylamayan bakışlarını nihayet ondan çekip sıra Diana'ya geldiğinde ifadesi hemen değişti. Gözlerinden merak, tatmin ve biraz da kıskançlık okunuyordu. "Tamamdır Bella, hadi gidelim." Fakat Bella kıpırdamadı. "Sensin değil mi, hani şu kuzenimin abayı yaktığı meşhur birinci sınıf?" Diana'nın yüzünde alaycı bir sırıtış belirdi. "Demek bir Black daha, ha? Walburga doğurgan bir dönemindeydi anlaşılan." Bella'nın bakışları derinleşti. "Ben Walburga'nın değil, Cygnus'un kızıyım fakat sen nereden biliyorsun halamı?" 'Göründüğün kadar da aptal değilmişsin küçük cadı.' diye düşündü Diana. Fakat o da değildi. Yanlışlıkla bu kadar aptalca bir şey söylemezdi. "Ailemi tanır. Sen ona Di-" Duraksadı. Walburga'nın bazen - yani neredeyse her zaman - kelimenin tam anlamıyla bir cadı olabildiğini biliyordu. Bella, Diana'nın iletmek istediği mesajın yanında Sirius'un ondan hoşlandığı ek bilgisini de paylaşabilirdi. Bu onun için oldukça tehlikeli olabilirdi. "Yani bilir. Uzaktan. Neyse.. Siz gitmiyor muydunuz?" Bella yavaşça kafasını salladı. Bakışları hala onu tartıyor gibiydi ve kompartımandan Severus ile birlikte çıktılar. "Bu da neydi böyle?" "Bilmiyorum."

Nihayet tren King's Cross'a ulaştığında Severus da yanlarına gelmişti. Birlikte trenden indiler ve onları karşılayacak olan Lily'nin ailesini aramaya başladılar. Bu sırada Diana tanıdık bir ses duydu. "Diana?" Arkasını döndüğünde ona şaşkın bir biçimde bakmakta olan Fleamont ve Euphemia ile karşılaştı. Önce sarulmak için bir hamle yapsa da hemen yanlarında olan James, Sirius, Remus ve Peter dörtlüsünü ve arkasında duran Lily ve Severus'u hatırladı. "Ah, Bay Potter. Beni hatırlamanıza şaşırdım. Teyzemi sadece iki kez ziyarete gelmiştiniz." dedi ve bakışlarıyla olayı açıklamaya çalıştı. Fakat Fleamont oldukça şaşkın bakıyordu ve bu ziyaretleri hatırlamaya çalışıyor gibi görünüyordu. Neyse ki Euphemia duruma hemen el koydu. "Ah, evet. Ama senin kadar güzel bir kızı unutmak pek mümkün değil. Demek oğlumla yaşıtsınız. James nasıl, çok yaramazlık yapıyor mu?" Diana doğruyu söylemeye karar verdi. En azından, bir kısmını. "Oğlunuz harika bir Quidditch oyuncusu. Müthiş bir Kovalayıcı." Fleamont biraz alaycı bir tavırla araya girdi. "Yine de son maçı kazanamamışlar. Ama bir dakika.. Şimdi anladım. Maç Ravenclaw'laydı. Tabii ki senin karşında şansları yoktu." Diana ve Euphemia gözlerini korkuyla açtılar. "Üzgünüm Bay Potter ama Diana'nın Ravenclaw öğrencisi olduğundan hiç bahsetmedik." dedi Lily sorgular bir tavırla. "Ayrıca," diye ekledi Sirius. "Quidditch iyi oynadığını bilmeniz bir kenara takımda olduğunu nereden biliyorsunuz?" "Ben," Herkes Remus'a döndü. "Bay Potter bana sizin nasıl yenildiğinizi sordu ben de ona Ravenclaw takımında Diana adında müthiş bir Arayıcı olduğunu söyledim." Lily ve Sirius aynı anda 'hah' ladılar. Diana ise Remus'a minnet dolu bir ifadeyle bakıyordu. "Neyse, bizim gitmemiz gerek. Sizi yeniden görmek güzeldi Bay ve Bayan Potter."

Biraz daha bakınmanın sonunda kahverengi saçlı, hafif tombul bir kadınla sarışın oldukça uzun bir adamın 13-14 yaşlarında tıpkı babası gibi sarışın uzun bir kızla tartışıyor olduğunu gördüler. "İşte, ordalar!" Severus ve Diana Lily'i takip ederek arkasından ilerlediler.

Ravenclaw'un LanetiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt